Dolar (USD)
34.50
Euro (EUR)
36.45
Gram Altın
2956.81
BIST 100
9291.86
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Eylül 2021

​Gül yetiştiremediği yerde bağrına taş basar yeryüzü

‘’Ah çocuk her şey gül ’ce

Sen gülünce…’’

Tek bir çiçeğin narin duruşu nasıl etkiler ise insan ruhunu, çiçekli bahçeler bambaşka etkiler. Okulların yüz yüze eğitime başladığı şu süreçte özlemle sınıfların dolmasını bekledik.

Cıvıltılar ruha sürur olurken, yetiştirdiğimiz rengarenk güllerin, çiçeklerin yeryüzüne dağılıp mis gibi kokular yaymasını arzu ediyor gönüllerimiz.

Eğitim; evde başlayan öğrenme sürecinin, okulla, çevreyle bütünleşmesiyle alınan yoldur. Ömür boyu devam eder. Sosyal bir varlık olan insan bu sosyalleşme işini öncelikle evde kazanmalıdır. Sonrasında bu (okul – ev-çevre) etkileşimiyle kişinin ruhuna farklı imkanlar sunar. Yeni öğrenmelere zemin sağlar.

İnsan hayal eder önce, sonra çabalar da. Görmek istediği sonuç, verilen emeğin yerli ve yerinde olmasına bağlıdır en önce.

Çok çabalarsınız zemin düzgün değildir, malzeme yetersizdir. Çok çabalarsınız metot uygun değildir. Çok çabalarsınız ehil insan sorunu yaşarsınız. Ya da durduğunuz yer yanlıştır. Oysa fiziki şartları düzenlemek, öze yapılacak tüm yatırımlara anlamlı bir başlangıç teşkil eder.

Mektepli olmak da bu çizgidedir evvela. Bu hususun önemiyle eğitim öğretimde mesafe kat edilir.

Yeryüzünün imarını, insan imarı ile özdeşleştirirsek, verimli toprakların daimiliği insanoğlunun taşları ayıklayıp ekim dikim yapmasıyla mümkün olur. İnsan gönlünde de aynı hal tecelli bulur. Gönlün toprağına kazandırılacak kadifemsi güzellik, taşlarının ayıklanması kalbin yumuşaması, çalışma, sevgi sebat erdemlerinin yüklenmesi toplumsal berekete yol verir. En çok da taş kalpli merhametsiz kişilerden değil midir toplumun acısı.

Güllerin letafetini andıran bir gönülle öğretmenlik yapmak, ebeveyn olmak kalplerin toprağını sürmektir. İdealist bir duruş, sabır, yeniliklere açık olma, çeşitli ve özgün okumalarla gönlünü zenginleştirmiş olan bireyler eğitim içinde büyük lütuflardır. Engin tecrübe, fikir paylaşımları daim olacaktır bilge insanlarla. Eğitim sebat ister sabır ister düzenli gayret ister.

‘’Acelecilik devşirme

Sükûnet sadır olsun

Adımlara gül yükle

Diken! Diken’i okusun’’

Salgın hastalıkla mücadele ettiğimiz şu vakitlerde imkanların, sunuşların seyri değişse de eğitim en hassas, en özgün ve üzerinde en çok gayret sarf edilecek mesele olmalıdır.

Öğrenme alanlarımızı güle sunulan toprak mahiyetinde sembolize edersek, bu kutlu yolculukta yer alan herkesin bu zemine suyu, güneşi, toprağı gübresi olmalıdır katkı sunduğu.

Güller yetiştirmeliyiz ki; onlarla neşe olan her bakışımız, yanlarına her varışımız, kendimize, ailemize, devletimize, dünyaya esenlik olsun, güzel koku olsun. Gül dibine oturdukça gül yaprakları dökülsün üstümüze, kokusu sinsin…

Değilse!

‘’Gül yetiştiremediğimiz yerde bağrına taş basar yeryüzü.

Öğretmenin kalbi yüzlerce binlerce tohuma ev sahipliği yapar. Toprağımızın verimliliği, genişlikler sunabilmemiz mühimdir ve kalbi ortamlarımızı sorgulamak ...

Eğitimin dört duvar işi olmadığını sürekli yineliyor olsak da ne kadar kabul görüp görmediğine istemlerimiz, yaşamın kendisi cevap veriyor. Kalplerin toprağını cümleten sürdüğümüzde çocuklar her ortamda, her şartta öğrenmenin hazzıyla mutlu büyüyeceklerdir. Öğrenme arzusu da hiç bitmeyecektir.

Evinde de şirin bir okulun olduğunu hissetmesi bir çocuğun, çok şeyi öğrenmeye yol vermesine vesile değil midir?

Tolstoy “Eğitimi ihtiyaçlarımız belirler” der. O ihtiyaca şevk katan ise yetişkinlerin izlediği metotlardır.

Hem kendi fiziksel ihtiyaçları karşılanmış çocukların, hem eğitim aldığı alanların fiziksel ihtiyaçları karşılanmış ise odaklanılacak esaslar bellidir. Ruhları, zihinleri aydınlık nesillere daha kolay ulaşılır.

Teknesinde ekmek kaygısı olanlar sizi dinleyemez, dünyanın en güzel sözlerini söyleseniz de. Manzaraya odaklanamaz.

Öyleyse; sıcacık tertemiz eğitim ortamlarında kalbimizin sıcaklığı ile kucakladığımız evlatlar yeryüzüne mis kokular yayacaktır.

Eksik bırakılan her gül; dibi çorak kurak, taşlı bir toprağa yol alışın simgesi olacaktır elbet.

İnanarak büyüttüğümüz her gonca da ‘’ben açmam’’ demeyecektir.

Kıymetli Milat okurlarına ilk yazımla selam verirken gül bahçelerimiz çoğalsın niyazıyla.