Göksel Gümüşdağ'ı Kutluyoruz
TOPLUM olarak özellikle kentlerde gereksiz ve yapay bir gerginlik yaşıyoruz. Dışımızdaki sebeplerle ülkemiz terörün bataklığına çekilmek isteniyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun bakiyesi olmamız dolayısı ile problemli bir miras devir aldık. Tarihi miras devir aldık. Tarihi miras bizi uzaklara bakmaya zorluyor. Bunun sonucu olarak mazlumların dertleriyle ilgileniyoruz. Sonuçta zalimler bizi sarsmaya çalışıyorlar.
Demek istiyoruz ki, dışarıdan gelen tehdit ve tehlike terörü araç olarak kullanıyor. Sağlam toplum ve aile yapımızı bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak buradan gedik açamadılar. Terörü ve teröristleri üzerimize salarak bizi bitirmeye çalışıyorlar. Başarısız olunca da akl-ı selimlerini yitiriyorlar, gözleri pusanıyor.
Terörün hedeflerinden birisi de spor camiası ve sahalarıdır. Nitekim yakın geçmişte üzücü olaylar yaşadık. Travma sonrası stres bozukluğu bütün toplumda az da olsa görüldü. Seyirciler spor karşılaşmalarını izlemeye gitmez oldu. İnsanları televizyon başına mahkum etmeye çalıştılar. Kentler ve bölgeler arasına fitne sokmak istediler. Ama başarılı olamadılar.
İşte böyle ortamlarda sporun aktörlerine büyük görevler düşüyor. Kulüp yöneticileri, oyuncalar, hakemler ve seyirciler problemin bir parçası olmamalıdırlar. Herhangi bir söz ve hareket amacından kolaylıkla saptırılabilir. Sivri dil ile ifade edilen bir temenni veya istem dışı bir hareket ortalığı yangın yerine çevirebilir. Hasetlerin ve düşmanların da istediği kaotik bir ortam böyle ortaya çıkar.
Böyle zamanlarda sağduyu sahibi insanların sesine ihtiyaç vardır. Bu vasıfta yöneticiler var mı? Aklımıza hemen büyük kulüpler geliyor. Gerçi Dr. Muharrem Usta'yı, Fikret Orman'ı, Dursun Özbek'i ve diğer saygıdeğer zevatı alkışlıyorum. Bu kişilerin dışında genç bir yöneticimiz var. Pek ortalıkta gözükmüyor ve zehirli demeçler vermiyor. Bu saygıdeğer kişinin adı: Göksel Gümüşdağ'dır.
Baştan belirtelim. Bizim Göksel Gümüşdağ ile hiçbir hukukumuz yoktur. Biz daha çok yaptıklarını ve söylediklerini ele alacağız. Önce başkanı olduğu Başakşehirspor'u emin ve sessiz bir şekilde hedefe götürüyor. Başakşehir'i çalıştıran Abdullah Avcı harikalar ortaya koyuyor. Son maçta Abdullah Avcı Galatasaray'ı iyi tetkik etmiş, Carole'in oyuncunun formsuzluğunu tespit etmiş. Orta sahada Galatasaray'dan aldığı topla galibiyeti yakaladı. Fiziksel ve psikolojik performans yönünden mükemmeldiler.
Bu takımın yöneticisi kim? Göksel Gümüşdağ. Kural şudur: "Arabanın içindeki yolcuların değerli olması önemsizdir, önemli olan direksiyondaki sürücüdür. Araba direksiyona tabidir." Göksel Gümüşdağ takımı uyum ve sükunet içinde yönetiyor. Göksel başkanın teknik ekip ve oyuncularla mükemmel bir barış ve huzur dalgası oluşturduğu anlaşılıyor. Nitekim semeresini de görüyor.
Göksel Gümüşdağ aynı zaman da Kulüpler Birliği'nin başkanlığını yürütüyor. Türk Sporunun tepesinde görev yapıyor. Söylemlerine ve demeçlerine dikkat ediyoruz. Göksel başkan kulüplerin menfaatlerini koruyor, Türk futbolunun altyapısını oluşturmak için çaba gösteriyor. Başkan çalıştığı bütün görevlerde Türk futboluna bir ufuk açmıştır.
Göksel Gümüşdağ'ın aynı zamanda kibar, beyefendi bir insan olduğu anlaşılıyor. İçgörü sahibi ve farkındalığı yüksek olan Göksel Gümüşdağ sağlam bir zeminde yürüyor. Nitekim Göksel başkanın bir demecini okuduk. Demeci özetliyoruz: "Hakemin maçın sonucuna etki edecek bir kararı olduğunu düşünmüyorum. Galatasaray adına üzüldüm. Attığımız ilk gol ofsayt. Her zaman söylüyorum, video hakemlik olmazsa, olmazımızdır. Hakemin art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Emre'nin pozisyonunu takip etmedim, bilmiyorum. Orada da kart gerekiyordu ama kartın rengini bilemem."
Böyle bir zarafet, dostluk, kardeşlik, barış ve özeleştiri içeren demeci herkes veremez. Bu demeci kendini aşmış, özgüveni yüksek, ufku geniş olan bir kişi verebilir. Böyle konuşmalara çok ihtiyacımız var. Bu söylemler bizim kenetlenmemizi, ulusal birliğimizi sağlıyor.
Göksel başkanın başka yöneticilere iyi örnek olacağını umuyoruz. Bazı öfkesini yenemeyen kendisi ile kavgalı yöneticilerin Türk sporuna vereceği hiçbir katkı yoktur. Dengeli, ılımlı, uyumlu ve olumlu kişilere ihtiyacımız var. Buna uyan kişilikte Göksel Gümüşdağ'da somutlaşıyor.
Sonuç: "Sıkıntılı ve dertli zamanların ilacı makul ve mantıklı kişiliklerdir."
