Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Gıda kaderdir!

Günümüzde hayatımızın her tarafı, yapay içeceklerle ve yiyeceklerle kuşatılmış durumdadır. Kişi, sürekli olarak kontrol edilmez bir şekilde midesini doldurmaya motive edilmekte ve şartlanmaktadır. Kişi, yapay gıdalarla midesini doldurdukça tatminsizliği ve açlığı artmaktadır. Fizyolojik olarak yemeye ve içmeye olan ihtiyacımız sınırlı olmasına rağmen, yemeye ve içmeye şartlanmış, ancak tatmin olmayan bir makineye dönüşmüş durumdayız. Midemiz, bir türlü doymayan canavar gibi sürekli hareket halindedir. İnsanın doğal olması gereken yeme-içme sisteminin dejenere edilmesi sonucu, insanın aklı ve kalbi boş durumdadır. Mideyi her türlü yapay maddelerle doldurarak onu kötülüklerin kaynağı olan bir kaba dönüştürmek, insanlığın varlığını kendi eliyle imhası anlamına gelmektedir. Mideyi yapay ürünlerle doldurmaya şartlanan bir hayat süren insan, aklın, kalbin ve midenin ihtiyaçlarının sağlıklı bilgilerle, duygularla ve gıdalarla beslenmesi gerektiği gerçeğinden gafil hale gelmiştir. Yediğimiz gıdaların, düşüncelerimizin ve duygularımızın oluşumunda büyük etkisi vardır. Midemizde olan, aynı zamanda aklımızda ve kalbimizde olandır. Helal lokma, aklımızdaki helal düşünce ve kalbimizdeki helal duygudur. Mide, yapaylaştıkça, akıl ve kalpde yapaylaşmaktadir. Yediklerimizin ve içtiklerimizin, duygularımıza, düşüncelerimize, davranışlarımıza, kişiliğimize ve kaderimize dönüşüğü gerçeğini çoktan unutmuş durumdadıyız. İnsanlığın acil bir şekilde helal lokma bilincini yeniden kazanması gerekmektedir. Yediklerimizi ve içtiklerimizi düzeltmeden, duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı düzeltemeyiz. Ahlaki ve manevi bir hayatı tecrübe edemeyiz. Bugün artık coğrafya, insan için kader olmaktan çıkmıştır. İnsan için kader olan husus, günümüzde gıdadır. Gıda, kaderdir.

Bugün dünyada gıda yokluğundan kaynaklı bir sorun bulunmamaktadır. Dünyamız aşırı gıda tüketiminden dolayı obez, şişman ve hasta olan insanlarla dolup taşmaktadır. Hazmedemediği gıdaları tüketmekten dolayı milyonlarca insan hayatını kaybetmekte, hastalanmakta ve değişik sorunlarla yüzyüze kalmaktadır. Obezite, diyabet ve kanser, insanlığı küresel ölçekte tehdit eden ölümcül hastalıklardır. İnsanların obez, kanser ve diyabete yakalanmasının nedeni, yedikleri ve içtikleridir. İnsanlar, yememeleri ve içmemeleri gereken gıdalar yüzünden kansere ve diyabete yakalanmakta, obez olmaktadır. Bugün insanlığın yediği ve içtiği şeyler, gıda olma niteliğini kaybetmiştir. Bugün gıda adı altında yediğimiz ve içtiğimiz ürünlerin nerdeyse tamamı, kimyasal ve katkı maddelerinden oluşan yapay zehirler şeklindedir. Kimyasal ve katkı maddelerinden oluşan yiyecekleri ve içecekleri tatmin olmaz bir şekilde tüketmemiz sonucunda, biyolojik, psikolojik ve sosyal açılardan hasta olmakta, acı çekmekte ve iyilik halimizi kaybetmekteyiz.

İnsana kaybettiren veya kazandıran, mutlu eden veya mutsuz eden şey, yediği ve içtiğidir. Şeytan, insanlığın atası olan Adem ve eşini ölümsüzlük yalanıyla yasak meyveyi yemeye ikna etmek suretiyle kandırmıştı. Yasak ve fıtri olmayan bir meyvenin yenmesi sonucu insanlık, kendi doğal vatanı olan cenneti, mutluluğu ve huzuru kaybetmştir. Günümüzde de Şeytan, genetiği değiştirilmiş yiyeceklerle ve nanoürünlerle insanlığı kandırmaya devam etmektedir. Aslında Şeytan’ın oyunu, başından beri yemememiz ve içmememiz gereken yiyecekleri ve içecekleri yemeye ve içmeye ikna ikna etmeye çalışmaktan ibarettir. Kimyasal ve nano teknolojilerle üretilen yiyecekleri ve içecekleri tükettikçe, sağlıklı bir hayatttan uzaklaşmakta, her geçen gün sağlığımızla beraber ahlakımızı ve maneviyatımızı da kaybetmekteyiz. Bilim ve teknoloji maskesinin arkasına gizlenmiş bir şekilde insanlığı midesi üzerinden köleleştirmeye çalışan Şeytani nitelikteki küresel bir hegemonya oyunuyla insanlık karşı karşıyadır.

Ahlak ve maneviyat, her türlü şüpheden uzak, saf, temiz ve güzel olanı tecrübeyi gerektirmektedir. İnsanın ahlak ve maneviyatı, aldığı yiyecek ve içecekler üzerinden ortadan kaldırılmaktadır. Bugün tükettiğimiz yiyecek ve içecekler, her türlü şüpheyle malul, bulanık, kirli ve çirkin niteliklere sahip zehirlerden başka bir şey değildirler. Kişi, helal, sağlıklı, doğal ve tayyip olan gıdalarla kendisini beslemediği sürece, Allah’la, insanla ve kainatla olan ilişkisi düzelmeyecektir. Bugün dünyada insan hayatının fesada gitmesinin nedeni, doğal beslenme sisteminin Şeytani bir oyunla fesada uğratılmış olmasından kaynaklanmaktadır. Şeytani oyunu bozmanın yolu, haram ve yapay olan yiyecekleri ve içecekleri hayatımızdan çıkarmak, insanlığımızı yeniden fıtratına kavuşturacak yeni bir doğal beslenme rejimi inşa etmekten geçmektedir.