Gündem Gazze
Değerli okurlarım ülke ve dünya gündemi öyle bir hızla değişiyor ki, gerçek gündemi yakalayana aşk olsun.
Ülkemiz batısındaki dünyada Gazze
gerçek gündem olmaktan hiç çıkmadı.
Birçok batı ülkesinde; şehir
meydanları, caddeler sokaklar ve üniversite kampüsleri Gazze’de yaşanan katliam
için kıyama geçen gençlerle dolup taşıyor.
Nerede ise günlük rutin haline
gelen bu kıyama karşı emniyet güçlerinin tutuklama, tartaklama hatta acımasız
orantısız güç kullanmasına rağmen kalabalıkların artarak devam etmesi birçok
ülke yönetiminin Filistin devletini tanıması ve İsrail zorbalığına karşı
mazlumların yanında saf tutmasına sebep oldu.
Müslümanların üzerlerine
serpilmiş ölü toprağından kurtulup kıyama kalkmasından ve kendi ülke
liderlerinin aklı seliminden ümidini kesen dünya gençliğinin başlattığı bu son
intifada diğerlerinden çok farklıdır ve İsrail’i yöneten eli kanlı
idarecilerinin kâbusu ve korkulu rüyasıdır.
Asıl gündem Gazze.
Çünkü eli kanlı terörist İsrail
çakalları sadece çocukları kadınları ve yaşlıları acımasızca öldürüyor.
Kinini mazlum halkın üzerine
bomba yağdırarak azaltmaya çalışıyor.
Gazze mücahitlerinin tüm
imkânsızlıklarına rağmen terörist işgalcileri kuş gibi avlamasını hazmedemeyerek
zulüm üstüne zulüm açlık ve sefalet ektiği Gazze inşallah bu zalimlerin mezarı
olacak.
Zalim Netanyahu ve avenesi
uluslararası mahkemenin verdiği karardan dolayı fare gibi kaçacak delik
arayacak.
Böyle bir günde, ülkemiz
gündemine bakıyorum ve hem utanıyor hem de hayıflanıyorum. Geçtiğimiz günlerde
helikopter kazasında vefat eden İran Cumhurbaşkanı’nın ölümü üzerinden atıp
tutanların kimliklerine ve kişiliklerine bakınca insan bu güruhun aklından
şüphe ediyor.
Ülkenin başında İslam olduğu için
yıllarca saldırdıkları İran’dan kaza sonrası gelen açıklamaları referans kabul
ederek Türk İHA’sı akıncı üzerinden televizyonlarda ahkâm kesen emekli askerden
tutun da kalemini satmış ahlak yoksunu gazeteci bozuntularına kadar herkes
allame kesilip İran kaynaklı bu bilgi üzerinden savunma sanayimizi baltalamakla
meşgul.
Bu güruh ülkemizle ilgili nerede
ise tüm meselelerde hayırlı olan her şeye takoz olmakla da tescilli.
Ekonomiden siyasete, savunmadan
dış politikaya atıp tutmakta hünerli bu kesimin kestiği ahkâma göre ülkemiz
çoktan beri batmalıydı ama çok şükür hem batmıyoruz hem de içerde dışarda
bulduğumuz bataklıkları kurutmak için de var gücümüzle çalışıyoruz.
İsmi gerekmez bir tanesinin ciddi
bir iddiası vardı. Pandemi sürecinde ülkemiz ekonomisinin iflas bayağını
dikeceği ve İMF’nin kapısına dayanmaktan başka çaresinin olmadığını iddia
ediyordu.
Bu ismi gerekmezi uzun süre takip
ettim. İddiasında inadım inat demeye devam ediyor ve hatta bu senenin sonunu
bulmadan İMF’ye el açacağımızı hâlâ iddia ediyor.
Durum bu.
Ancak görünen köy kılavuz
istemez.
Ömrümüz olursa bu sene sonunu da
bekleyeceğim. Böylece koskocaman bir dört yıl yalan kusan bu ismi gerekmezin
belki de ismini ifşa edeceğim.
Aşağılık kompleksi ciddi ve
tedavisi de nerede ise imkânsız bir hastalık. Sahibini hem rezil hem de rüsva
etmekle kalmıyor aynı zamanda da gülünç duruma düşürüyor.
Ancak gülünç duruma düşenlerin de
ortak bir özelliği vatandaşın tükürüklerini yağmur sanmaları. Tüm dünyada ve
ülkemizde bunlardan mebzul sayıda yaratık var ve çoğu da kendini bilmediği gibi
haddini de bilmez.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.