Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.80
Gram Altın
2964.80
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Haziran 2022

Gordion düğümü

Suriye’de 15 Mart 2011’de başlayan hükümet karşıtı gösteriler, uluslararası aktörler, istihbarat servisleri, terör örgütleri, sivil toplum yapıcıları, karteller, hegemon devletlerin de müdahil oluğu içinden çıkılmaz bir duruma evrildi. İşin özeti Suriye’de yaşananlar hakkında gördüğüm, düğüm düğüm üstüne kördüğüm….

Bu tılsımlı düğümü çözecek kişi ise tıpkı Gordion düğümünü çözen İskender gibi bölgenin tartışılmaz hakimi olacak. Suriye düğümünün anahtarı ise Süleyman Şah türbesinde yatıyor. Süleyman Şah Türbesi’nin gerek ilk, gerek ikinci taşındığı bölgenin etrafı tamamen Türkmen yerleşimlerinden oluşuyordu. Şu anda o bölgede tek bir Türkmen bırakılmadı. Şah operasyonuyla türbeyi kaçırırcasına taşıyarak ABD’nin terör örgütlerine alan açma gayesine hizmet etmiş olduk. Şubat 2015’te Türbenin taşınmasının ardından Aralık-2015’de hendek çukur olaylarıyla Türkiye’nin nasıl bir girdabın içine çekilmek istendiğini gördük.

Suriye coğrafyasını kilitleyen şeytani düğümün çözülmesi için ilk operasyon bilindiği gibi 15 Temmuz hain darbe girişiminin hemen ardından başlatılan ikinci Mercidabık olarak da nitelendirilen, 4 bin DEAŞ’lının eşekler cennetine yollandığı Fırat Kalkanı operasyonu oldu. DEAŞ’ın İsrail, ABD ve batılı devletlerin bir istihbarat aygıtı olduğunu, Dabık kehanetinin boş bir safsatadan ibaret olduğunu anladık bu süreçte.

Mehmetçiğin hızla El-Bab (Suriye’nin Kapısı) ‘a ilerlediği bir dönemde, Afrin ve Kobani (Aynel Arab-Arap Pınarı) sözde kantonlarından harekete geçen PKK/PYD’li teröristlere yerleşim yerlerinin DEAŞ tarafından tek kurşun atılmadan nasıl teslim edildiğini gördük. Bu süreçte, Tel Rıfat ve Münbiç’te terör örgütü DEAŞ’tan diğer terör örgütü PKK/PYD’ye devir teslim edildi. Mehmetçik, DEAŞ, Rejim, PKK/PYD kıskacına rağmen El-Bab’ı DEAŞ’tan alarak ideolojik varoluş sebeplerini ortadan kaldırdı. Gelişen süreçte, Hem Münbiç’in hem de Tel Rıfat’ın terör örgütü unsurlarından arındırılacağı sözleri hep havada kaldı.

Münbiç’te de, Tel Rıfat’ta da 6 yıl öncesinde tek bir terör örgütü veya bağlantılı elamanı olmamasına rağmen, Rusya ve ABD tarafından bu bölgelerde teröristlerin tutulma gerekçeleri gayet basit. Suriye coğrafyasına gerçek sahiplerinin yerleşmemesi için tampon bölge olarak görülmesi. Zeytin Dalı operasyonuyla Afrin’in terör unsurlarından arındırılmasının ardından harekatın Tel Rıfat’a devam etmesini Rusya istememiş, Türkiye ‘ye teröristleri boşaltacağı sözü vererek harekatı durdurmuştu. Tel Rıfat’ı Halep’in kalkanı olarak gören Esed Rejimi, Haleb’in Şeyh Mansur mahallesine bile sonradan yerleştirdiği PKK/PYD’li terör yandaşları yüzünden giremez hale geldi. Tel Rıfat’ın hemen güneyinde Nubul Zehra’ya ise yine İran-Afganistan’dan taşınma şii guruplar yerleştirilmiş durumda. İran destekli Şii Milislerin Rusya’nın Ukrayna savaşı yüzünden boşalttığı alanlara girme girişimleri de dengeleri alt üst ediyor. 250 bin Tel Rıfatlı bir an önce operasyonun yapılarak evlerine dönmelerini dört gözle bekliyor. Ha keza, ABD’nin Münbiçlilere ve Türkiye’ye defalarca verdiği söze rağmen çekilirken bölgeyi sözde düşmanı Rusya’ya nasıl devir teslim ettiğini de gördük.

Pençe-Kilit operasyonu ile Irak’ta nefes alamaz hale gelen terör örgütü, dikkatleri dağıtmak için Tel Rıfat ve Münbiç’ten 80’in üzerinde saldırı gerçekleştirerek 20 mehmetçiği şehit etmiş, saldırılarda 100’ün üzerinde ÖSO ve sivil hayatını kaybetmişti. Yeni aşamada 10 bin Suriye Milli Ordusu üyesi topraklarını terörden temizlemek için Türkiye’den işaret bekliyor. Terörle mücadele için askeri harekatı terör örgütleri ve şii milisler tarafından işgal edilen toprakların asıl sahiplerinin göç hareketi takip edecek. Bu arada, o gün ABD’nin gazı ile Türkiye sınırına taşıdığımız Süleyman Şah türbesini asıl yerine götürerek vatan toprağımıza sahip çıkarak, başımıza örülmek istenen melanete son vermemiz gerekiyor. Yani, Suriye toprakları terör işgalinden kurtarılarak gerçek sahiplerine kavuştuğu gün teröristleri kullananların hevesleri kursaklarında kalır.

Gordion’un düğümünden ilk ilmek 15 Temmuz hain darbe girişimine verdiğimiz tepki ile çözüldü. Vatan toprağı olan Süleyman Şah Türbesi’nin asli yerine taşınmasıyla emperyalizmin oyununun bozulması işten bile değil. Düğümlerin çözülmesini istemeyenler, PKK-DEAŞ-Ekonomi terörüyle operasyon kararlılığını durduramayanlar şimdi de Yunanistan’ı Türkiye’nin üzerine salıyorlar. Hedefleri terör işgalini başlattıkları 3 kantondan birinin (Afrin) ellerinden gittiğini gördükleri için diğer iki kanton Kobani, Cizire kantonlarını yaşatmaya bakıyorlar. Harekatın, uluslararası anlaşmalarla vadedilen Tel Rıfat ve Münbiç’in yanısıra, Aynel Arab, Tel Abyad, Ayn İsa’yı da kapsaması kaçınılmazdır. Haseki, Rasul ayn, Derbesiye, Amuda, Kamışlı, Kahtaniye, Ayn Divar, Cevadiye, Malikiye, DerkoHamgo’dan oluşan Ciziri kantonununda işgalden kurtarılmasıyla teröristlerin hayalleri suya düşer. Operasyon ne zaman başlayacak derseniz. 8 Haziran Lavrov’un Ankara ziyaretinden sonra havalar ısınır. Miçonun havlamalarına kulak vermeden Ecdadımız Süleyman Şah’a borcumuzu ödediğimiz gün bir kılıç darbesiyle Gordion’un düğümü tamamen çözülür vesselam…