Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Ekim 2024

Gıda güvenliği üzerine

Son günlerde gündeme gelen gıda hileleri (tağşiş) ve halk sağlığını tehdit eden uygulamalar, dikkat çekici bir şekilde arttı. Görev alanı içinde gıda denetimlerinden başlayarak, gıda üreticilerinin denetlenmesi, laboratuvar analizleri ve nihai tüketiciye ulaşana kadar geçen süreçte gıda güvenliğini sağlamak olan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın soframıza gelen yiyeceklerin güvenli ve sağlıklı olması için sorumluluk taşıdığını hepimiz biliyoruz.

Gıdadaki tağşiş, yani bir gıdanın içine farklı maddeler ekleyerek kalitesinin düşürülmesi veya tüketicinin kandırılması, ne yazık ki ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor. Tağşişin en sık görüldüğü alanlardan biri et ve süt ürünleridir. Bakanlığın belirli periyotlarda denetim yapması sahadaki denetim sayısı, piyasanın büyüklüğü ile kıyaslandığında yetersizdir. Bu denetimler sonucunda kesilen cezalar, işletmelerin yeniden bu yola başvurmalarını engelleyebilecek kadar caydırıcı olmadığının altını çizelim. Gıdadaki tağşiş, genellikle ürünün görüntüsü veya tadında çok bariz fark yaratmadığı için, tüketiciler bu durumu fark edemiyor ve bilinçli bir şekilde tepki gösteremiyor. Denetimlerin sıklaşmasına rağmen, bazı işletmeler ne yazık ki bu hileli yöntemleri kullanmaya devam ediyor.

Tavukçuluk sektöründe, üretim aşamalarında yapılan hatalar ve yanlış uygulamalar ciddi sağlık riskleri doğuruyor ki, antibiyotik kullanımının kontrol altına alınması yönünde adımlar atılmış olsa da bazı tavuk çiftlikleri hala aşırı antibiyotik kullanımıyla dikkat çekiyor. Tavukların hızlı büyümesi için kullanılan ilaçlar, insan sağlığı açısından tehdit oluşturuyor. Ayrıca, tavuklarda kullanılan yemlerdeki hileler halkımızın sağlığı açısından endişe verici boyutlarda.

Balıkçılık çok mu farklı? Elbette fark yok. Balıkçılık sektöründe de denetimler küçük balıkçıların bu tür uygulamalardan kaçınmak yerine, hileli satışlar yapması, büyük bir sorun olarak kalmaya devam ediyor. Bal üreticileri hakeza aynı şekilde. Doğal balın içine glikoz, şeker şurubu gibi maddeler karıştırılarak tüketici kandırılıyor. Bal üreticilerinin, %100 doğal ibaresiyle satışa sundukları balların aslında büyük oranda yapay tatlandırıcılar içerdiğini laboratuvar testleriyle ortaya çıkaran bakanlık kontrol elemanlarının töhmet altında bırakılmaları ayrı bir ayıbımız.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın düzenli olarak açıkladığı tağşiş ve taklit listeleri, kamuoyunu bilgilendirmek açısından önemli. Ama ne yazık ki sorunu kökünden çözmüyor. Bu noktada, denetimlerin sadece üretim aşamasında değil, dağıtım ve satış aşamalarında sıkı tutulması, tüketiciye güvenli gıda ulaştırılması adına kritik bir öneme sahiptir. Denetimlerin sonuçlarının daha şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması ve bu işletmelere ağır yaptırımlar uygulanması gerekiyor.

Hepimizin sağlığını doğrudan etkileyen bir konu olan gıda denetimlerinin etkili hale getirilmesi, tüketicilerin bilinçlenmesi bu sürecin ayrılmaz bir parçasıdır. Unutmayalım ki, sadece denetimlerle değil, bilinçli tüketici davranışıyla da bu hilelerin önüne geçilebilir.