Güçlendirilmiş(!) Parlamenter Sistem Yeni Mi?
Bilindiği üzere Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin yeni yüzyıl vizyonunu açıklamış ve
ülkemiz için yeni kızıl elma ülküsünü nihai hedef olarak göstermişti. Hedef kızıl elma ise her
şeyden önce Anayasa gibi devletin kurumlar arası işleyişini ve birey devlet ilişkilerini
düzenleyen kuruluş metinlerinin, vaat edilen ülküyü desteklemesi gerekir. Bu açıdan hala bir
takım vesayet odaklarının meşru zemini olan askeri anayasanın bir an önce sivil, özgürlükçü
ve yüzyıl hedeflerimizi destekleyen bir anayasaya tahmil edilmesi bir zarurettir. Keza Sayın
Cumhurbaşkanı da haklı olarak eni anayasanın gerekliliğine vurgu yapmıştı.
Kamuoyu siyasal iktidarın bu yeni anayasa vurgusunu heyecanla karşılamışken, millet
ittifakı durumdan vazife çıkartmış olacak ki yeni (!) anayasa teklifini (daha önceki önerisi 2018
yılındaydı) adeta seremonik bir lansman havasında “Yeni Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”
temalı olarak tanıttı.
Bir hukukçu olarak yakından takip ettim. Sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim;
deklare edilen metin bende hem içerdiği ideoloji hem de hukuk tekniği bakımından tam bir
hayal kırıklığı yarattı.
İçerdiği ideoloji açısından Şöyle ki ;
1- Bu anayasa önerisi her şeyden önce devrimci değil, restorasyoncu bir öneri. Tüm
kurumları ile beraber eski Türkiye’ye dönüşü önceleyen ideolojik restorasyonu
methediyor.
2- Yeni bir anayasa yapma çabası değil, eski askeri anayasaya sivil hüviyet kazandırma
metni olarak adlandırılabilir. Dolayısıyla metin başlığındaki “yeni” kelimesi aslında
eskiye yenideni arzulamakta.
3- Millet iradesini hiçe sayan, yargısal ve bürokratik vesayeti yeniden millet iradesi
üzerinde sistemin regülatörü olarak kurma iradesi içeren bir metin olarak karşımıza
çıkıyor. Vesayet odaklarına meşruiyet kazandırma gayesi adeta ustaca hazırlanmış bir
demokrasi illüzyonuyla topluma sunuluyor.
4- Ak partinin yirmi yıl boyunca toplum dinamiklerini yansıtan muhafazakar
kazanımların, yine bu yirmi yıldaki seküler kayıplarla ikame etme çabasında bir
manzume olarak bu anayasa önerisi birey lehine anayasal kazanımların dahi öneri
hazırlayacıları tarafından müktesep hak olarak görülmediğini gösteriyor.
Hukuk tekniği açısından itirazlarıma gelince şöyle ki;
Anayasa önerisinin çıkış mottosu “Güçlendirilmiş Parlamenter sistem”. Bu başlık dahi
teknik açıdan içeriği yansıtmadığı için aldatmacadan ibaret bir başlık. Çünkü güçlendirilmiş
parlamenter etiketi hantal işleyen parlamenter sistemlerde yürütmeye proaktif yetkiler
verilmesini tanımlar. Örneğin ilk dönem parlamenter sistemlerde her yasanın istisnasız
meclis tarafından çıkartılması gerekirken, gelişmelere hızlı refleks alabilmek adına sonraki
parlamentarizmde yürütme organına bakanlar kurulu marifetiyle kanun hükmünde
kararname çıkartma yetkisi verilmesi güçlendirilmiş parlamenter sistem olarak
tanımlanmıştır. Diğer bir ifadeyle güçlendirilmiş parlamenter sistem yürütme organına karar
almada hız kazandıran bir sistem olmalıdır. Parlamenter sistem içinde yürütmeye hareket
kabiliyeti kazandıran her argüman “güçlendirilmiş” ibaresinin karşılığıdır. Ancak millet
ittifakının öneri metnine baktığımızda yürütme organın yetkilerini tamamen parlamento
lehine sınırlayan düzenlemeler getirdiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu öneriye, güçlendirilmiş
parlamenter sistem denmesi hukuken içeriği yansıtmaz. Önerilen sistemin teknik olarak adı”
güçlendirilmiş meclis hükümet sistemidir” Çünkü önerilen metin meclis hükümet sistemini
öncülemekte ancak meclis hükümet sisteminin ağır aksak yönleri parlamenter rejim
argümanlarıyla ikame edilmek suretiyle aşılmak istenmektedir.
Ez cümle; millet ittifakının anayasa önerisini yeni ve güçlendirilmiş kelimeleri bu tasarı
için gereksiz kullanıldığı açık. Anlaşılan o ki ilmi ve toplumsal açıdan ayakları yere basmayan
bu öneri metni yine aynı siyasi partilerin bir araya gelerek HDP desteğiyle “Anayasal
Demokrasi Çalışması Yol Haritası” adını verdikleri Prof.Dr. İbrahim Kaboğlu başkanlığında
yürüttükleri 13 Ocak 2018 ile 7 Mayıs 2018 tarihleri arasında yapılan çalışma sonucu
olgunlaşan tasarı gibi tarihin tozlu sayfalarına gömülecek ibretlik bir manzumeden ibaret
kalacaktır.