Güçlü ülke olmanın yolu
Güçlü olabilmek ve hatta güçlü kalabilmek için kendi öz kıymetlerimizin yer aldığı bir fikre, bir bilgeliğe ihtiyacımız oksijen kadar hayatidir. Güzel ve yüksek bir ahlakı ve insanı evvele alan bir siyaset, ülkesini kendi vatan ve milleti için güçlü bir ülke yapar. Ve bu siyasetin fikri, bilgeliği ve ahlakı bozulmazsa o güçlü ülkeyi yıllarca ayakta tutarlar.
Siyasetçiler mutlaka ve mutlaka bilge olmak zorundadırlar. Herkese nasip olmayabilir bilgelik. Ancak bilge olamamışsa bir siyasetçi, bilgelerle beraber olmak zorundadır. Böylece o siyasetçi büyük fikirler üretmek durumunda olacaktır. Siyasetçi, milleti ve ülkesi için hatta dünya için büyük fikirler, bilge çözümler üretemiyorsa siyaset yapmamalıdır. Ülkemizin en büyük ihtiyaçlarından biri, bilge ve kaliteli siyasetçilerdir.
Dünya kurulalı beri Hak merkezli, adalet
merkezli, büyük ve bilge fikirler dünyaya şekil vermiştir, yönetmiştir. Ancak
bu siyaseti takip eden insanlar, tembelleşip özünden vazgeçtikleri an dünyayı
ortalama üç yüz yıl kadar zalim ve batıl siyasetler yönetmişlerdir. Mesela
bugün, hepi topu 7-8 milyon Yahudi vardır dünyada. Ama onların içinde öyle
fikirler üreten bin tane ırkçı emperyalist vardır ki, ürettikleri ve
kurguladıkları ile dünyanın tüm parasına, tüm para getiren mekanizmalarına
sahip olmaktadırlar.
Böyle
bir durumda dünyayı bir ahtapot gibi sarmış bu tür batıl ve zalim bir siyasete
dur diyecek olan ülkemizdeki siyasetçilerdir. Dünya ülkelerinin siyasi genetik
kodlarında bunu başarabilecek ülke, bu
ülkedir. Ülkemizde ve dünyada iktidarlar gelip geçicidir. Bugün varlar
yarın belki de olmayacaklar. Muhalefet partileri de aynı şekildedir.
Mesele,
ülkede kimin iktidarda olduğundan öte hangi fikir ve zihniyete mensup oldukları
ile alakalıdır. Geçmişi ile barışık mı? Geleceği planlayabiliyor mu? Fikir
üretebiliyor mu? Bir program, bir çözüm önerisi var mı? Dini diyaneti ile
tarihi ile bir kavgası var mı? Dünyayı ve ülkeleri, ülkesini ve ülke
insanlarını anlamış ve kavrayabilmiş mi? Bu ve bunlara benzer birçok
sorunun neticesinde bir siyasetçinin bilge ve kaliteli olup olmadığına karar
verilebilir.
Buraya kadar anlattıklarımız ülkeyi yönetenler ile alakalı idi. Bir de devleti yönetenler vardır. Devleti ise bürokratlar ve memurlar yönetir. Yasa bu şekildedir. Bürokrat ve memurları ise siyasetçiler yönetir. Siyasetçi, bir ülkenin, o ülkenin kurum, kurum insanı ve sade vatandaşının nasıl şekilleneceğine karar veren kişidir.
Giydiği ya da giymeyeceği kıyafetten tutun giydiği kıyafete göre kamu veya özel sektörde çalışma izni alınabileceğine, çağdaş ya da mürteci kişi ya da esnaf damgası yiyip yemeyeceğine kadar tuhaf birçok uygulama, bu ülkede siyasetçi eli ile şekillendirilmiş ve uygulanmıştır. Sizlere belki çok komik ve acı gelebilir ancak durum aynen böyle olmuştur.
Bu ve buna benzer durumların böyle
olmasının yegâne sebebi anayasa ve yasalardır. Siyasetçiler yasa yapar,
bürokrat ve memurlar o yasalara uyarak devleti yönetirler. Eğer siyasetçi yasa
yapmıyor, bürokrat ve memur yasaları uygulamıyorsa problem var demektir.
Ülkemizin büyük bir güç, büyük bir medeniyet kurabilmesi için öncelikli olarak yeni bir anayasaya, bilge ve kaliteli yasalara ihtiyacı vardır. Anayasa ve yasalarımız maalesef yamalı bohça gibidir. Değişik kültürlerden alıntı ve katkılarla oluşturulmuştur. Yerli unsur ve öğeler olmasına rağmen kendi öz kıymetlerimizin yer aldığı yeni bir anayasaya ihtiyaç elzemdir.
İnanç sistemimizle barışık, siyasi genlerimize uygun, adil ve her insanı kapsayan bir yasalar manzumesi derhal oluşturmamızla beraber güçlü bir ülke kurulabilecektir. Siyasi genlerimizdeki güçlü ülke tasavvuruna en başta bunu sağlayarak başarı gelecektir.