Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Aralık 2023

Guten Tag Şaban!

İhlâs…

Resûlüllah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, İhlâs Sûresi, Kur'ân'ın üçte birinedenktir.” buyuruyor.

İhlâs, “İbadet ve iyilikleri, riyadan ve çıkar endişelerinden arınarak yalnızca Allah için, Allah rızası için yapmak.”

Samimiyet.

Şirk ve riyadan, bâtıl inançlardan, kötü duygulardan, çıkar hesaplarından ve gösteriş arzusundan kalbi temizlemek…

Yalnızca Allah’ın rızasını gözetmek.

Bir sohbet sırasında, “İhlas’ı kaybettik” dedikten sonra, aklıma, nereden estiyse, ekleyiverdim:

“İhlas, finans oldu!..

Sonra, malûm, neler oldu!”

İhlas Finans oldu, Bereket de Sigorta!

Bereket Sigorta,

Hayat sigortası!

x

Bereket;

Ne güzel bir kelime, başka hiçbir dilde aynı mânâyı bulamazsınız…

Bereket, bolluk-çokluk demek değil.

Az olan bereketli olabilir, dünya kadar malın mülkün tek kuruşluk bereketi olmayabilir.

A’raf Sûresi’nin 96. Âyetinde; iman, ihlâs, takvâ sahibi toplumlara gökten ve yerden bereket kapılarının açılacağı, insanların başına gelen felâketlerinin ise tuttukları yolun kötü olmasından kaynaklandığı buyruluyor.

Eskiden her alışverişimizde geçerdi “Bereket” duası.

Bakkalımız, yarım ekmeğin parasını verdiğimizde “Allah bereket versin” derdi, biz de “Bereketini gör” diye mukabele ederdik.

Süper marketlerdeki-zincir marketlerdeki kasiyerler, parayı alıp üstlerini verirken, kredi kartından parayı çekerken “Allah bereket versin” der mi?

Nasıl desin?

Bu sistem öyle bir sistem değil ki!

X

İşte, “Hizmet.”

Ne güzel bir kelime.

Allah rızası için yaratılanlara hizmet etmek, Allah’a ibadet mesâbesinde.

Anne, babaya hürmet ve hizmet, cennetin kapılarını açıyor, kutsi hadislerde müjdeler var.

Ne güzel bir kelimedir, hizmet…

Ah onu da, “cemaat” kisveli malûm karanlık yapı aşındırdı.

Nice zamandır, güzelim “hizmet” kelimesini kullanmaktan imtina eder olduk.

Bir de “Zaman” var, tersinden okursanız “Namaz”.

“Zaman” gazetesi vardı bir zamanlar.

Kaybedilmeden kıymetinin anlaşılması emrolunan nimetlerden, zaman.

Zamandan borç alan, borcunu asla ödeyemez!..

Epeyce vakittir “zaman” kelimesini kullanmıyorum, “vakit” diyorum.

İhtiyacı karşılıyor çok şükür de, “zaman”ı niçin kaybedelim?

x

Merhum Cemil Meriç, “Kâmus namustur!” der.

Kâmus, sözlük.

Kelimelerimizi, kavramlarımızı yitirdikçe, aslında nelerimizi yitirmiş oluyoruz?

Popüler kültür, bizi “kavramlarımızdan” vuruyor.

x

Selamün Aleyküm.

Geçenlerde, bir popüler-feminist program yapımcısı kadının programına bağlananlardan biri “Selamün Aleyküm” deyince…

Programcıdan acayip tepki geldi.

“Guten Tag (Almanca iyi günler) deseydin bari”, filan dedi, o kadar yani.

Selamün Aleyküm, Arapça ya…

Kızgınlık oradan, verilen Guten Tag misaline bakılırsa!..

Selâm yerli olmalı!..

İyi de…

“Selâm” kelimesi de, “merhaba” kelimesi de, Arapça!..

“Hayırlı günler!” deseniz…

Onun da “kök”ü, hayr, o da Arapça!

X

Şaban.

Ne güzel bir kelimemizdir.

Ne de güzel bir isimdir de, artık çocuğuna Şaban ismini koyan yok, neredeyse!

İnsanlara “Bebeğinize Şaban ismini koymayın!” derseniz, gider özellikle koyarlar!..

Bunun yerine, aşındırın kelimeyi ve oluşturun şartları!..

x

Recep, Şaban, Ramazan…

Üç abuk sabuk tip!..

Filmlerden, taaa o zamanlardan başlayan “zemin aşındırma” faaliyeti!..

Seni hiç sevmedim süt oğlan…

Zaten babanı da sevmezdim!..

X

Bir de şu var:

“Ali, Veli, üç de ondan evveli…

Recep, Şaban, Ramazan, bir de rahmetli baban!”

Birçok evlilik yapmış kadını tarif için böyle bir şey uydurmuşlardı…

x

Şaban!..

Bir daireyi satışa çıkartmıştı adam.

Emlâkçıda şahit oldum.

Satıcıya koyduğu fiyatın çok yüksek olduğunu ifade etmek için “Şaban”ı kullandı emlâkçı, “O fiyata ancak bir Şaban alır senin evi” diyerek!..

X

İnsanlar “dil” ile düşünür.

Kavramlar, kelimeler ile düşünür.

Kelimesini bilmediğinizi düşünemezsiniz!

Hayalinizde, gözünüzün önünde canlanmaz…

Rüyâsını bile göremezsiniz!..

X

Bizler de epeyce kaymaya uğradık…

Aşınmaya… "Selamün Aleyküm", "Aleyküm Selam" yazmak zor geliyor bize....

“S.A.” yazıyoruz, kısaca…

Karşımızdaki de “A.S.”

Parmaklarımız o kadar yoğun-yorgun ve vaktimiz de o kadar az ki…

Uzun uzun yazamıyoruz…

“Selam” yok artık yazışmalarda, kısaca, “slm” var, ortadaki “sesli” harflerden tasarruf etmiş oluyoruz…

Her kelimeye takılıyoruz artık; “tasarruf”u da “ampul”e indirgedik, tasarruf ampulleri…

Kamuda “tasarruf” var, bir türlü olamayan…

Bir de çağrı:

“Tasarruflarınızı yüksek faiz getirisiyle bereketlendirin!”