Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Ocak 2024

Gündem 2030 ve milli eğitim

Bugün size “Cumhuriyetin 100. Yılı, Eğitimde Geleceğe Bakış Raporu’ndan bahsedeceğim. Rapor, birçok başlıktan oluşuyor ancak benim dikkatimi çeken “sürdürülebilirlik ve eğitim” oldu.

Yetkililerimiz raporu tanıtırken he ne kadar medeniyetimize ve geçmiş tarihi kültürel birikimimize vurgu yapsalar da bu başlık altında dile getirilenler BM’nin ve WEF’in geleceğe yönelik hedefleridir.

Müsaade ederseniz anlatayım;

BilirsinizWEF, BM'nin stratejik ortağıdır ve her ikisi de "Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi'nin uygulanmasını istiyor.

Hatırlayınız bir ara NATO zirvesinde ayini andıran ilginç bir açılış töreni gerçekleşmiş ve tüm liderler “Şimdi dönün ve 2030’a bakın” diyen bir sesle aynı anda dikilitaşa benzeyen dijital bir görsele bakmışlardı.

Kısacası bu ritüelle 2030 hedefleri görselde izah edilmişti.

2030 Gündemi, zenginliğin yalnızca uluslar içinde değil uluslar arasında da küresel olarak yeniden dağıtılması da dahil olmak üzere "insan yaşamının, doğanın ve ekonominin her unsurunu kapsıyor.

Dijital kimlik, merkez bankası dijital para birimi cüzdanları, akıllı şehirler ve karbonsuz yaşambiçiminden tutun satın alıp tüketmemize, beslenme şeklimize varana kadar bir dizi yenilikler hedefleniyor.

Yani milli eğitimin raporunda bahsedildiği gibi BM ve WEF 2030 yılına kadar toplumlara refah ve huzur getirmeyecek. Nasıl bu kadar iyimser olabiliyorlar hakikaten anlamakta güçlük çekiyorum.

İsterseniz biraz da rapordan bahsedelim;

Deniliyor ki; “2015 yılında BM’ye üye devletler, yoksulluğu sona erdirmek, gezegeni korumak ve daha kapsayıcı bir toplum düzeni inşa etmek için evrensel bir eylem çağrısı olarak 2030 yılına kadar gerçekleştirilmek üzere “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” üzerinde anlaşmaya vardı.”

“Bu hedefler kapsamında da yoksulluğa ve açlığa son vermek, sağlıklı ve kaliteli yaşamı güvence altına almak, kaliteli eğitim sunmak, insana yakışır iş ve ekonomik büyüme sağlamak, şehirlerimizi daha dirençli ve güvenilir hâle getirmek, sürdürülebilir üretim ve tüketim yapmak, iklim değişikliğiyle etkili mücadele etmekve tüm bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için küresel ortaklığı canlandırmak amaçlanmıştır...”

Yeni dünya düzeni planını hayata geçirmek için çalışan WEF ve BM gibi küresel örgütler ne kadar da iyi niyetliler değil mi?

Yüz yıldır dünyada savaşlar çıkartan, masum insanların katledilmesine göz yuman, insan haklarını hiçe sayan bu örgütlerin 2030 yılına kadar gezegenimizi kurtaracağına ve hepimizirefah içinde yaşatacak olmasına kim inanır?

Ama milli eğitim raporu bizimle aynı fikirde değil. “Bir başka ifadeyle” diyor. ”Sürdürülebilir kalkınma insanları maddi anlamda refaha kavuşturmayı, onlar için daha temiz bir ekolojik sistem meydana getirmeyi ve sağlıklı insan ilişkileri geliştirmeyi amaçlar.”

Evet, tam olarak böyle diyor.

Bunun için de “Sürdürülebilir Gelecek için Eğitim” kapsamında sürdürülebilirlik kavramının kişilerin beceri, tutum, değer ve anlayışlarının gelişiminden bahsediyor.

Çünkü rapora göre iklim değişikliği konuları temiz bir çevrede yaşama hakkı ile doğrudan alakalıymış. Oysa WEF ve BM bir yaşam kaynağı olan karbonu düşmanlaştırdı ve doğanın yeşillenmesinde etkin rol oynayan karbonu hedef haline getirdi!

Bunu gezegenimizin sağlığı için mi yapmış olabilirler mi?

Demem o ki 2030 gündemi öyle sandıkları gibi dünyaya huzur ve refah getirmeyecek. Yani insanlar 2030’a geldiklerinde el ele tutuşup çiçekli bahçelerde kelebek avına çıkmayacaklar.

Bu ülkenin çocuklarını BM’nin ve WEF’in 2030 hedefleri doğrultusunda eğitmemeliyiz. Onu diyorum.

WEF’in genç küresel liderler ve kentleşme küresel gelecek konseyi üyesi IdaAuken, yazdığı makalede 2030 hedeflerinin gerçekleştiği bir gelecekten sesleniyordu. Bakın bakalım nasıl bir gelecek tasavvur ediyorlar?

Bakınız,WEF’in amacı bireyin zihnini yeni dünya düzenine göre eğitmek ve onları yeni sistemin yaşam boyu itaatkâr birer kölesi haline getirmektir. Benden söylemesi.