Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Gönül Köprüsü Almanya

Almanya; zihnimde gurbetin en belirgin tanımıydı çocukluğumdan beri. Birilerinin Almanya'ya gittiğini duymak gönlümüzde bir sızıya sebep olurdu. Şimdilerde yollar daha yakın, internet aracılığı ile avuçlarımıza aldığımız dünya; ulaşımı, iletişimi her şekilde kolaylaştırdı.

Almanya; uçsuz bucaksız yeşil alanın içinde dinlenme ve spor yapma imkanlarının sunulduğu bir ülke. Bireysel araçtan çok bisiklet, tren, tramvay gibi toplu taşıma kültürü yaygınlaşmış. Ülkenin gürültüden uzak sakin hali yine dikkatimi çeken unsurlardan.

Havası, bol yeşili bana sunulan güzel yüzüydü. Mekanlara girerken yüz yüze geldiğimiz insanların, aynı dili konuşmasak da selam vermesi yine hoşuma giden başka unsurlardan.

“Kocaman gepgeniş cami mekanları beş vakit namaz dışında da birtakım çalışmalara ev sahipliği yapabilmeli işlevselliği çoğaltılmalıdır” derdim hep. Bir vesile oldu ziyaretlerimiz.

“Cami” adı cem eden, toplayan anlamıyla; çocukları, gençleri, yetişkinleri, aileleri bir araya toplama imkanlarını da taşımalıdır. Kapısından ayakkabılar hiç eksilmemelidir. Dolup taşmalıdır örnek çalışmalarla.

Gönül Köprüsü oluşturduğumuz ilk yer Almanya Bochum Eyüp Sultan camisiydi. Kıymetli kardeşlerimizle bir araya gelmek, eğitim söyleşileri gerçekleştirmek, yurdumun kokusunu, selamını götürmek bambaşka iz bırakmıştı onlarda.

’Sen Türkiye’sin’’ diyen hanımefendi ile sarılıp gözlerimizden akan yaşların sevgi ile birbirine karışması bu gidişi çok daha anlamlı ve özel kıldı.

Ülkemin sesini, soluğunu, kültürünü götürmek bambaşka bir duyguydu. Kelimeler canlıdır capcanlı hisseden bir kalpten dökülünce, diğer kalplere sirayet eder.

Hicran Kol kardeşim, gönülce bir güne ev sahipliği yaptı orada. Söyleşilerimiz, Ninem Korkut masallarımız kardeşlerimizin kalbinde bambaşka bir karşılık bulmuştu ki; görünmez kanatlar takılmıştı sanki bizlere mutluluktan.

İşimiz eğitimdi, gücümüzü sevgiden alarak yola devam olmuştuk. Sonrasında Werl şehrinde Nedim Yiğit Bey ve Aysel Sarı Hanım’ın ev sahipliği çok kıymetliydi. Annelerin, babaların büyük ebeveynlerin yavruları için verdiği çaba umutlu yürüyüşümüze nefes oldu.

Tanıştığımız yüce gönüllü insanlar mesrur eylediler. Velbert'teki buluşmamızdı kıymetli vakitlerden bir diğeri de. Şahit olmak ne güzeldi, çocuklarına ülkesini dinini kültürünü sevdirenlerin çabası. Ve eğitimciler takdire şayandı Nebahat Öztürk , Mine, Merve, Melike Laçin, Hayrunnisa topal. Emine Topal Hoca Hanım; yumuşak ruhuyla huzur veriyordu sevgili çocuklara. Güzel yavruların dünyasında bambaşka iz bırakıyorlardı.

Ebeveynlerle olan muhabbetlerimiz, söyleşilerimiz, masallarımız vaktimizi bereketli eyledi orada da. Gördüm ki onlar Türkiye’den giden kendilerine kol kanat olanlara daha çok gökyüzü oluyor, bağrını açıyor.

Türk Gücü ve Türk Kültür Derneği programımız sevgili yurttaşlarımızla bir araya gelme fırsatı sağladı Ali Fuat Yılmaz ve Sami Çelik Bey'in ortama sağladıkları güzelliklerle hemhal olduk. Unutulmaz programlara koordinatörlük eden Kadriye Can hanımefendi başta olmak üzere Almanya buluşmalarımızı mutlu ve kutlu klan tüm gönül insanlarına teşekkür bir borç bilirim.

Çok kıymetli yazar İlyas Özbay ağabeyimiz ve Esra kardeşim vakti bize anlamlı kılan idi Dortmund’da. Her birinin kalbi Türkiye idi.

Bilhassa Almanya'yı bize gurbetlikten çıkaran, Türkiye sıcaklığı sunan Ayşe ve Yücel Yücebaş kardeşlerimiz fedakârlık ve dostluk tanımını ruhumuzda bir kez daha hissettirdiler. Kalbi yolculuğumuzda eşlik ettiler. Güzellikleri çoğaltmak daim olsun ve duamız. Vesselam.