Gündemimiz Filistin!
Filistin Filistinlilerindir.
Nehirden denize özgür oluncaya dek ne mücadele biter ne direniş. Ne dünya huzur bulur ne de insanlık.
Dünyanın huzur bulması, Siyonist İsrail’in yenilmesine, işgal ettiği Filistin topraklarından defolup gitmesine bağlıdır. Çünkü işgalci Yahudi, sadece Filistin topraklarını işgal etmedi. Filistin topraklarını işgal ederken Avrupa’yı ekonomik, ABD’yi siyasi olarak ele geçirerek bu gücün her alandaki dayatmasıyla insanlığı zihni olarak işgal etti.
Siyonist İsrail elli yıldır dünyanın görünmeyen patronuydu aslında.
Devletleri ABD-Avrupa ülkelerinin baskısıyla siyasi kültürel ve ekonomik olarak kontrol ediyordu. Küresel emperyalist düzenin merkezinde Siyonist Yahudi zihniyeti bulunuyordu.
Dünyanın her yerinde ve özellikle Batı ülkelerinde vicdanlı insanların Siyonist soykırıma gösterdikleri tepki, bu vahşi kuşatmanın kırılması ve küresel sistemin değişmesi içindir bir yanıyla.
İnsanlık bir avuç Yahudi’nin nasıl olup da dünyayı istediği gibi kontrol edebildiğini, hiçbir insani, vicdani ve siyasi kural tanımadan insanlığın gözü önünde böyle bir vahşeti nasıl olup da uyguladığını sorgulamaya başladı.
Öyle bir sansür ve kontrol sistemi kurmuşlardı ki bu zamana kadar, dünyadaki birçok insan Yahudilerin “soykırım yaşamış mazlum bir millet” olduğu inancına sahipti. Gazze’de Filistinlilere yapılan soykırımı görünce şimdiye kadar kendilerine dikte edilen hiçbir şeyin doğru olmadığını anlamaya başladılar.
Şimdi artık dünyada İsrail işgalci, hırsız, bebek katili, hiçbir hukuki, insani ve vicdani kural tanımayan vahşi bir yapı olduğunda hemfikir olmaya başladılar.
Yalanlar üzerine inşa edilen ve sömürü ve silah gücüyle zorbaca devam ettirilen küresel emperyalist-Siyonist düzenin gerçek yüzünü insanlığa gösteren şey ise Filistin direnişidir. Kassam yiğitlerinin cephedeki savaşı, mazlum Filistin halkının can verdikleri halde geri adım atmayan yıkılmaz iman iradeleri Siyonistleri hezimete uğratıyor.
Filistin direniş ordusu Kassam Tugaylarının mücahitleri, sahada destanlık bir direniş sergiliyor. Savaş literatüründe ders olarak okutulacak o kadar müthiş operasyonları var ki, insan şaşırıp kalıyor. İsrail’in devamlı tahkim edilen üstün silah gücüne, siyasi ekonomik ve istihbari üstünlüğüne ve üstelik hiçbir savaş hukuku gözetmeden yaptığı vahşi soykırıma rağmen mücahitlerin karşısında hezimete uğramaları birçok noktadan ders çıkarılması gereken durumdur.
İlk ders; İsrail veya küresel sömürgeci emperyalistlerin aslında kağıttan kaplan olduğu. Kurulu düzenleri ve zihinleri ele geçiren algı operasyonlarından öte “karşılarına çıkacak” kimse olmadığı için güçlü vehmediliyorlar. Zafer dediğin savaşan içindir. Bu zalim güçlerin karşısında durduğunuz ve sabırla mücadele etmeye başladığınızda yenilecekleri kesindir.
İkinci nokta ise, Filistinli yiğitlerin elinde gerçekten ciddi bir silah gücü ve biraz lojistik olsa ortada ne İsrail kalır ne ABD. Bunu görüyoruz. Bunu Arap ülkeleri başta olmak üzere Müslüman dünyanın göremeyişini esefle izliyoruz. Allah Filistinliler eliyle ümmete ve mazlum dünyaya bir ders veriyor. “Direnirseniz yeneceksiniz. Karşınızdaki düşman sizin onlardan korktuğunuzdan daha çok sizden korkuyor. Direnin, savaşın zafer sizindir” diyor aslında.
Fakat üç ayın sonunda maalesef şunu gördük. Müslüman dünya bırakın Haçlı- Siyonistlerle cephede savaşmayı, bebeklerin katledilmesini bile engelleyemiyor. Daha da ötesi, Gazze’de açlık, susuzluk, gıda ve ilaç yokluğu öyle bir safhaya ulaştı ki, toplu ölümler başlayabilir. Mısır’ın Refah sınırında bekleyen binlerce yardım konvoyunu bile Gazze’ye sokacak iradelerinin olmadığını görüyoruz. Güçleri demiyorum.
Güç görünen bir şey değildir. Altı Arap devletinin desteklediği 3 Arap ülkesini ABD-BM desteğiyle 6 günde yendiği söylenen İsrail, ABD ve AB’nin sınırsız desteğiyle 90 gündür Filistinlileri yenemiyor. Öldürüyor, sivillere soykırım yapıyor, Gazze’yi yerle bir ediyor ama Filistinlileri yenemiyor.
Müslüman dünya güç olarak zayıf olduğu için zilleti yaşamıyor. Savaşacak iradeden, savaşı yönetecek liderlikten, ümmeti bir arada harekete geçirecek şuurdan ve maalesef içlerindeki emperyalist-Siyonist aparatı işbirlikçilerden kurtulamadıkları için zilleti yaşamaktayız.
Yoksa irade gösterilse karşımızda kim durabilir?
Siyonist İsrail yeniliyor, yenilecek ve yıkılacak.
Kassam sözcüsü Ebu Ubeyde’nin ifadesiyle:
“Aksa Tufanı, İsrail için sonun başlangıcı olduğunu herkes biliyor. Gazze, bu dünyada insanlık adını alan tüm oluşum ve tüm uluslararası kurumların yalandan ibaret olduğunu herkese gösterdi ve onlar sadece zayıf halkları ezmek için olduğunu ispatladı.
Bu dünya ikiye ayrılır, bir kısmı bize yapılan katliamları izliyor bir kısmı ise bize yapılan katliamlara katılıyor…”
Müslümanlar soykırımla yok edilirken ve aynı düşmanın bütün insanlığı prangayla esir ettiği bir zamanda yapılan soykırımı sadece izleyen olmanın ve bu düşmana direnen yiğitleri yalnız bırakmanın vebalinden ila ahir kurtulamaz kimse.
Allah Filistinli kardeşlerimize yardım etsin, sabır ve güç versin. Geri kalan ümmete ise merhamet etsin ki bunca ah’ın ateşiyle azaba düçar olmayalım.