Gönül iklimine serilen seccade
Yalnızlığı
seven yanımdı geceyi özgür kılan.
Kendime
misafirim geceleri
En çok da
seccade de...
Burnumu,
alnımı, yüzümü dakikalarca beklettikçe acziyetimi yüzüme vuran yer ...Yalnızlığın
ruha ince dokunuşuve bitmez huzuru... Hele birkaç kelam ile yürüyüş yine!.. Kendine âyet âyet...
Yalnızlığı
seven yanımdı beni özgür kılan
Bir metre
yer de yeter ve iki avcumun arası da.
Orada
aydınlanırken odanın hüznü çöker mahzun olmadan... Hiç mahzun olmadan...
Şimdi binbir
naz ile çekilirken uzlet dolu gece, kıyılarımdan iliklerime...
Bir
seccade boyu aydınlıktı inşirah vesilem
...
Bir umre
günlüğüne daldı gözlerim bir fotoğraf karesinde. Bir seccade başı, bir namaz
ahvali hoş bir vakte götürdü beni bir ramazan dinginliğinde.
Tam
seccademi serip gözlerimi alamadığım Kabe’me karşı namaza duracakken,iki
Endonezyalı kardeşim sığacak yer arıyordunamaza durmak için.Yaptığım tek şey
seccademi boyuna değil enine sermek olmuştu. Birini seccademin sağına, birini soluna davet
ettim. Seccademin enine serilmiş hali üçümüze de yetti. Bu davet üzere
gözlerindeki gülümsemeyi unutamıyorum. Bir cemre sıcaklığı gibi yüreklerin
mevsimi değişir gülümsemenin letafetinde. Ne hoş bir gönül iklimidir işte bu,
hiçbir menfi arzuya yer vermeden açılan kapılarla…
Dilce konuşamadığımız o an, direkt gözler ve
yürekler devreye girmişti. İbadet terennümü, Kâbe divanındaki huşu, dilleri,
ülkeleri özellikleri farklı da olsa insanları gönülce birleştiriyordu. Biz onun
şahidi idik.
Namazımız bitince ellerimi sıkıca tuttular.
Çantamda bulundurduğum kayısı gün kurularından hediye ettim. Bilmedikleri bir
şeydi. Daha çok mutlu olmuşlardı bu ikrama. Dualarına girdiğimi biliyordum.
Aradan yıllar geçse de kutsal yolculuğun sağladığı dostluğuunutamadım. Sevgi
ile ayrılırken dilleri, renkleri, ülkeleri ayrı bu insanların gönül köprülerinden
koşar adımlarla geçtik birbirimize. Bu hemhalliğimizi hangi kelime tercüme edebilirdi
ki.
Şehirlerin anası Mekke ev sahipliği yaparken,
nice Müslümanında orada gönülce güller dermeleri nasip işiydi.
Ev sahibi kutsaldı,
gidenlerin arınma telaşı.Gönülde beyt’ten bir şube değil miydi? Birlik ve
beraberliğin sevginin ve merhametin bu mekânda tecellisi sadece oradaki
insanlara değil tüm dünyaya güzellikler sunacaktı.
Tevazu
pencereleri açıp, kalbi bir yakınlıkla dostluklar inşa etmek ne kutlu bir
eylemdi, kutlu merkezden bir ümmet bilinciyle
Tevazu
bize haktandır
Kim
görmüş güzelde sivrilik.
Dikeni
aşağıda bırakarak büyür /edeple
Tevazu
sahibi
Çıktıkça
bezenir doruğu güllerle…
Doruğu
güllerle,çiçeklerle bezenmiş bir insanın geride bıraktığı dikenli tüm haller
nefis terbiyesi içindir,ahlaki donanım çabasıdır. Yola hak üzere revan olma
seyridir.
Ramazan’ın
sonlarına yaklaşırken, bu vakitlerin bize sunacağı, bizim nasipleneceğimiz
ahlaki bir eğitim olsun. İnsana insanca muamele, Kutsal mekanların hatırlattığı
bir birlik ile.
Bir dua ile
noktalayalım bugün ki yazımızı
İlahi;
Dünyevileşmenin
getirdiği devleşme arzusuyla zarar verilen beden ve ruhlarımıza fıtrata bağlı
kalma arzusu ver.
İstekle
yakaran, dua eden nefislerini ıslah için çabalayan, acziyetinin farkında kullar
eyle. Ramazan’ı bizlere arınma mağfiret vesilesi kıl, bizlere merhamet et
rabbim.
Şüphesiz
sen her şeyi bilensin. Bizi sensiz bırakma.
Âmin.