Gordion düğümü
Suriye’de 15 Mart 2011’de başlayan hükümet karşıtı
gösteriler, uluslararası aktörler, istihbarat servisleri, terör örgütleri,
sivil toplum yapıcıları, karteller, hegemon devletlerin de müdahil oluğu
içinden çıkılmaz bir duruma evrildi. İşin özeti Suriye’de yaşananlar hakkında
gördüğüm, düğüm düğüm üstüne kördüğüm….
Bu tılsımlı düğümü çözecek kişi ise tıpkı Gordion düğümünü
çözen İskender gibi bölgenin tartışılmaz hakimi olacak. Suriye düğümünün anahtarı
ise Süleyman Şah türbesinde yatıyor. Süleyman Şah Türbesi’nin gerek ilk, gerek
ikinci taşındığı bölgenin etrafı tamamen Türkmen yerleşimlerinden oluşuyordu.
Şu anda o bölgede tek bir Türkmen bırakılmadı. Şah operasyonuyla türbeyi
kaçırırcasına taşıyarak ABD’nin terör örgütlerine alan açma gayesine hizmet
etmiş olduk. Şubat 2015’te Türbenin taşınmasının ardından Aralık-2015’de hendek
çukur olaylarıyla Türkiye’nin nasıl bir girdabın içine çekilmek istendiğini
gördük.
Suriye coğrafyasını kilitleyen şeytani düğümün çözülmesi
için ilk operasyon bilindiği gibi 15 Temmuz hain darbe girişiminin hemen
ardından başlatılan ikinci Mercidabık olarak da nitelendirilen, 4 bin
DEAŞ’lının eşekler cennetine yollandığı Fırat Kalkanı operasyonu oldu. DEAŞ’ın
İsrail, ABD ve batılı devletlerin bir istihbarat aygıtı olduğunu, Dabık
kehanetinin boş bir safsatadan ibaret
olduğunu anladık bu süreçte.
Mehmetçiğin hızla El-Bab (Suriye’nin Kapısı) ‘a ilerlediği
bir dönemde, Afrin ve Kobani (Aynel Arab-Arap Pınarı) sözde kantonlarından harekete
geçen PKK/PYD’li teröristlere yerleşim yerlerinin DEAŞ tarafından tek kurşun
atılmadan nasıl teslim edildiğini gördük. Bu süreçte, Tel Rıfat ve Münbiç’te
terör örgütü DEAŞ’tan diğer terör örgütü PKK/PYD’ye devir teslim edildi. Mehmetçik,
DEAŞ, Rejim, PKK/PYD kıskacına rağmen El-Bab’ı DEAŞ’tan alarak ideolojik
varoluş sebeplerini ortadan kaldırdı. Gelişen süreçte, Hem Münbiç’in hem de Tel
Rıfat’ın terör örgütü unsurlarından arındırılacağı sözleri hep havada kaldı.
Münbiç’te de, Tel Rıfat’ta da 6 yıl öncesinde tek bir terör
örgütü veya bağlantılı elamanı olmamasına rağmen, Rusya ve ABD tarafından bu
bölgelerde teröristlerin tutulma gerekçeleri gayet basit. Suriye coğrafyasına
gerçek sahiplerinin yerleşmemesi için tampon bölge olarak görülmesi. Zeytin
Dalı operasyonuyla Afrin’in terör unsurlarından arındırılmasının ardından
harekatın Tel Rıfat’a devam etmesini Rusya istememiş, Türkiye ‘ye teröristleri
boşaltacağı sözü vererek harekatı durdurmuştu. Tel Rıfat’ı Halep’in kalkanı
olarak gören Esed Rejimi, Haleb’in Şeyh Mansur mahallesine bile sonradan
yerleştirdiği PKK/PYD’li terör yandaşları yüzünden giremez hale geldi. Tel
Rıfat’ın hemen güneyinde Nubul Zehra’ya
ise yine İran-Afganistan’dan taşınma şii guruplar yerleştirilmiş
durumda. İran destekli Şii Milislerin Rusya’nın Ukrayna savaşı yüzünden
boşalttığı alanlara girme girişimleri de dengeleri alt üst ediyor. 250 bin Tel
Rıfatlı bir an önce operasyonun yapılarak evlerine dönmelerini dört gözle
bekliyor. Ha keza, ABD’nin Münbiçlilere
ve Türkiye’ye defalarca verdiği söze rağmen çekilirken bölgeyi sözde düşmanı
Rusya’ya nasıl devir teslim ettiğini de gördük.
Pençe-Kilit operasyonu ile Irak’ta nefes alamaz hale gelen
terör örgütü, dikkatleri dağıtmak için Tel Rıfat ve Münbiç’ten 80’in üzerinde
saldırı gerçekleştirerek 20 mehmetçiği şehit etmiş, saldırılarda 100’ün
üzerinde ÖSO ve sivil hayatını kaybetmişti. Yeni aşamada
10 bin Suriye Milli Ordusu üyesi topraklarını terörden temizlemek için
Türkiye’den işaret bekliyor. Terörle mücadele için askeri harekatı terör
örgütleri ve şii milisler tarafından işgal edilen toprakların asıl sahiplerinin
göç hareketi takip edecek. Bu arada, o
gün ABD’nin gazı ile Türkiye sınırına taşıdığımız Süleyman Şah türbesini asıl
yerine götürerek vatan toprağımıza sahip çıkarak, başımıza örülmek istenen
melanete son vermemiz gerekiyor. Yani,
Suriye toprakları terör işgalinden kurtarılarak gerçek sahiplerine kavuştuğu
gün teröristleri kullananların hevesleri kursaklarında kalır.
Gordion’un düğümünden ilk ilmek 15 Temmuz hain darbe girişimine verdiğimiz
tepki ile çözüldü. Vatan toprağı olan Süleyman Şah Türbesi’nin asli yerine
taşınmasıyla emperyalizmin oyununun bozulması işten bile değil. Düğümlerin
çözülmesini istemeyenler, PKK-DEAŞ-Ekonomi terörüyle operasyon kararlılığını
durduramayanlar şimdi de
Yunanistan’ı Türkiye’nin üzerine
salıyorlar. Hedefleri terör işgalini başlattıkları 3 kantondan birinin (Afrin)
ellerinden gittiğini gördükleri için diğer iki kanton Kobani, Cizire
kantonlarını yaşatmaya bakıyorlar. Harekatın, uluslararası anlaşmalarla
vadedilen Tel Rıfat ve Münbiç’in
yanısıra, Aynel Arab, Tel Abyad, Ayn İsa’yı da kapsaması kaçınılmazdır. Haseki,
Rasul ayn, Derbesiye, Amuda, Kamışlı, Kahtaniye, Ayn Divar, Cevadiye, Malikiye,
DerkoHamgo’dan oluşan Ciziri kantonununda işgalden kurtarılmasıyla teröristlerin
hayalleri suya düşer. Operasyon ne zaman başlayacak derseniz. 8 Haziran
Lavrov’un Ankara ziyaretinden sonra havalar ısınır. Miçonun havlamalarına kulak
vermeden Ecdadımız Süleyman Şah’a borcumuzu ödediğimiz gün bir kılıç darbesiyle
Gordion’un düğümü tamamen çözülür vesselam…