Gündem değerlendirmesi
Türkiye gündemi bu günlerde son 4 yılın en stresli günlerini yaşıyor. Bayramın bitişinin hemen ardından yeniden şehit haberleri almaya başladık. Vatan savunması için görev yapan ve bu uğurda can verip şehadet mertebesine ulaşan asker ve polislerimize ALLAH'tan rahmet ailelerine, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı dilerim.
Ülkemiz ve dünya gündemi açısından oldukça hareketli günler yaşamaktayız. 14 Temmuz 2015'te Viyana'da BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya ile sınır komşumuz İran İslam Cumhuriyeti arasında imzalanan nükleer mutabakat, Ortadoğu siyasetinin geleceği, dünya ve ülke ekonomimiz için oldukça önem arz etmektedir.Bununla birlikte dünyada ikinci büyük doğalgaz ve dördüncü büyük petrol rezervine sahip olan İran'ın tekrar piyasaya girmesiyle petrol ve doğalgaz arzı konusu üzerindeki bulanık görüntü biraz daha netlik kazanacaktır.
İran ile aramızdaki ticarete baktığımız zaman şöyle bir tablo karşımıza çıkmaktadır. 2014 verilerine göre, İran Türkiye'nin onuncu en büyük ihracat partneridir. Türkiye'nin İran'a yaptığı ihracat miltarı 3,89 milyar dolar iken Türkiye'nin İran'dan yaptığı ithalat tutarı da 9,83 milyar dolarla altıncı sırada yer almıştır. Türkiye'nin enerji bağımlılığı sebebiyle İran'a karşı net ihtalatçı durumundadır. İki ülke arasında imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşması'nın ile ticari ilişkilerin geliştirilmesine yönelik bir gelişme sağlanacaktır.
Elbette İran ile ticaretimizi artıracak en önemli etkenlerden biri İran'la iş yapmak isteyen kişi ve kurumların, tereddütlerinden kurtularak pazara güvenle girme girişimleri olacaktır. İran'ın uluslararası finansal sisteme entegre olmasıyla bu gelişmeler en önemli ivme kazandıracaktır.
Dünya ekonomi gündemini meşgul eden diğer bir konuda sınır komşularımızdan biri olan Yunanistan'dır. Referandum'da hayır oyu çoğunlukta çıkmasına rağmen taraflar arasında görüşmeler devam etmiş ve son olarak 13 Temmuz'da 17 saat süren toplantı sonucunda anlaşma sağlanmıştır. IMF'ye olan borcunu ödeyemeyen Yunanistan, iflastan kurtulmak ve euroda kalabilmek için sunulan ağır şartları kabul etmek durumunda kaldı.
Ülkemizin iç gündemi ise yine bir hayli yoğun tempoda devam etmektedir. 7 Haziran seçimleri sonrasında hiç bir parti tek başına iktidar olamamış ve koalisyon görüşmeleri başlamıştır. Bu görüşmeler sürecinde yaşanan ve hızla artan terör olayları neticesinde Borsa İstanbul'da BIST-100 Endeksi geçen hafta %4.9 düşerek 78 bin 712 puanla 1.5 ayın en düşük kapanışını gerçekleştirdi. Borsa İstanbul, haftalık bazda dünyanın en fazla değer kaybeden dördüncü piyasası oldu. Borsadaki düşüşün etkisiyle, işlem gören şirketlerin piyasa değeri bir haftada 30 milyar lira azalarak 575 milyar liraya indiği görülmektedir.
Sabah Gazetesi'nin haberine göre; dövizdeki artışın en büyük faturası, nisan sonu itibarıyla 175.7 milyar dolarlık döviz açık pozisyonu taşıyan reel sektöre çıktı. Reel sektör şirketlerinin bir haftalık kur farkı zararı 17.2 milyar lira oldu. Ekonomimizde yaşanan bu kayıpların durması ve tekrar düzelmeye geçmesi hükümetin kurulması ve yaşanan olayların durulması ile mümkün görünüyor.
Bu haftanın da yine aynı şekilde yoğun bir tempoda geçeceği görülmektedir. Bir yanda koalisyon görüşmeleri devam edecek diğer tarafta Salı günü başlayacak ve iki gün sürecek olan FED toplantısı yapılacaktır. Bir diğer önemli konu ise ABD ekonomisinin ikinci çeyrek gayri safi yurtiçi hasıla büyümesi perşembe günü açıklanacak ve yine bu haftanın bir önemli konusu da Yunanistan ile uluslararası kreditörler arasında 86 milyar euroluk üçüncü kurtarma programı görüşülecek.
