Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ekim 2016

Gizli Servislerin Gaziantep ısrarı

Geçtiğimiz hafta sonunu serhad Şehri Gaziantep'te geçirdik. Hem şehrin son durumu yerinde görmek hem de "Orta Doğu'nun Paris'ini" gezme fırsatımız oldu. Bir çok önemli görüşme gerçekleştirdik. Gaziantep'in o bölge için önemini daha iyi anlayabilmek ve bölgede oynanan oyunu daha iyi görebilmek açısından çok önemliydi.

Türkiye, Cerablus konusunda hassasiyetini, kararlılığını ve gücünü gösterdi.

Dünyaya parmak ısırtan bir harekatla o bölgeye "gerçek özgürlüğü" getirdi.

Fırat Kalkanı Harekatı öncesinde yaklaşık 5 bin olan Cerablus nüfusu, bölgenin terör örgütü DAEŞ'ten temizlenmesi sonrasında 45 bine yükseldi. Bu da savaş sonrası Suriyeliler'in geri dönüp dönmeyeceği noktasında bizlere çok net bir fikir vermekte.

Netice itibariyle hiç kimse evinden yurdundan uzakta yaşamak istemez. Bu, Suriyeliler için de geçerli.

Fatma Şahin eski bir bakan olması ve Ankara'yı iyi bilmesi nedeniyle Gaziantep için büyük şans.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Fatma Şahin sayesinde kimi görünen kimi de görünmeyen bir çok büyük iş yapıyor Cerablus'ta.

İnsanlar için hayati öneme sahip elektriğin verilmesi, gıda ve altyapı ihtiyaçlarının karşılanması; işlerin görünür olması açısından önemli örnekler ama niyeti en az kanı kadar bozuk olan batılı gizli servislerde bu durum büyük moral bozukluğu ve hırsa neden oldu.

Türkiye'nin bölgedeki gücünü gören yabancı gizli servisler haber toplamadan çok manipülasyona yöneldi.

Yani orada birincil amaçları bilgi toplamak değil yeni olaylar organize etmek.

Şu anda Gaziantep'te yabancı ülkelere ait yabancı Batılı ülkelere ait 83 adet vakıf, yardım derneği gibi Sivil Toplum Kuruluşu bulunuyor.

Ve hepsi de sorgusuz sualsiz denetimsiz iş yapıyorlar. Hemen hergün Karkamış sınır kapısından Suriye'ye, Dışişleri'nden aldıkları özel izinle rahatça geçiyorlar. Hatta bu durum bölgede faaliyet gösteren yerli bazı kurumlarımızın da rahatsızlığına neden olmuş durumda.

Amacım hepsini bir torbaya koyup suçlamak değil ama yabancıların o bölgedeki niyetlerini hepimiz biliyoruz.

Örneğin Gaziantep'te Geçtiğimiz aylarda DAEŞ tarafından gerçekleştirilen canlı bomba eyleminde çok açık bir provokasyon mevcut.

Meğer biz etnik ve mezhepsel bir çatışmanın eşiğinden dönmüşüz de haberimiz yok!

Hatırlayacaksınız bir düğün sırasında canlı bomba kendini patlatıyor. Ve insanlarımız hayatını kaybediyor. Ama yerel kaynaklar düğünün yapıldığı yerin ve zamanlamanın çok iyi seçildiğini anlatıyor. Öyle ki düğünün yapıldığı yere çok yakın bir mahalle Arap Mahallesi. Bölgeye çok yakın bir yerde de bir Kürt Mahallesi mevcut. Yine düğünün yakınında DAEŞ'e sempati duyan bazı ailelerin yaşadığı söylenilen bir mahalle daha var.

Patlama gerçekleştikten sonra daha cesetler yerdeyken 15 - 20 kişilik bir grup provokasyona başlıyor. Amaçları insanları sokağa çekmek.

Neyseki bölge insanı provokasyonu zamanında fark ediyor ve bu 15 20 kişilik grup derdest edilip uzaklaştırılıyor.

Dedim ya bilinen ya da bilinmeyen birçok gelişme oluyor ve bizler böylesine önemli bir coğrafyada hala hala kısır tartışmaların içerisinde çekilmeye çalışıyoruz.