Günlerden Gazze…
Silahım yok; mermim, topum, tüfeğim yok! Ama bu boş sayfam Gazze ve Kudüs... Kelimelerim mühimmat, satırlarım bombardıman; dünyanın en alçak ve şerefsiz milleti İsrail üzerine gönderiyorum… Kelimelerimin acı ve hüzünden başı dönebilir, cümlelerimin ayağı kayabilir, fakat bu kelimelerin çıktığı akıl ve yürekte Allah’a ümit tamdır; La Galibe İllallah. Zafer inananlarındır...
Artık günlerden; Pazartesi – Salı vs.
değil. Günlerden Gazze, günlerden Kudüs; günlerden sahici İslam birliği. Hemen
şimdi ve hemen vebalden kurtuluş çaresi…
Yüreğim Kudüs,
Hava sahası savunmasız;
Hüzün füzeleri insafsız,
Gazze dilimde dua; yalvarıyorum
amansız...
Hani Batı medeniydi?
Ne ara oldu duyarsız ve insafsız?
Gazze'de parçalanmış çocuklar;
Gazze’de çocuklar büyük, bebekler
ihtiyar,
Gezze’de gövdesiz başlar,
İsrail zulmüne bir gün dile gelecektir
taşlar, ağaçlar…
Gazze’de İlah’i yardım bekler o isimler
yazılı avuçlar…
Ey Siyonist vahşi İsrail: İsmin avuçlarda,
mutlak hesap sorulacak!
Sen ki peygamber kesecek kadar alçak!
Vallahi; seninde parçalandığını görmek
yürek soğutur ancak!
Tek yürek olamadık,
Batının insancıl vitrinine aldandık.
Bir zamanlar İslam milliyetine sahiptik,
Öyle ki; bir bedenin azalarıydık,
Yeryüzüne adaleti hâkim kıldık…
Yeniden birlik olacak, sanılmasın ki;
bittik tükendik…
İyice gördük; güya medeniyet temsilcisi
olanların ne kadar vahşi bir ruha sahip olduklarını...
Gördük; hayvan hakları, çocuk hakları,
kadın hakları diye yırtınanların vahşice öldürdükleri kadınları, çocukları,
hatta hayvanları...
Gördük; kutupların erimesine of çekip;
Gazze’de Müslümanların eriyip yok olmasına sessiz kalanları… Gördük demokrasi,
insan hakları diyenlerin savaş hukukunu hiçe sayarak, öldürmekten, yuva
yıkmaktan, hürriyeti çiğnemekten nasıl da zevk aldıklarını...
Yeis libasını giyinmiş, ben onlara: “Beyaz yakalılar” demeyeceğim,
içimizdeki lanet yakalılar ve Arap liderler varsın bizim değerlerimizle değil
de başkalarının değerleri ve hülyalarıyla beslensinler... Kur’an tezgâhında
bizi irşat eden Hz. Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav)’in 14 asırdır bitmeyen parlak
irşadıyla direksiyonu yeniden uhuvvete, vahdete ve İslam milliyetine
çevireceğiz… Yeniden topyekûn dirilip, manen beli kırılmış küfrü maddeten de
bitireceğiz…
Evet, acı arttı, zulüm arşa dayandı, bu
demektir ki; kahpe Terörist İsrail ve onun zulmüne destek verenler çok ama çok
büyük tokat yiyecekler. Aç ite karşı yavrusunu korumak için başını feda eden
tavuk gibi; Nükleer silah kozunun verdiği şımarıklıkla, itlik eden İsrail ve
batı karşısında başını feda edecek Kassam Tugayları ve adını sanını
bilmediğimiz nice yiğitler vardır. Onlar iki milyarın onurunu kurtarmaya
diriliş kıvılcımları çakmaya çalışıyorlar…
Deyyus ve korkak Batı ve onun
veledizinası İsrail’in masum sivilleri katletmesi, onları soyup, yakınlarına
kutlama fotoğrafı çekmesi, kadınları ve çocukları aç bırakması arşı titretiyor
da içte ve dışta her zaman mevcut olan lanet yakalıların yürekleri titremiyor.
İslam düşmanlarının kaskatı yürekleri, sadece ‘Charlie Hebdo’ saldırısı gibi saldırılarda ölenlere yumuşadı, o
faşist ve İslam düşmanı çocuklara Avrupa ile birlikte ağladılar… O gözyaşları ne hikmetse on binlerce
Gazzeli sivillerin diri diri toprağa verilmesine dökülmedi…