Dolar (USD)
35.27
Euro (EUR)
36.77
Gram Altın
2978.61
BIST 100
10004.82
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Ocak 2020

Gönüllü anne olmak

Sosyal medyada trafik kazası geçirmiş bir annenin, solunum cihazına bağlanmış acı hali ve kucağında çocuğu ile resmini gördüm. Çocuğunu emziren kazazede anne, yavrusuna zarar verir düşüncesiyle ağrı kesici almak istememiş. Gözlerim yaşardı. Bu nasıl bir duygu Allah’ım demeden edemedim.

Anne olmak canından can, kanından kan vermek, doğum sanıcısının verdiği acıyı evladını kucağına alınca unutuvermektir. Yüzüne bakarken, minik ellerini ayaklarını öperken, kokusunu ciğerlerine çekerken doymaktır. Gece uykularına veda etmektir. Kendisini unutup önceliği evladına vermektir.

Ana kucağında büyümek her dünyaya gelenin hakkıdır. Peki, bu hakkı elinden alınmış, anne diyecek kimsesi kalmamış, vatanından toprağından atılmış, gözlerinden akan yaşları silen olmamış yavrulara ne demeli?

Buna hangi ana yüreği dayanır ki?

Annesizliğin acısının dindirmesi için ne yapılmalı ki?

İnsanın kendisini gerçekleştireceği, yaptıkça daha fazlasını yapmayı isteyeceği, yoruldukça dinlendiğini hissettiği bir hedefi olmalıdır. Gündelik hayat sıkıntılarından kurtulup, kendi derdinin içinde yok olmaktan sıyıracak bir gayesi olmalıdır.

Ne mi? Gönüllü anne olmak!

Gönüllü anne olmak; görmeyen gözlere göz, duymayan kulaklara kulak, yürümeyen ayaklara ayak olmaktır. Hastaların şifası, dertlilerin devası, borçluların borçlarının edası için el açan demektir. Yardım eden, yardım etmek isteyenlere yol gösterendir.

İhtiyacı olup da isteyemeyenleri bulup yardım edendir. Etrafındaki insanları da yardıma teşvik edendir. İsterken de gocunmayan, çekinmeyen, sıkılmayandır.

Gönüllü anne olmak; insana ve insanlığa vatan olmak demektir.

Ana vatanın ne demek olduğunu gurbette yaşayanlar daha iyi bilir. Her zaman ana kucağı hükmünde olan toprağına gidebilmek, yüzünü sürebilmek, karış karış gezmeyi istemek, sevdikleri ile buluşabilmek en büyük hayaldir.

Ya bu hayali kuramayanlara, toprağının kokusunu unutanlara, sevdiklerinden haber alamayanlara ne demeli?

Peki ana vatansız yetim kalanların gözlerinden akan yaşları silmeyen, yüreğinden göz yaşı dökemeyen analara ne demeli?

Annelik öncelikle gönül işidir. Gönlünde sevgi olmayanların yapabileceği bir iş değildir. Hele de doğurmadığın, emzirmediğin, öncesinde emek vermediğin, tanımadığın, bilmediğin birine annelik yapmak her yiğidin harici değildir.

Gönüllü anne olmak; ben o yiğitlerdenim demektir.

Doğurmadığı, emzirmediği, öncesinden emek vermediği, tanımadığı, bilmediği birine annelik yapmayı istemektir. O yavruları da kanatlarının altına almak, dualarına katmak, ihtiyaçlarını görmektir.

Kendisini yalnız hissettiği, seveninin kalmadığı, terk edilmiş düşündüğü bir anda gizemli bir elin dokunmasıdır. Ki yalnız olmadığını, Rabbinin onu terk etmediğini gözü yaşlı yavrulara öğretmesidir. Zira hayatta insanı emin adımlarla ilerleten yürekten dokunuşlardır.

Arkada bırakacağımız hoş bir sedamız, biz gitsek de dua edenlerimiz olmalı, ektiğimiz tohumlar bir bir yeşermelidir. Elimizden tuttuklarımız başka ellerden tutmalı, vicdanları ölüp çölleşmiş yüreklere su dökmelidir. Ki bu dünya yeniden yaşanılır olsun.

Kimin eliyle mi?

Elbette gönüllü annelerin eliyle...

Var mısın gönüllü anne olmaya?

Ne yapmalıyım diyorsan öncelikle niyet et. Besmele çek. Rahman’a el aç. Ve bir yardım kampanyası, bir hayır çarşısı organize et. Tek başımayım deme. Bir çok gönüllü anne ve baba senin davetine icabet edecek. Senin yanında olacak. Senden önce çağırdığın yerde olacak. Bu hareketin etkisinde her vicdan sahibi kalacak. Zira insanlığı kurtaracak el senin elin.

İnsanlığın derdine derman olması, ailelerimizdeki sıkıntıları gidermesi, evlatlarımızla aramızdaki bağları kuvvetlendirmesi, insanlığımızın tekrar ayağa kalkması duasıyla...

Gönüllü Anne: Asiye Türkan