GÖKTEN GELEN RIZIK: ŞİMŞEK
Özellikle yağmurlu ve soğuk havalarda birden çakan şimşek her yeri aydınlatır. Peki hiç, çok kez izlediğimiz bu parlak ışığa bakıp, her seferinde aynı kalıpta kendini tekrarlayan bu olayın esrarı üzerine düşündük mü?
Şimşek bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışığa verilen addır. Yıldırım ise gök gürültüsü ve şimşekle görülen, gökyüzü ile yer arasındaki elektrik boşalmasıdır.
Gökyüzünde yılda 3 milyar şimşek veya yıldırım oluşmaktadır. Bir diğer deyişle yılın herhangi bir zamanında dünyanın üstünde 2000 yıldırım bulutu vardır ve dünyamıza her saniyede 1000 yıldırım düşmektedir. . Güçlü bir fırtına, Hiroşima'ya atılan atom bombasından 100 kat daha fazla enerji açığa çıkarmaktadır.
Yıldırım düşmesinin insana faydası vardır. Yıldırımlar bitkiler için yararlı maddeler olan nitratlar ve oksijenin de yeryüzüne inmesine sebep olurlar.
Her şey güneş ışıkları ile yeryüzünde ısınan havanın yükselmesi ile başlar. Tabii içinde buharlaşan suyu da yukarı taşıyarak. Bu yükselen hava yaklaşık 2-3 km'e ulaşınca havanın soğuk katmanlarına rast gelir. Soğuk havalarda nefes verince nefesimiz nasıl buharlaşıyorsa aynen o şekilde buharlaşır ve gördüğümüz bulutları oluşturur. Bu bulutlar daha sonra hava akımları ile 20.000metre yükseğe tırmanabilirler.
Aslı tam bilinmemesine rağmen bulutların bu yükselişleri sırasında içlerinde oluşan buz kristallerinin birbirine sürtünerek bir statik elektrik enerjisi açığa çıkardıkları öne sürülmektedir. Bu elektrik enerjisi bulutların üst katmanlarında pozitif, alt katmanlarında ise negatif yüklü olarak birikir. Bulutun içindeki yük havayı iyonize edecek güce ulaştığında şimşek ortaya çıkar.
Yağmur bulutlarının alt yüzeylerindeki büyük negatif yük, içindeki elektronları iterek orayı da pozitif hale getirir ve yük saniyede 1000 km hızla toprağa iner, yani kısa devre yapar . yıldırımın bu andaki ısısı 30.000 derecedir ve güneşin yüzeyindeki ısının 5 katı kadardır.
Yıldırım düşerken çok şaşırtıcı bir şey olur. Yerden de buluta doğru bir boşalma olur. Yerden 100 metre yükseklikte bu iki akım birleşir ve iletkenliği çok fazla olan bir koridor oluşuyor. İşte bundan sonra yıldırımı hiçbir şey durduramaz, pozitif yük hızla buluta doğru onu nötr hale getirmek için yükselir. Yıldırımın havadan yere mi, yoksa yerden havaya mı oluştuğu bilmecesi buradan çıkar. Bu koridor da yerden göğe doğru neredeyse ışık hızının üçte biri (saniyede 100.000 km) hızla yükselen akım, yıldırımın göze gelen şiddetli ışığını meydana çıkarır. Ardından yine yukardan yere iner ve iki taraf arasındaki potansiyel farkı sıfırlanana kadar bu olay 10-12 defa tekrarlanabilir.
Rızkımız işte götsen oluşan bu şimşeklere bağlıdır. Bitkiler şimşekler sayesinde canlı kalır. Şimşekteki yoğun enerji sayesinde havada bulunan nitrojen, oksijenle birleşerek suda çözünebilir nitrojen oksitleri oluşturur ve meydana gelen nitrojen oksitler yağmurla birlikte toprağa düşer. Bitkilerin nitratlara ihtiyacı olduğundan dolayı, şimşekler olmadan bitkiler hayatta kalamaz.
Yıldırım düşmesi sonucu, genellikle kökleri zayıf ve çok derinde olmayan ağaçlar zarar görebilir. Bir ağacın kökü ne kadar derinse ve sağlamsa, özümseyip dağıtabileceği enerji miktarı da o kadar artar. Kökleri, bir bitkiyi toprağa bağlayarak, gökyüzüne doğru dallanıp budaklanmasını, büyümesini ve gelişmesini sağlar. Kısacası fırtına ile çakan şimşeklerin ortaya çıkardığı güçlü enerji, toprakta bulunan köklere su yürümesini sağlar ve bitkiler de bu suyu atmosfere geri vererek döngüyü tamamlar. John Esterling, Amazon Ormanları notlarında, şunları anlatır: "Yağmurda bulunan nemin yaklaşık yüzde ellisi doğrudan ağaçlar tarafından atmosfere salınır. Bu sebeple, daha az ağaç aha az yağmur demektir."