Günümüzde e-ticaretin geldiği nokta
Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2021 yılında ülkemizde e-ticaret hacmi bir önceki yıla göre %69’luk artışla 381,5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Sipariş adetleri de %46 arttı.
Ülkemizde 2020 yılında 256 bin işletme e-ticaret ile uğraşıyorken,
bu rakam 2021 yılında 484 bin oldu. Sadece 1 yıl içinde 227 bin işletme daha e-ticaret
yapmaya başladı.
Bu kadar hızlı artışın sebebi elbetteki pandemiden dolayı yaşanan
kapanmalar.
Koronodan önce, KOBİ'ler e-ticarete bir alternatif ticaret olarak
bakıyorlardı. Fakat salgın esnasında ki hızlı yükselişinden dolayı artık
yapılması gereken bir iş modeli olarak görmeye başladılar.
PEKİ BU
DURUM GENÇ GİRİŞİMCİLER AÇISINDAN İYİ Mİ OLDU?
Covid'den önce serbest çalışan e-ticaret uzmanları toptancıdan yada
üreticiden mal alıp satarlardı. Eski istatistiklere bakıldığında e-ticaret
Covid-19'dan önce de hızlıca gelişmekte olduğundan bu al sat yapan e-ticaret
uzmanı gençler hallerinden memnundular.
Fakat pandemi sebebiyle yaşanan kapanmalar esnasında KOBİ
düzeyindeki pek çok üretici yada toptancı firmalar, mağaza kira ücretlerini ve
personel maaşlarını yatırmada güçlük çektiler.
Hal böyle olunca birçoğu e-ticaret yapmaya başladı. Görüştüğüm
firmalardan edindiğim bilgilere göre, bu kapanma zamanlarında giderlerini e-ticaretten
kazandıkları para ile karşılamışlar.
Ya bizzat kendileri e-ticareti öğrenip yapmaya başladılar, yada
üniversite yeni mezunu genç uzmanları yanlarında çalıştırarak bu işi
hallettiler.
Fakat bu durum al sat yapan girişimciler için zor bir dönemin
başlangıcı oldu.
Yukarıda da belirttiğim gibi eskiden herhangi bir toptancıdan mal
alıp üzerine %40-50 civarında kar ile ürün satabiliyorlardı. Şimdi ise bizzat
toptancıların bu işe direkt kendilerininde girmeleri sebebi ile al sat kâr
marjı %5'e kadar düştü.
Dolayısıyla al sat yapılamaz oldu.
PEKİ
ŞİMDİ NE OLACAK?
İlk
Olarak; havuzda kaçak varsa o deliği bulup tıkamak gerekir.
E-ticaret
satışlarındaki en büyük dertlerden biri de maalesef bazı satıcıların faturasız satış
yapmasıdır. Sosyal medyada çıkan şikayetler de bunu doğruluyor.
Müşteri
ürünü satın alıyor, fakat faturası gelmiyor. Ancak birkaç defa pazaryerinden
talep ettikten sonra satıcı faturayı göndermek zorunda kalıyor. Çünkü
şikayet yeme korkusu var. Eğer müşteri peşine düşmezse ortada faturada yok,
devlete ödenecek vergi de yok.
FATURASIZ SATIŞ NEYE YOL AÇIYOR?
Faturasız
satış yapan firma, devlete hem %18'lik KDV'yi ödemiyor hem de yaklaşık %20'lik
gelir vergisini ödemiyor. Böylece ürün maliyeti çok düşük bir seviyeye gelmiş
oluyor.
Durum
böyle olunca faturasız satanlar fiyatları minimuma çektiler ve faturalı satıp
bu işi kuralına göre yapan firmalar, bırakın az kar yapmayı, maalesef hiç
satamaz oldular.
Bunun
bir şekilde engellenmesi gerekiyor.
FATURASIZ SATIŞ ENGELLENMELİ!
Satın alınan ürünün faturası
gelmez ise, alıcı kişi pazaryerinden talep edebiliyor. Pazaryeride satıcıya
ihtarda bulunup faturanın gönderilmesini teşvik ediyor. Ama tek tek bununla
uğraşılmaz.
ÖNLEM!
En
azından pazaryerlerinde şöyle bir önlem alınabilir; ilgili platform, satıcıya,
ürünü gönderme safhasında, ürünün faturasını platform sistemine yüklemesini şart
koşabilir.
Yada
kargo firmaları ticari gönderileri fatura şartı ile kabul edebilir.
Böylece
faturasız satışların önüne geçilmiş olunur.
Ticaret
Bakanlığının 2021 verilerine göre ülkemizde yaklaşık 484.347 e-ticaret
işletmesi bulunmakta. Bunların 472.604 'ü pazaryerlerinde satış yapıyor. Bu
sebeple sadece pazaryerlerindeki etkili bir düzenleme ile faturasız satışların
önemli bir ölçüde önüne geçilebilinir.
Satış
yapmak için nasıl bir strateji uygulanmalıya dönecek olursak, ikinci olarak da; artık birçok farklı üründen az miktarda alıp
çeşit çeşit satayım devri bitti diyebiliriz. Bunun yerine tüm bütçeyi 1 yada
2ürün belirleyip, o ürünü ucuza ürettirip satmak daha karlı görünüyor.