Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.79
Gram Altın
2965.49
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Mart 2022

Goeben ve Breslau

Birinci Dünya Savaşı’ndan çok önce 1911’de İngiltere’ye iki savaş gemisi sipariş etmiştik. Birisinin ismi Sultan Osman-ı Evvel, ikincisi Reşadiye Zırhlısı’ydı. Paraları peşin ödenmişti. Gemilerin yapımı üç yıl sürdü. Ancak Birinci Dünya Savaşı başlamadan İngiltere gemilerimize el koydu. Tıpkı ABD’nin parasını ödediğimiz F 35’lere el koyması gibi…

Savaşın taraflarından Almanlara daha yakındık ve dostluk anlaşması imzalamıştık. Birinci Dünya Savaşı başlamış ancak Osmanlı Devleti henüz savaşa girmemişti. Almanlar’ın Akdeniz’de iki güçlü savaş gemisi vardı: Goeben ve Breslau.

Goeben, dönemin en hızlı ve ağır silahlı savaş gemilerinden biriydi. 195 metre boyu, 34 farklı çapta topu ve 1000’in üzerinde mürettebatı ile adeta bir savaş makinasıydı. Goeben’in topları 24 kilometre uzağı dövebiliyordu. Breslau zırhlısı daha küçüktü, 370 mürettebata sahipti.

Savaş başlayınca Goeben ve Breslau, Cezayir sahillerinde Fransız gemilerini vurarak Doğuya doğru kaçmaya başladı. İngiliz filosu Cebelitarık’ı kapatmıştı, iki gemiyi takibe aldılar ama yetişemediler. İki savaş gemisi Çanakkale Boğazı’ndan geçip İstanbul’a demir attı. Sonrasında Yavuz ve Midilli ismini alarak Karadeniz’de Rus limanlarını bombalamaya başladılar. Osmanlı Devleti savaşa girmişti ama çıkamadı.

***

Batılılar, Osmanlı’ya ve Türkiye’ye karşı hep iki yüzlü davrandılar. Son olarak ABD’nin Türkiye’den talebi, S 400’leri Ukrayna’ya göndermemiz oldu. Şimdi geçmişte çaldıkları ve el koydukları ne kadar Rus yapımı silah varsa Ukrayna’ya yığıyorlar. Hulbuki Ukrayna’yı NATO’ya alsalar bu savaş çıkmayacaktı.

Yüzümüze gülseler de Türkiye’yi yıpratmak yahut savaşa sokmak için çevirmedikleri dümen kalmıyor. Hakkâri’de yakalanan 133 parça Avrupa yapımı yüksek patlayıcı TNT kalıbı bunun son örneği. Taşıyan polis, tam bir suç makinası, işten atılmış ama mahkeme kararı ile geri dönmüş. Borca batmış, 400 bin TL’ye aracı İstanbul’a getirmek üzere anlaşmış.

Yakalanma hikâyesi de enteresan. Türkiye, terörle mücadelede ileri seviye teknoloji kullanılıyor. Hakkâri’deki tüm araçlar kayıt altında. Şehirde farklı bir araç dolaşınca yapay zeka uyarı veriyor ve polis ekiplerini aracı çeviriyor. Uyuşturucu kaçakçılığı yaygın olduğu için ekipte iki uzman köpek de var. Biri bomba diğeri uyuşturucu uzmanı… Narkotik köpeğinin sesi çıkmıyor ama bomba uzmanı köpek yerinde duramıyor. Allah göstermesin o patlayıcılar yakalanmasa, kim bilir nereler havaya uçurulacaktı!

***

Geçen akşam alt komşumuzda koşturma sesleri artınca merak ettim. Ukraynalı bir hanım ile evli olan komşumuza Ukrayna’dan çocukları ile birlikte üç hanım misafir gelmiş. Şimdi onlara ev aranıyor. Kiralık daire sahipleri ise Antalya’da olduğu gibi vicdanlarını da kiraya eklemişler.

Komşuya düşen ateş bizi de yakıyor. Önce ayçiçeği sonra şeker fiyatları ile oynayan, ABD ajanlarının cebini doldurduğu kansızları takibe almakta fayda var. Boş durmayacaklar. Tıpkı geçen yaz ormanları ateşe veren satılmış uyuşturucu müptelaları gibi…

Putin, ortada Ukrayna diye bir ülke bırakmayacak. Avrupa devletleri ise olaya yeni uyandı. Türkiye’nin ve Türk ordusunun değerini anladılar ama heyhat, Ukrayna’da taş üstünde taş kalmadı. Şimdi Putin, nükleerle korkutarak Ukrayna’dan sonra nereye gireceğini hesaplıyor.