Dolar (USD)
35.31
Euro (EUR)
36.46
Gram Altın
3006.95
BIST 100
9941.86
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Kasım 2018

Gün, senin günündür öğretmenim!

Bir günlüğüne de olsa öğretmenlerin mesleki sorunlarına değinerek, bu sorunları çözmek için canla başla çözüm yolları ararız. Ya sonra?!

Öğretmenler günü geldi çattı. Öğretmenler gününe özel olarak senede sadece bir gün bütün öğretmenleri baş tacı ederiz. Bir günlüğüne de olsa öğretmenlerin mesleki sorunlarına değinerek, bu sorunları çözmek için canla başla çözüm yolları ararız. Bütün bir seneyi de o gün dile getirilen öğretmen sorunlarının, bir türlü çözüme kavuşturulamaması tartışmalarıyla geçiririz.

O gün öğretmenlik mesleğinin kutsallığından ve öğretmenin toplum oluşturmada ne kadar etkili olduğundan bahsedilir. Bir günlüğüne de olsa öğretmen telefonları “Vefayı yazdığı kısa mesaj metnindeki metin kadar bile algılayamayan!” eski öğrenci mesajlarıyla dolup taşar.

Önce söverler, sonra överler

Kapitalizmin ağır yükünü üzerine alan görünüşte yerli ama ruhen emperyal olan firmalar, kâr oranlarını daha da yükseltmek için öğretmenler gününe özel uzun vadeli kampanyalar düzenlerler. Bu firmalar öğretmenlere “Sizi de bol bol sömüreceğiz!” gibi subminal mesajları da kampanyaları aracılığıyla iletirler. Futbol takımları sanki çok umurlarındaymış gibi öğretmenler gününe özel pankartlarla maçlara çıkar ve futbolcuların eski öğretmenlerini maça getirerek, kendilerinin dahi inanmadığı “Öğretmenlerimizi hiç unutmuyoruz!” mesajını verirler. Sene boyunca öğretmenleri karalamak için elinden geleni ardına koymayan televizyon kanalları ise artık bir klasik haline gelen siyasi liderlerin eski öğretmenlerini yayına çıkarma ve liderlerin öğrencilik yıllarını anlattırma gibi faaliyetlerine girişirler. Öğretmenler gününde herkes inandırıcılığı yitirmiş sahte duygularla, öğretmenler karşısında ceket ilikleyerek, saygı gösterme yarışına girer.

Senenin bir günü öğretmenlere değer verip “Bak sizi de unutmuyoruz!” mesajı vermenin, öğretmenlerin gözünde bahçeden kopardığı çiçeği öğretmenine getiren öğrenci kadar değeri yoktur. Toplum olarak senede bir gün öğretmenleri hatırlamamız ve onu da abartmamız onlara gerçekten değer vermediğimizi gösteriyor. Öğretmenler hakkında yalan yanlış ne duyarsak hemen inanıp, hüküm verebiliyoruz. Gerçek suçluları bile affeden yumuşak huylu vicdanlarımız, konu öğretmenler olunca birden gaddarlaşabiliyor.

Mesela; öğretmenlik mesleğinin kutsallığını unutup, ardını düşünmeden, onlara her şeyi rahatlıkla söyleyebiliyoruz.

“Üç ay tatil yapan memur mu olur?” diyerek öğrencilere verdikleri emekleri dilimizle çöpe atıyoruz.

“ Yaptıkları işe göre çok maaş alıyorlar” diyerek yaşam kalitelerini en aza indirmeye uğraşıyoruz.

“Sen benim çocuğuma karışamazsın” diyerek asli görevleri olan eğitimden, onları soğutmaya çalışıyoruz.

“Öğretmen de kim miş ben ona haddini bildiririm” diyerek can güvenliklerini tehlikeye atıyoruz.

“Dizilerde öğretmenleri kötü adam olarak…” göstererek itibarlarını yerle bir ediyoruz.

“Öğrenci başarısızlığının sebebini de öğretmene…” yükleyerek öğretmenin mesleki yeterliliğini sorgulamaya kalkıyoruz.

“Yeterli öğretmen olmadığından düşen eğitim kalitesini de…” öğretmenin üzerine yıkarak öğretmenden cevap bekliyoruz.

“Eğitim adına yaptığımız her hatayı da…” öğretmene bağlayarak toplum gözünde değerlerinin düşmesine sebep oluyoruz.

“Öğretmen olmak için sınava giren binlerce öğretmen adayının da…” ha bugün ha yarın sizi alacağız diyerek tüm psikolojilerini bozuyoruz.

Öğretmenin günü olmaz!

Öğretmenin günü olmaz. Öğretmenin değerinin bilindiği her gün öğretmenin günüdür. Yeter ki öğretmenlerin ne denli önemli bir iş yaptıklarının farkında olalım. Körleşmiş tartışmalarla öğretmenlerin değerini düşürüp, bir günlüğüne değer yükselterek öğretmenin önemini anlayamayız. Gelin bu öğretmenler gününde öğretmenlerimizin değerini daha iyi anlamak ve de yükseltmek için “Öğretmen Koruma Kanunu” çıkartalım. Bu kanunla beraber bazı kendini bilmezlerin, öğretmenlere saldırıları engellenerek, öğretmeni kötü göstermeye yönelik yapacakları kara propaganda da engellenecektir.

Öğretmenlere hak ettikleri gerçek değeri vermeden istenilen eğitim kalitesine gelinmesi imkânsıza yakındır. Unutmayalım ki bugün karşılarında saygıdan ceket iliklediğimiz tüm insanlar da bir zamanlar adı sanı hatırlanmayan bir öğretmenin öğrencisiydi.