Güler yüzlü, tatlı dilli olmanın önemi-1
Müslüman şahsiyetin en temel özelliklerinden birisi de, her zaman güler yüzlü-tatlı dilli olmasıdır. Güler yüzlü-tatlı dilli olmak; insanların yüzüne; saygı ve sevgi dolu samimî bir tebessümle bakmak, onlarla; gönül alıcı, hoş kelime ve sözcüklerle konuşmak, hareket ve mimiklerimizle onları asla rahatsız etmemektir.
Güler yüz-tatlı dil; sevgi, saygı ve merhamet dolu bir kalbe sahip olan engin insanların özelliğidir. Güler yüz-tatlı dil; insanları birbirine yaklaştıran, kaynaştıran, dostluk bağlarını pekiştiren çok önemli insanî bir davranıştır.
Güler yüzlü-tatlı dilli kişi; gülleri açmış bir bahçeye benzer. Bakıp temaşa edenlere sevinç ve neşe verir.
Güler yüzlü-tatlı dilli bir kişi; teşrik-i mesai ettiği bütün insanlar için bir huzur kaynağı olup, onlara yaşama heyecanını verir, sıkıntılarını hafifletir ve dertlerini unutturur.
Güler yüz-tatlı dil bedavadır; alanı mutlu eder, vereni üzmez.
Güler yüz-tatlı dil, kolay kazanılan büyük bir sermayedir.
Güler yüz-tatlı dil, kendisi ile barışık olan huzurlu ve erdemli insanların tutumu olduğundan, bulunduğu ortama da huzur ve sükûnet getirir. Çünkü iç huzuru elde etmiş bir insanın etrafa yaydığı pozitif enerji ile diğer insanlar da mutlu ve huzurlu olur. Dolayısıyla güler yüzlü-tatlı dilli mütevazı bir kişi, etrafındaki insanlar için neşe ve mutluluk kaynağıdır.
Yüz, insanın aynasıdır. Yüzdeki hatlar, insan ruhunun derinliklerindeki duygu ve düşüncelerin hârice akseden görüntüleridir. Dolayısıyla feraset sâhibi bir zat; bir kimsenin yüzüne dikkatlice baktığında, onun kalbi ve ruh dünyası hakkında bir fikir sahibi olabilir.
Güler yüzlü-tatlı dilli olmak; büyük bir üstünlüktür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Bazı sözler vardır ki sihir gibi etkilidir (muhatabı büyüler.)” (Buhari 5767)
Yunus Emre hazretleri, güler yüzlü-tatlı dilli olmanın önemini ne güzel dile getirmiş:
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz.”
Yüce dinimiz İslam; güler yüzlü ve tatlı dilli olmayı bizlere önemle tavsiye etmektedir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki “…hiç değilse onlara gönül alıcı bir şeyler söyle.” (İsra 28)
Her faydalı işte olduğu gibi, güler yüz ve tatlı dil konusunda da bizim için rehber ve nümune-i imtisal, Sevgili Peygamberimizdir. O, kolay kolay kızmaz ve hiç kimseyi incitmezdi. Güler yüz-tatlı dil, O’nun ahlâkı ve en belirgin özelliklerinden biri idi. O’nun davetindeki başarıda, güler yüz ve tatlı dilin önemi çok büyüktür. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:
“Allah’ın rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın; eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, elbette etrafındakiler dağılıp giderlerdi!” (Âl-i İmrân 159)
Çocukluğunda uzun süre; Efendimiz aleyhisselama hizmet eden Enes bin Mâlik radıyallahü anh şöyle diyor: “Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, insanların en güzel ahlaklısı idi. (Çocukluğumda, Kendisine hizmet ettiğim süre içinde;) bir gün beni bir iş (için bir yere) göndermişti. Ben de (o günkü çocuk aklımla): Vallahi ben (bu işe) gitmem; dedim. Halbuki içimde Rasulullah’ın emrettiği işe gitmek (niyeti) vardı. Derken (bu iş için) çıktım, sokakta oynayan çocuklara rasladım (ve onlarla birlikte oyuna daldım. Bir süre sonra) bir de baktım ki; Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellem, arkamdan başımı tuttu. Kendisine baktığımda, gülümsüyerek; (bana): ‘Enescik! Sana dediğim yere gitsene,’ dedi. (Ben de): Evet ya Rasûlullah (şimdi) gidiyorum, dedim. Enes radıyallahü anh, (sonra şöyle) dedi: Allah’a yemin ederim ki ben; Kendisine yedi (ya da dokuz) yıl hizmet ettim. (Hiçbir gün:) Yaptığım bir işten dolayı; ‘niye böyle yaptın’ veya yapmadığım bir işten dolayı da; ‘niye böyle yapmadın,’ dediğini bilmiyorum.” (Ebu Davud 4773)
Sahabe-i kiramdan Abdullah bin el-Hâris radıyallahü anh hazretleri de şu tesbitte bulunuyor: “Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemden daha çok tebessüm eden bir kişi görmedim.” (Tirmizi 3650) (Devamı haftaya)