Göç ve Uyum Bakanlığı kurulmalı
Resmi rakamlara göre Türkiye’de % 75’lik kısmı kadın ve çocuk olmak üzere Ocak 2021 itibariyle 3.7 milyon civarında geçici koruma altına alınan kayıtlı Suriyeli var. Bunun yaklaşık % 97’lik kısmı da hemen hemen tüm illere dağılmış durumda. 3.7 milyon civarında Suriyeliyle beraber yüz binlerce Afgan, Pakistanlı, Özbek ve diğer ülkelerden göç eden insanları kıt imkânlarla barındırmaya çalışan Türkiye, dünyanın en cömert, en onurlu ve en çok sığınmacı barındıran ülkesi olmuştur. Batı ülkeleri, 3-5 bin mülteci hesabı yaparken ülkemiz tarihe insanlık dersi vermiştir.
****
Muhakkak ki ülkemize sığınmış tüm mültecilerle
ilgili gerekli önlemleri milli seviyede almalıyız. Sosyal, ekonomik, güvenlik,
kültürel açından ülkemizde bir kırılma ve çatışma yaşanmaması için her türden
çalışmayı yapmalıyız. Toplumun her kesiminden samimi olarak bu meseleye kafa
yoranlar, sorunların çözümü için insani ve rasyonel yol ve yöntem arayanlar bir
araya gelmeli ve bu meselelere çözümler aramalı. Ama bu sorun “İsterse ölsünler yeter ki gitsinler,
kamyonlarla geri göndereceğiz, onlara Allah’ın suyunu dahi vermeyeceğiz”
seviyesine indirgenirse çözüm bulmak zorlaşır, içinden çıkılmaz bir hal alır.
****
3.7 milyon
Suriyeliyle beraber yüz binlerce Afgan, Özbek, Pakistanlı ve diğer birçok
ülkeden gelen göçmenler muhakkak ki Türkiye gibi bir ülke için büyük bir
külfettir. Bunların bir kısmı kaçak yollardan geçmiş, kimi belge ve kimliksiz,
kimi ikamet etmesi gereken ilin dışında başka bir ilde yaşıyor. Suça
karışanlar, kayıtsız çalışanlar, çevreyi rahatsız edenler elbette ki
tartışılmalı ve çözüm yolları araştırılmalı.
Ancak, teşhis, çözüm ve saha gerçekliği konularında çok dikkatli olunmalı. Tabi
ki ülkemizdeki sığınmacılar belirlenen yerlerde ikamet etmeli, suça karışanlar
hakkında gerekli müeyyideler uygulanmalı, sokaklarda halkı rahatsız edenlere,
günlük yaşamı taciz edenlere kesinlikle izin verilmemeli, gerekli güvenlik ve
asayiş tedbirleri alınmalı. Yasal düzenlemeler yapılmalı.
****
Göçmenlerin uyum sorunu, geniş
anlamda, bir göçmenin göç ettiği yerde karşılaştığı ekonomik, sosyal, kültürel
ve psikolojik sorunlar ile bu sorunlarla baş etme stratejilerini, yaşadığı
değişimi ve göç ettiği ülkenin ve toplumunun göçmenlerin sorunlarına verdiği
tepki ve uyguladığı politikaları içeren bir süreci ifade etmektedir. Dar
anlamda uyum sorunu, mülteci ya da göçmen bir kimsenin göç ettiği ülkenin bir
vatandaşı olana kadar ki zorlu süreci anlatmaktadır. Göçmen bu sürecin sonunda
ya göç ettiği toplumun bir parçası haline gelmekte ya göç ettiği toplum
tarafından dışlanmakta ya da göçmen uyum sürecinde başarısız olup kendi içine
kapanmaktadır.
****
Salt Irkçı söylem ve eylemler geliştiren belli
bir güruh var maalesef ülkemizde. Ümit
ÖZDAĞ gibi zihniyetler soruna çözüm üretmek üzere halkı sığınmacılara ve iktidara
karşı kışkırtma ve tahrik etme çabasındalar. Resmen ırkçılık yapıyorlar, etnik
ve mezhepsel fay hatlarını kaşıyorlar. Sorunun çözümü değil sorunun büyümesi ve
ülkede sığınmacılara ve iktidara karşı adeta toplumsal bir çatışma, kin ve nefret
durumu yaratmak için çalışıyorlar. Tarihsel geçmişimiz, kültürel
birikimimiz, dini ve milli değerlerimiz buna asla izin vermez. Nesiller boyu
unutulmayacak kardeşlik hikâyemiz, atılacak yanlış adımlarla nesiller boyu
anlatılacak bir düşmanlık ve trajedi hikâyesine dönüşmemeli. Kaş yapayım derken
gözü tümden çıkarmamalıyız.
****
Suriyeli ve diğer ülke vatandaşlarının göçü ile birlikte farklı bir kültürden milyonlarca insanın göçüne maruz kalan Türkiye’de artık iskân Kanunu ve polisiye önlemlerle mülteci sorununu kökten çözmenin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Göç, iyi yönetilebildiğinde göçmenlere, ev sahibi ülkelere, özel sektöre ve göçmenlerin geldiği topluma fayda dahi sağlayabilmektedir. Göçmenlerin entegrasyonu ve sosyal uyumu etkili bir göç yönetimi politikasının parçasıdır. Çok acil bir şekilde Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğu gibi bizde de bir “ Göç ve Uyum Bakanlığı” ihdas edilmeli. Göçmen sorunu ve göçmenlerin sorunu, görüldüğü üzere sadece genel müdürlük nezdinde kurulmuş olan bir birimle rasyonel bir biçimde ülkemizde kökten çözülememektedir. 6 milyonluk bir nüfusa sahip bir Danimarka’da bile “Göç Bakanlığı” varsa neredeyse Danimarka nüfusu kadar göçmen barındıran ülkemizde haydi haydi “Göç ve Uyum Bakanlığı” kurulmalı.