Giderayakçıların işleri kıyak
Belediyelerimizde dönen dolaplar ve yapılan akçalı ince hesaplar bugünlerde daha da revaçta. Cumhurbaşkanımızın herkes ayağını denk alsın, dürülecek defterler var işareti ile gelinen süreçte bazı belediyelerimizden pis kokular aziz mübarek günlerde zaten sızlayan burnumuzun direğini daha da sızlatır oldu.
Başkanlık sisteminin bürokrasiyi dizginleyebileceğini vesayetçilerin ve bürokratik oligarşinin helvasını pişireceğine inancım devam ediyor. Tam tuz koktu derken başkanlık sistemi can simidi gibi imdadımıza yetişti diye umutlanmak istiyorum.
Bir dostum 15 Temmuz'la ilgili sağdan soldan konuşurken "bir faydası da oldu ya diye devam etti." Merakla kulaklarımı kabartıp anlattıklarını dinleyince hayır-şer algısında gel-gitler yaşadım.
Özellikle adliyelerde dönen dolaplardan, yapılan rüşvet pazarlıklarından uzun uzun gözlemlerini ve duyduklarını anlatarak "15 Temmuz bu pazarlıkların ve dönen dolapların sonunu kısmen de olsa getirdi diye devam etti."
Ancak haksızlıklar, hukuksuzluklar, adam kayırmalar, sonradan görmelerin hadsiz hudutsuz patavatsızlıkları vatandaşın gözünden kaçmıyor. Kurumlarımızın kokuşmuşluklarını düzeltmek için cek cak temennilerinden farklı radikal bir şeylerin ivedilikle yapılması gerekiyor.
Susmak her ne kadar çare değilse de umutsuzluk susma hakkını kullanmaya zemin teşkil ediyor göründüğü için vatandaş şimdilik susmaya devam ediyor. Seçim dönemlerinde eline geçen fırsatı değerlendirirken yapabildiği kadar uyarısını yapmayı da ihmal etmiyor.
İletişim kanallarından etrafa yayılan doğru yanlış bulanık bilgiler, ateş olan yerlerden çıkan gözleri yakan dumanlar yeni dönemde de devam ederse yandı keten kül helvası olur.
Adalet devletin bekası ve ayakta kalması için olmazsa olmaz bir kurum.
Birçok kurumumuzda kokuşmuşluğun had safhada olduğunu bilmeyenimiz yok. Neresinden tutsan eline geliyor tabirine tamda uyan bir çürümüşlük var maalesef.
Belgesi olmaz denen rüşvetin belgesinin elden ele dolaştırıldığı günlerden bu günlere geldik. Cemaziyel evvelimiz de maalesef temiz değil. Birbirimize bakmaya gerek yok. Aynalara bakmak yeterli.
Aynalar ki, kaç kuruşluk adamlarız sorusunun gerçek cevabını verebilmemizin önünü açarak, kaldı ise vicdanlarımızla yüzleşmeye bizi götürebilir.
Aynalar her şartta ve ortamda yalan söylemeden gerçek durumumuzu anlamada önemli bir dost.Tabi ki anlayana.
İktidar erkinin mevcut kokuşmuşluğu adam sendeciliği ve fütursuzca yapılan hataları düzeltme ile ilgili hiçbir mazereti kalmadı. Bu aziz millet iktidarın istediği her şeyi cömertçe verdi ve önündeki engelleri de bir bir kaldırdı.
Millet sözünü söyledi ve noktasını koydu. Temizlik hareketi nereden başlatılmalı? Bu soru önemli.. Her kurum kokuşmuşlukta diğerine rahmet okuttuğu için öncelik yerel yönetimlere verilmeli.
OHAL şartlarında haksız yere kafa göz yaranların bini bir para.
Taşlar bağlı köpekler serbest.
Siyaset kurumu kirletilmiş.
Dalkavuklar cenneti olmuş memleketimde doğruların konuşulup yazılmasına tahammül yok.
Bu kafa ile devam denirse, 2019 seçimlerini kazanmak şöyle dursun, o günlere sağ salim ulaşmak bile mümkün olmayabilir.
Halkın nabzını tutan duyarlı bir vatandaş olarak gidişatı çok iyi bulmadığımı ifade etmek istiyorum. 2002 deki ruhla fabrika ayarlarına dönülüp hesaplar yeniden dizayn edilebilirse bir umut.
Çıkmamış canda umut var denir.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.