Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.25
Gram Altın
2963.17
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Mart 2021

Gül yağımız hazır mı?

Bugün 4 Mart. Yüzlerce yıl önce 4 Mart 1193’te Kudüs’ü Haçlıların elinden kurtaran büyük komutan Selahattin Eyyubi 55-56 yaşlarında vefat etmişti.

Diyarbakır’da görev yaptığım yıllarda dinlemiştim. Tarihi kaynaklarını bilmiyorum.

Selahattin Eyyubi, Kudüs’ü Haçlıların elinden kurtarmak için sefere çıkmadan önce Diyarbakır yöresine uğramış. Kudüs’ü fethe hazırlanan komutanın şehirlerine geldiğini öğrenen Diyarbakırlı kadınlar huzuruna bir hediye ile çıkmışlar:

Ey büyük komutan! Diyarbakır çevresinde yetişen güllerden sıktığımız bu gül yağını sana hediye ediyoruz. Daha doğrusu emanet ediyoruz. Haçlı çizmeleriyle kirlenen Mescid-i Aksa’nın mihrabını bu gül yağıyla temizlemeni istiyoruz!

Devamını biliyoruz: 4 Temmuz 1187’de Hıttin Savaşında büyük bir zafer ve 2 Ekim 1187’de Kudüs’ün Haçlıların elinden kurtarılışı.

88 yıl süren Haçlı esaretinden sonra Müslümanların ilk kıblesi ve Hz. Ömer (r.a.)’ın emaneti Kudüs tekrar özgürlüğüne kavuşmuştu.

Selahattin Eyyubi, Kudüs’ü gül yağı hazırlayan kadınların gayreti, Mescid-i Aksa’ya minber yapan ustaların mahareti ve ümmetin duasıyla fethetmişti.

Büyük komutanın fethe hazırlanırken camilerdeki sabah namazı cemaatinin durumunu takip ettiği de anlatılır. Öyle ya, namaz için sıcak yatağını terk edemeyen Müslüman nasıl canını feda etmeyi göze alabilsin!

Bütün bu yaşananlar bize bir şey söylüyor:

Düşmana “kahrolsun” demeden önce kahrolması gerekenler var içimizde. Mesela hırsımız, hasedimiz, kibrimiz…

Riya, ucb, gurur, enaniyet…

Hepsi kahrolmalı.

Bencillik ve dünyaya aşırı düşkünlük de…

Bir uyarılarında Hz. Peygamber (s.a.v.), bir gün geleceğini ve Müslüman olmayan toplumların, Müslümanlara, oburun yemeğe saldırdığı gibi saldıracağını anlatır. Müslümanların sayısının azlığından dolayı mı böyle olacağını soran sahabeye de şöyle cevap verir:

“Hayır. Bilakis Müslümanlar sayıca kalabalık olacaklar. Ancak suyun üstünde akıp giden saman çöpler gibi dağınık ve güçsüz.”

Bu güçsüzlüğün sebebini de söyler Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Düşmanın kalbinden Müslümanlardan çekinme, korkma hali alınır. Müslümanların kalbine de “vehen” atılır.”

“Vehen nedir ya Rasulallah?” diye sorulunca da:

“Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmamaktır” cevabını verir.

Demek ki kalbe emek verilmeli…

Kalp arındırılmalı, kasvetten kurtarılmalı…

Düşmanın kuyuya düşmesini beklerken; kalpteki, kardeşinin kuyusunu kazma, ayağını kaydırma ya da kayırma duyguları ıslah edilmeli.

İlk inen surelerden biri olan Kalem Suresinde Hz. Peygamber (a.s.)’ın ahlakına vurgu yapılır: “Sen elbette üstün bir ahlaka sahipsin.” (Kalem, 4)

Yine ilk inen surelerden olan Müzemmil Suresinde gece ibadetine, dolayısıyla kalp eğitimine yöneltir Rabbimiz (c.c.):

“Ey örtüsüne bürünen! Geceleyin -birazı dışında- namaza kalk! Gecenin yarısında bu vakti biraz öne veya biraz ileri de alabilirsin. Kur’an’ı tane tane, hakkını vererek oku. Doğrusu biz sana, taşınması zor bir söz vahyedeceğiz. Şüphesiz gece vakti etki ve uyum yönünden daha uygun ve sözün zihne yerleşmesi bakımından daha elverişlidir. Gündüz vakti ise senin için yoğun bir koşuşturma durumu vardır. Rabbinin adını an, bütün varlığınla O’na yönel.” (Müzemmil 1-8)

Herkes gücünün yettiğini yapmalı.

Gül yağı hazırlayan Diyarbakırlı kadınlar gibi…