Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Şubat 2021

Gittiler…

Gittiler... Ne insanlar gittiler; ebetlere gittiler...

Bizim inandığımız ama göremediğimiz saadet-i ebediyeyi gözleriyle müşahede etmeye gittiler... Gitmeden önce buranın kalıcı yer olmadığını birkaç gecelik konaklama yeri olduğunu bilerek, bel bağlamayarak, meftun olmayarak, konaklama yerinin sahibiymiş gibi davranmayarak, kıyametler koparmayarak, dağıtmadan gittiler… Ne ikram edilmişse haklarına razı olup, yenilmezi yemeyip; içilmezi içmeyip ev sahibine isyan etmeyerek gittiler…

Bu âlemden, Fahri Kâinat Efendimiz (sav.) gitti, hayatlarını Kur’an’ın emirlerine göre tanzim eden mübarek Ashab-ı Kirâmı gitiler… “Yerde iken Arş-ı Âzamı temaşa eden, harika bir deha-yı kudsî sahibi” Abdülkâdir Geylânî hazretleri gitti... “Ben seyr-i ruhanîde kat-ı merâtip ederken, tabakat-ı evliyâ içinde en parlak, en haşmetli, en letâfetli, en emniyetli, Sünnet-i Seniyyeye ittibâı esas-ı tarikat ittihaz edenleri gördüm.” Diyen İmâm-ı Rabbânî gitti… Atomların, yıldızların Mevlevi oluşuna hayran kalıp, aşkla dönmeye başlayan Mevlânâ Celâleddîn hazretleri gitti… Ayetü'l-Kübra Risalesi'nde, Kâinattan hâlıkını soran bir yorulmaz yolcu Bediüzzaman gitti… Öyle insanlar gittiler ki dünya lezzetlerine beş para ehemmiyet vermeyen Allah ve Resulüne itaati esas alan allameler gittiler... Hem ne gidiş; geride kalan tek bir hırkayı aç gözlü dünyanın üzerine atarak, amel defterlerini melaikeleri fazla mesaide bırakacak şekilde açık bırakarak gittiler... Gittiler, alınlarında secde izleri, gönüllerinde Hz. Peygamber sevgisi, dilleri; “Lailaheillallah” zikirleriyle gittiler...

Gittiler, en güzel makamın Allah’ı razı etme makamı olduğunu, en huzurlu mevkiin Sünnet-i Seniyye olduğunu iliklerine kadar hissederek ve bu lezzeti şükürlerle yaşayarak gittiler… Ve gitmeği vuslat, bayram görerek, umutlarını ve korkularını düğün dernek ederek gittiler… Kaza bırakmadan, kırık kalp bırakmadan, kandırmadan, sahte gözyaşları dökmeden, devleti yıkma planları kurmadan, kendilerine bir takım uydurma payeler ilan etmeden gittiler… Gittiler; kâfir malikânelerinde oturmadan, birilerini gizli dinleyip, dikizlemeden adam gibi delikanlıca kollarını açıp merdane gittiler… Gittiler; devasa kibirlere tevazuu cilası çekmeden, sahte boyun bükmeden ve hiçbir hainliği düşünmeden gittiler… Gittiler, küffarla bir olmadan, Müslüman’a zulmetmeden, ihanetten ödleri koparak, dessaslara kulak vermeyerek, şeytani planlara alet olmadan gittiler...

Gittiler, fesatlık düşünmeden, bol bol tefekkür ederek, tespih ederek, yaradılış gayesini yerine getirerek gittiler... Gittiler, midelerini doldurmadan, zevklerle kudurmadan,

Sapaklara sapmadan Cadde-i Kübra’dan hiç ayrılmadan gittiler... Gittiler gönüller inşa ederek, kini nefreti terk ederek, ihlâs ve uhuvveti esas alarak gittiler… Gittiler iman kurtarırken sahralar dolusu kırmızı koyunu düşünmeden, kardeş kazanmanın sevinciyle, şükrüyle gittiler… Gittiler, Bediüzzaman’ın dediği gibi: “Şu bahtiyar cemaat, o Resulü dinleyip Kur'ân'a kulak verdiler. Kendilerini, envâ-ı ibâdâtın fihristesi olan namaz ile birçok makamat-ı âliye içinde çok lâtif vazifelerle telebbüs etmiş gördüler. Evet, namazın mütenevvi ezkâr ve harekâtıyla işaret ettiği vezâifi, makamatı mufassalan gördüler.” Ve namazın hareketlerinde, kâinatta bütün varlık âleminin kendilerine has ibadetlerini görüp, hayran kalarak gittiler… Onların böyle merdane ve tertemiz gidişlerini görüp, ders almak; her an gidecekmiş gibi davranmaktır.

Gittiler, vatana hizmet eden, eski yaraları saran bürokratlara, valilere, kaymakamlara hele hele bu ülkeyi figüran olmaktan çıkarıp, asaletine geri döndüren iktidara “militan” demeden ve bu alçak dili kendilerine yakıştırmadan, kanları gürül gürül yerli ve milli akanlar gittiler… Gittiler, yapılan hizmetleri inkâr etmeden, başların kapanmasını serbest eden gerçek devleti, Ayasofya’yı özgür kılan imanlı iradeyi görerek, severek, dua ederek, elin gâvuruna hiç değiştirmeyerek, minnet duyarak gittiler…

Gittiler, hayâsızlıklarını gökkuşağı renkleriyle masumlaştırmaya çalışanlara tiksinerek ve necaset yollara hiç sapmayarak, erkekliği – kadınlığı kullanma kılavuzuna uygun şekilde kullanarak, kural dışına çıkmayarak gittiler… Gittiler, Boğaziçi Üniversiteli olmayı Kâbe-i Muazzama’ya saygısızlık yapma ayrıcalığı görmeden, dört harfin bir araya gelmesinin (LGBT) dehşetinden, afatından çoluk çocuğun muhafaza olması için el açarak ve eğiterek gittiler…

Yüce Allah, bizlere de Kur’an’ın hidayetinden, Sünnetin ölçülerinden ayrılmadan, Müslüman’ca ve insan gibi bu dünyadan ebedi âlemlere tertemiz gitmeyi nasip etsin ve yaşadığımız sürece ihlâs ve uhuvveti esas alarak, devletimize ve milletimize ihanet etmeden ve Erdoğan’a sahip çıkarak gitmeyi nasip etsin. Âmin… Zerreler adedince âmin... Gitmesine uygun şekilde gidenlere rahmetler dilerim…