Götürdükleri ve getirdikleriyle yeni yıl
Bir takvim yılının daha son sayfalarını çevirirken, yılın son gününü yaşarken, kendimize dönüp baktığımızda, bir yılı daha geride bırakmanın verdiği duyguyla birlikte, yeni başlangıçlara, güçlü adımlar atmaya hazırlanıyoruz. Bir yandan biten yılda gerçekleşenler film kareleri gibi gözümüzün önünden akar ve gelecek yıla dair umutlar zihnin arka planından geçer. Her başlayan yeni yıl büyük umutlarla başlamış olduğu için biten yıllar genellikle gerçekleşmeyen ya da kırılan umutları ifade edilerek uğurlanır genellikle. Belki bu yüzden biten yılların güzelliklerinin yanı sıra kötü yanları daha akılda kalıcı olur. Her geçen yıl insan için uçsuz bucaksız bir tecrübe deryası. Geride bırakılan her gün tekrarı olmayan bir film kesiti. Bir yıl daha bitti. Zaman; yani “yeşilden sarıya, bahardan, yaza, kıştan, kara bu muazzam döngü içinde bir yıl ve zamanı tükettik. “Beşikten tabuta akan o dilsiz erguvan” gençleri bir yaş daha büyüttü, kimimizi de yaşlandırdı. Eskiyen yıl, kasaba nalbandı gibi yaşama sevincimizin törpüsü oldu. Kapıyı çalan yeni yıl ise bir korku tüneli. Heybesinde umuttan çok umutsuzluk, çaresizlik, belirsizlik, öfke, kaygı, tedirginlik duygularıyla eşikte bekliyor bizleri… 2023’ün bize kattıkları, yaşadığımız deneyimler ve öğrendiklerimiz, geleceğe dair umutlarımızı şekillendiriyor. Hayata dair bilinç ve tecrübemiz bize yeni bir yol gösteriyor. Ömrümüzden bir yıl daha eksiye düşecek rakamdan ziyade ne kadar eksi ile bu yılı bitirdik. Bunun içinde ayrı bir muhasebe yapmak gelecek yılın belki de ilk ev ödevi olmalı. 2023 yılı biterken geride kalan ekonomik güçlükler, yaşanan felaketler, siyasi ve sosyal alandaki olumsuzluklar da hem hatıralardaki hem de tarihteki yerlerini pekiştirdiler. Biten yıla dair de pek çok değerlendirme ve yorumlar yapıldı.
Şimdi sırada 2024 yılı var. Acaba bu yeni yıl neler
getirecek? Umutlarımız, beklentilerimiz bu yeni yılda yeşerecek mi?
2023 yılı ülkemiz ve dünya için zor bir yıl olarak
geçti. Deprem ve savaş yılı diyebiliriz.
Türkiye için önemli gelişmelerin yaşandığı uzun bir
sene oldu. Türkiye Cumhuriyet’in 100.yılını tamamlarken, ikinci yüzyılına
merhaba dedi.
Gerek iç gündemde gerekse uluslararası alanda yaşanan
olaylar, ülkenin yönünü ve geleceğini şekillendirdi. Şubat ayında "asrın
felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve
7,6 büyüklüğündeki depremlerin acısıyla sarsıldık. Mayıs ayında yapılan
seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52,18'lik oy oranıyla
yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Ekim ayında ise terör devleti İsrail'in
yıllardır Filistin'e karşı yürüttüğü işgal ve katliam politikası 'dünyanın gözü
önünde' yeni bir boyuta ulaştı. Yıl boyunca Afrika'da askeri darbeler yaşandı;
Ukrayna-Rusya savaşı aralıksız devam etti. Son olarak İsrail-Hamas savaşı
dünyada büyük tartışmalara ve protestolara neden oldu.
Yeni yılın getireceği umutların en güçlü olduğu yer
ise bireysel hayatlarımızdır. Bunca olumsuz gelişmenin altında bu nasıl olur
diye sorulabilir. Krizler aynı zamanda bireysel başarı fırsatları da yaratır.
Zamanın akışının en önemli özelliği, her yılı yepyeni bir yılın takip
etmesidir. Dolayısıyla yeni dönemde her zaman yeni hamleler yapmak ve yeni
şeyler başarmak mümkündür. Bu çerçevede realiteyi doğru okuyan, rasyonel
kararlar alan bireylerin, 2024 yılında bireysel hayatlarında başarıyı
yakalayabilirler.
Öte yandan, pandemi ile zirve yapan ama sonrasında da
durulmayan ve ülkeleri zaman zaman darboğaza sürükleyen gelişmeler süregeliyor.
Bu yüzden içinde bulunduğumuz çağın bir “çoklu krizler çağı” olduğunun farkında
olmak ve bunu kabul ederek hareket etmek, toplumdaki herkesin başlangıç koşulu
olmalıdır. 2024 yılında bambaşka bir
dünya bekleyenlere, dilek ve temenilerimiz ortak duamız bir.