Gıda güvenliği üzerine
Son günlerde gündeme gelen gıda hileleri (tağşiş) ve halk sağlığını tehdit eden uygulamalar, dikkat çekici bir şekilde arttı. Görev alanı içinde gıda denetimlerinden başlayarak, gıda üreticilerinin denetlenmesi, laboratuvar analizleri ve nihai tüketiciye ulaşana kadar geçen süreçte gıda güvenliğini sağlamak olan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın soframıza gelen yiyeceklerin güvenli ve sağlıklı olması için sorumluluk taşıdığını hepimiz biliyoruz.
Gıdadaki
tağşiş, yani bir gıdanın içine farklı maddeler ekleyerek kalitesinin
düşürülmesi veya tüketicinin kandırılması, ne yazık ki ciddi bir sorun olarak
karşımızda duruyor. Tağşişin en sık görüldüğü alanlardan biri et ve süt
ürünleridir. Bakanlığın belirli periyotlarda denetim yapması sahadaki denetim
sayısı, piyasanın büyüklüğü ile kıyaslandığında yetersizdir. Bu denetimler
sonucunda kesilen cezalar, işletmelerin yeniden bu yola başvurmalarını
engelleyebilecek kadar caydırıcı olmadığının altını çizelim. Gıdadaki tağşiş,
genellikle ürünün görüntüsü veya tadında çok bariz fark yaratmadığı için,
tüketiciler bu durumu fark edemiyor ve bilinçli bir şekilde tepki gösteremiyor.
Denetimlerin sıklaşmasına rağmen, bazı işletmeler ne yazık ki bu hileli
yöntemleri kullanmaya devam ediyor.
Tavukçuluk
sektöründe, üretim aşamalarında yapılan hatalar ve yanlış uygulamalar ciddi
sağlık riskleri doğuruyor ki, antibiyotik kullanımının kontrol altına alınması
yönünde adımlar atılmış olsa da bazı tavuk çiftlikleri hala aşırı antibiyotik
kullanımıyla dikkat çekiyor. Tavukların hızlı büyümesi için kullanılan ilaçlar,
insan sağlığı açısından tehdit oluşturuyor. Ayrıca, tavuklarda kullanılan
yemlerdeki hileler halkımızın sağlığı açısından endişe verici boyutlarda.
Balıkçılık çok
mu farklı? Elbette fark yok. Balıkçılık sektöründe de denetimler küçük
balıkçıların bu tür uygulamalardan kaçınmak yerine, hileli satışlar yapması,
büyük bir sorun olarak kalmaya devam ediyor. Bal üreticileri hakeza aynı şekilde.
Doğal balın içine glikoz, şeker şurubu gibi maddeler karıştırılarak tüketici
kandırılıyor. Bal üreticilerinin, %100 doğal ibaresiyle satışa sundukları
balların aslında büyük oranda yapay tatlandırıcılar içerdiğini laboratuvar
testleriyle ortaya çıkaran bakanlık kontrol elemanlarının töhmet altında
bırakılmaları ayrı bir ayıbımız.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın düzenli olarak açıkladığı tağşiş ve taklit listeleri, kamuoyunu
bilgilendirmek açısından önemli. Ama ne yazık ki sorunu kökünden çözmüyor. Bu
noktada, denetimlerin sadece üretim aşamasında değil, dağıtım ve satış
aşamalarında sıkı tutulması, tüketiciye güvenli gıda ulaştırılması adına kritik
bir öneme sahiptir. Denetimlerin sonuçlarının daha şeffaf bir şekilde
kamuoyuyla paylaşılması ve bu işletmelere ağır yaptırımlar uygulanması
gerekiyor.
Hepimizin
sağlığını doğrudan etkileyen bir konu olan gıda denetimlerinin etkili hale
getirilmesi, tüketicilerin bilinçlenmesi bu sürecin ayrılmaz bir parçasıdır. Unutmayalım
ki, sadece denetimlerle değil, bilinçli tüketici davranışıyla da bu hilelerin
önüne geçilebilir.