Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.29
Gram Altın
2998.47
BIST 100
9342.21
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Nisan 2022

Güvenli liman

Batı’nın Rusya’ya dönük yaptırımları artarak devam ederken, Rusya’nın “gazı RUBLE ile satacağını” ilan etmesiyle, AB ülkelerini bir telaş sardı. Bu minvalde Rusya’nın şartını yerine getireceğini duyuran ilk Avrupa Ülkesi de Litvanya oldu. Ruble ile ödeme yapmaya yakın emareler sergileyen, başka Avrupa ülkelerin olduğunu da medyadan çoğumuz işittik. Alman Ekonomi Bakanı ise “sınırlı gaz tüketimine” geçitlerini söylese de, enerji şirketlerinin “Rus gazının ithalatını durduklarında, elektrik ve gaz fiyatlarındaki KESKİN ARTIŞLARI” işaret etmesi, Almanya içerisinde de çatlak seslerin duyulmasına yetti. Fakat enteresan bir gerçek vardı. Tüm bunlar yaşanırken, ABD’nin Rusya’dan, HAM PETROL TEFARİĞİNİ % 43 ARTTIRMASI gündeme bomba gibi düştü. İlginç değil mi? Ama ilginçlikler, bununla da sınırlı kalmadı.

Hatırlayacağınız üzere Rusya tarafından, ürküten bir açıklama yapılmıştı 18 Mart günü. “Ukrayna’ya ait yaklaşık 420 mayının, fırtınadan dolayı zincirlerinden koptuğu..." bilgisi, bir anda Karadeniz’e kıyı ülkelerde gerilimi arttırdı malumunuz üzere. Uzmanlar ise denizin akış yönü ile rüzgârı hesap ederek, mayınların evvela Bulgaristan’a, Romanya’ya ve Rusya'ya gideceğini tahmin etseler de dedikleri gibi olmadı. Elbette oralarda da mayınlar görüldü. Ancak açıklamadan SADECE DÖRT GÜN SONRA, yüzlerce mil sürüklenen mayınların önce Sarıyer, akabinde de İğneada açıklarına ulaştığı ve imha edildiği haberleri, aklımıza deli sorular getirdi. Zira kalın zincirlerle monte edilen mayınların, 420 tanesinin birden kopmasına, kimse bilimsel bir izah getiremedi şimdiye kadar. Tabi Rus savaş gemileri adeta Karadeniz’de fink atarken, Ukrayna’nın HANGİ ARA BU MAYINLARI DÖŞEDİĞİ de, diğer bir soru olarak kafamızı kurcalamadı değil.

Hal böyleyken; “acaba birileri, Türkiye'nin TARAFSIZLIĞINDAN RAHATSIZ MI olmuştu”, demeden edemiyor insan. “TÜRKİYE'nin savaşı bitirme çabası, birilerinin işine mi gelmiyordu” ya da Allah göstermesin “olası bir mayın patlamasıyla, Türkiye ateşin içine mi çekilmek isteniyordu”, tarzı şüpheler de cabası. Çok abarttığımı, düşünebilirsiniz elbette. Kim bilir, belki de haklısınız? Ama Avrupa’nın bu kıskaçtan çıkabilmek için, Türkiye'yi KAYITSIZ ŞARTSIZ yanında görmek istediğini ve bunun için dışladıkları Ankara’nın, kapısını aşındırdıklarını unutmamak elzem. Diğer tarafta ise Hindistan, Çin S. Arabistan’ın… Rus petrol ve doğalgaz satışlarını yerel para ile yapılması ve Batı tarafından, Rusya’nın Avrupa’daki mal varlıklarına çökülmesinin DOĞURDUĞU SONUÇLAR da kesinlikle göz ardı edilemez. Mesela Doların yara alması, güvenlik tehdidi ve yatırımcıların mevcut durumdan endişelenmelerinin, Türkiye’yi GÜVENLİ LİMAN haline getirmesi bu noktada dikkat çekici bir gelişme… Nitekim bu sermaye akışı sağlandığı takdirde, Türkiye’de dolar fiyatının düşmesi ve ekonomide belirgin bir iyileşmeyi tetiklemesi, hiç uzak bir ihtimal olarak görünmüyor şüphesiz.

Anlayacağınız birileri, Avrupa’yı dize getirmek için savaşın biraz daha sürmesini; birileri de Türkiye’yi yanlarına alıp, bu açmazdan kurtulmanın derdinde olduğu gayet açık. Fakat bu sıra da Türkiye’nin Ortadoğu, Orta Asya, Akdeniz ve Afrika’da İVME KAZANAN jeopolitik gücünü, Dolmabahçe’de ki barış müzakereleri ile ZİRVEYE TAŞIMASI her iki taraf adına pekte hazmedilecek cinsten sayılmaz. Zaten o yüzden ”bunların iç siyasete, hatta seçimlere de etkisi muhakkak olacaktır” demekteyiz ısrarla. Keza Devletimizin TARAFSIZLIK TUTUMUNU FIRSATA ÇEVİRMESİNE rağmen, muhalefetin bir tarafa (Avrupa) yakın duruşu fazla söze hacet bırakmıyor. Çünkü kurulan sistemde, TÜRKİYE’nin olmazsa olmaz konumda yer aldığını, hemen hepsi çok iyi biliyorlar tartışmasız. Bunu olaylara at gözlüğü ile bakanlar, belki anlamıyor olabilirler maalesef. Ne diyelim! Allah onlara da feraset versin…