Gündem oburluğundan kurtulmak
Toplum olarak ne kadar çok gündem odaklı yaşamaya başladık. Gündemleri ise o kadar hızlı tüketiyoruz ki resmen gündem oburu olduk. Gündem dayanmıyor.
Bir bakıyorsunuz Türkiye’nin olmazsa olmazı saydığınız bir
konu iki gün içinde unutulup gidiyor.
Gündemler bu kadar hızlı değişince sokağa çıkıp sorsanız dün neler
konuşulduğunu hatırlayan olmayacaktır. Çünkü en hayati konunun bile tartışılma
ve konuşulma süresi üç günü geçmiyor. Hani tartışılan konuşulan konu ülke için,
toplum için senin-benim için vazgeçilmez ve hayati bir konuydu?
Niçin bu kadar hızlı gündemler değişiyor, farklılaşıyor ve
unutuluyor. Bunun sosyolojik tarafı nedir? Bilen varsa gelsin beriye.
Birde o gündemler nereden ve nasıl toplumun gündemine
sokuluyor, kimler bu dizaynı nasıl yapıyor ? Neden tam çözüme ulaşmadan
gündemler uçup gidiyor? Neden ortaya atılan gündemler toplumsal birliği
sağlaması gerekirken toplumsal ayrışmanın nedeni oluyor?
Önümüzdeki günlerde toplumun önüne hangi gündemler düşecek,
hangi konular tartışılacak, toplumu hangi ölçüde ilgilendirecek? Bugünden
bilmek imkanı yok.
Türkiye’nin bundan sonra ki gündemlerinin toplumun yararına,
çözüm odaklı olması kaçınılmazdır. Toplumsal ayrışmayı körüklemekten çok
toplumsal mutabakata katkı sağlayacak konular olmalıdır.
Dünya yeni bir döneme girmiştir. Yeniden kurulmaktadır.
Önümüzdeki beş yıl içinde dünyanın hangi noktada olacağını tahmin bile etme
yoktur. ABD’nin bile akıbeti belli değildir.
Bugün geleceğini iyi planlamayı başaran, yönünü iyi
belirleyen ülkeler ve toplumlar gelişimi yakalayacak, diğerleri geri
kalacaktır.
Dünyanın güç merkezi artık Asya’dır. Asya’nın güç merkezi
olması ile Türk dünyası ve İslam alemi güç merkezinin en büyük dengeleyicisi
durumuna gelmektedir. Bu noktada
tarihsel geçmişi ve devlet tecrübesi ile yeniden kurulan dünyada Türkiye
vazgeçilmez bir noktadadır. Dolayısıyla Türkiye yeniden kurulan dünyanın çok önemli
dengesi haline gelmektedir.
Türkiye’nin son 10 yıldır yaşadığı toplumsal, psikolojik ve
ekonomik çalkantılarını tesadüfi görmemek gerekir. Düştüğü orta gelir
tuzağından çıkmak için bir an önce üretime dayalı ve reel ekonomik alt yapıyı
kurmak zorundadır. Cumhuriyetin 100. Yılına girerken mutlaka devletin
kodlarında değişikliğe gitmek zorundadır. Dünyayı yeniden dizayn eden güç
odaklarının nelere ve nasıl bir ihtiyaçları olduğu iyi analiz edilerek ortaya
çıkan fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak zorundadır.
Türkiye bugün bölgesinde yetişmiş her alanda en iyi
kadrolara sahiptir. Fakat bu noktada devletin ön tıkayan değil ön açan bir
pozisyonda olması gerekir. Bunu yapacak iktidardır. Bürokrasinin frenleyen
tarafları teker teker temizlenmelidir.
Var olma savaşı verdiği dönemdeki devlet kodları ile bugün
hedeflediği menzile ulaşması imkansızdır. Var olma savaşı verdiği dönemleri
aşmalı ve bölgesinde varlığını hissettirme dönemine girdiğinin farkına
varmalıdır.
Her şeyden önce Türkiye’nin suni gündemlerden sıyrılarak
gerçek gündeme dönmesi gerekmektedir. Boş ve toplumsal ayrışmayı sağlayan,
tartışma ortamı yaratan gündemlerden uzaklaşarak önümüze çıkan fırsatları
toplumun bütün kesimleri ile birlikte faydaya çevirmenin peşine düşmek
zorundayız.
Bir an önce gündem tüketen oburluktan kurtulmalıyız.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…