Gümüşdağ haklıdır
Futbol istesek te istemesek de kendinden söz ettiriyor. Beğenelim beğenmeyelim futbol bir endüstri haline gelmiştir. Çok sayıda sosyal dilimi ilgilendiriyor. Sağlıktan eğlenceye, maliyeden turizme, psikolojiden ekonomiye kadar futbol har alanı içine alıyor. Veya her alan futbol içine girmiş durumdadır. Egemenliği göz ardı edilemeyecek futbol spor dalları içinde başat duruma gelmiş, bunu da sürdürecek gibi görünüyor.
Futbolun yığınlarda bir karşılığı vardır. Bunun içindir ki futbolun yönetimi de cazip hale gelmektedir. Futboldan anlasın anlamasın yönetime talip olanların sayısı bir hayli çoktur. Bunun sebepleri konusunda değişik yorumlar yapılabilir. Hatta bu uğurda sağlığını hiçe sayanlar mevcuttur. Sağlığı tehlike ve tehdit altında olan çok sayıda yönetici tanıyoruz. Buna rağmen başkanlık koltuğunu bırakmayanları biliyoruz kulübün ekonomik durumu iflasa sürüklense bile bırakmayanlar için ne diyelim?
İşte bu noktada sağduyulu bir söze kulak veriyoruz ve vermeliyiz. Bu ses bize çözüm yolları öneriyor ve çareler söylüyor. Üstelik bu sesin sahibi sahadan, pratikten gelip sesleniyor. Kim bu sesin sahibi? İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü ve Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ'dır. Başkan Gümüşdağ kulüplerin mali çıkmazlarının sebeplerini ve çözümlerini dile getiriyor, söyle diyor. Başkan Gümüşdağ: "Kulüplerin en büyük problemi kısa dönemli yüksek faizli borçlanmalardır. Kulüplerin gelirleri sınırlı ve ortadadır. Planlamalar doğru ve gerçekçi yapılmalıdır. Yöneticiler kulübü şirket gibi yönetmelidir."
Başkan Gümüşdağ tavsiyelerine devam ediyor ve diyor ki: "Vergisini, harcını zamanında ödeyen ile ödemeyeni ayırmak lazımdır. Doğru adım kulüplere teşvik uygulanabilir. Bilet hasılatı ve sponsorluklar futbolun gelirlerini arttırabilir. Transfer bütçelerinin 100 milyon Euro sınırını aştığını tespit ettik. Taraftarlar da yüksek paralarla transfer istemiyor. Herkes kulübünü düşünüyor. Hovardaca para harcamanın sonucunda Türk futbolu çıkmaza sürüklendi. Finansal Fair Play'i Türkiye'nin gündemine taşımayı başardık. Kulüpler mali disiplinde kalmak istiyor."
Başkan Gümüşdağ futbolcu yetiştirmek gerektiğini söylüyor ve çok önemli bir probleme parmak basıyor. Başkan şunları dile getiriyor. "Biz sadece yarışmacı değil aynı zamanda yetiştirici de olmak istiyoruz. Bunun için "FUTBOL AKADEMİSİ" projesini hayata geçireceğiz. 25 milyon Euro'luk bir yatırım yapacağız. Stadın yanına 9 tane daha futbol sahası kuracağız. Milli Eğitim Bakanlığı ile de müfredat çalışma yapacağız. Çocuklar burslu okuyup profesyonel hayat yaşayacaklar. Altyapıda kültür eksikliği mevcut."
Göksel Gümüşdağ çözümü de gösteriyor. Çare bulan başkan şunları dile getiriyor: "Kulüplerin sadece yayın gelirleri yüzde 47.2 artacak. Hiç puan alamayan bir kulüp bile lige ayakbastı parası olarak 30 milyon TL kazanacak. Kaynaklar büyüyor. Son yayın ihalesi ile Türkiye Süper Ligi Avrupa'nın en büyük 6. büyük ekonomisi oldu, orta vadede hedef 5. olmak. Artık kulüpler olarak ayaklarımızın yere sağlam basması lazım. Doğru planlamalar ile 5-6 yıl içinde Türk futbolunda borç kalmaz."
Göksel Gümüşdağ futbola yapılan harcamalarla ilgili bilgi veriyor. Rakamlarla konuşmayı seven Başkan Gümüşdağ şunları dile getiriyor: "Türkiye'de tüm statlar yenilenmiştir. UEFA'nın açıkladığı rapora göre son 10 yılda ülkemiz en çok futbol stadı yapmıştır. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emeği çok büyüktür. Artık tesisler yenilendi ancak futbol taraftarı nazlı. Bunun için de kulüplerin de çalışma yapması gerekiyor. Maç günlerini festivale dönüştürmelidir. Konserler verilmelidir."
Psikolojiyi dikkate alan değerlendirmeler yapan Başkan Gümüşdağ şunları söylüyor: "Bu kadar yeni tesisler varken statlara taraftar çekmemiz gerekiyor. Futbolun güzelleşmesi ve büyümesi adına bu tesisler çok önemli. Tribünlere daha çok seyirci çekmek istiyorsak, kulüplerin gelirleri artsın istiyorsak maç saatleri yeniden ayarlanmalıdır. Gelecek sene iyi futbol yılı olacağını görüyorum. Video hakem uygulamasını da devreye alırsak çok iyi olacak. Bu işi mutlaka yapmalıyız. Çünkü hakem hataları futbolun marka değerini azaltıyor."
Başkan Gümüşdağ istikrara da vurgu yapıyor ve şöyle diyor: "Kulüp yapılanmasında sürekli teknik direktör değiştirmek doğru bir model değildir. Abdullah Avcı ile 11 senedir birlikte çalışıyoruz. Biz başkaları ile çalışmadık. Bu gelecek planlarımız için çok önemlidir. Abdullah Avcı Türkiye'nin Alex Ferguson'u olur. Manchester United ve İngiliz futbolunun tarihinde Ferguson'un çok önemli bir yeri vardır."
Biz inanıyoruz ki futbolu bilen ve yöneticilik vasfı olan, vizyon ve misyon gibi kişilerle Türk Futbolu atağa kalkar. Bu vasıfları Başkan Göksel Gümüşdağ'da görüyoruz.
Sonuç: "Türk sporunun vizyon ve misyon sahibi yöneticilere ihtiyacı vardır:"
