Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Şubat 2021

Gıda Fiyatlarındaki Artış…

Bugünlerde piyasa fiyatları gündemimizde ilk sırayı işgal etmeye devam ediyor. Özellikle gıda fiyatları beklentilerin üzerinde olunca haliyle canımızı da sıkıyor.

Özellikle kasım ayında doların 8,54 TL’yi görmesiyle beraber bazı ürünlerin girdi maliyetlerindeki artış fiyatlara yansımıştı. Ancak son 200 günlük ortalamaya bakınca dolar/TL kurunun 7,30 TL’ye düşmesi, fiyatların düşmesini sağlayamadı. Artan fiyatlar düşmedi.

Bu arada ne oldu diye bakılırsa, doların düşmesinde etkili olan unsurlardan biri nominal ve reel faizlerdeki artış oldu. Nominal faiz ekranlarda gördüğümüz faiz oranı. Yani haberlere de yansıyan Merkez Bankası’nın uyguladığı %17’lik politika faizi oranı. Reel faiz ise enflasyondan arındırılmış faiz oranıdır. Son açıklanan enflasyon oranının %14,60 olduğunu da hesaba katarsak reel faizin %2,40 seviyesinde olduğunu görüyoruz.

Artan faiz oranları iş dünyası için bir maliyet artışına neden oldu. Bununla birlikte asgari ücretteki %21,56’lık artış da maliyet artışına neden olduğunu da görebiliyoruz. Tüm bunların yanında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün Aralık ayında yayımladığı Küresel Gıda Fiyat Endeksi’ne göre gıda fiyat endeksi, 2020 boyunca 3 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Endekse göre dünya gıda fiyatları Aralık ayında süt ürünleri ve bitkisel yağlar başta olmak üzere üst üste yedinci ayda da arttı. Yani bu artış sadece ülkemizde değil, aynı zamanda dünya genelinde yaşanan bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Bu sürecin nedenlerini düşündüğümüzde aklımıza ilk olarak salgın geliyor elbette. Salgının hızla yayılmaya başladığı mart, nisan ve mayıs aylarında birçok ülkenin uyguladığı sıkı tedbirler nedeniyle evde kalma süreleri artmış; lokanta, kafe, oteller ve büyük organizasyonların faaliyetleri asgari düzeye indirilmiştir. Bununla birlikte evde geçirilen vakit artmış ve gıda ürünlerine talep artmıştır. Aynı şekilde son aylarda virüsün mutasyona uğramasıyla birlikte tedbirleri sıkılaştırmıştır.

Bunun yanında Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü’nün aralık ayında yayımladığı raporda 2020 yılının bugüne kadar kaydedilen en sıcak 3 yıldan biri olma yolunda ilerlediği belirtildi. Artan sıcaklıklara bağlı olarak yağmurların azalması kuraklığın artmasına neden olmuş, böylece gıda ürünlerinde verimliliğin azalmasına neden olmuştur.

Tüm bunlara elbette son günlerde gündeme gelen zincir marketlerdeki fiyatlamalar eklendiği zaman fiyatlarda önemli ölçüde bir dengesizlik yaşandığı söylenebilir.

Ancak günümüzdeki fiyat artışlarının fazlaca rahatsız etmesinin en önemli nedenlerinden biri de şüphesiz ki özellikle son 18 yıl içinde yaşadığımız düşük enflasyon oranlarıdır. Geçmiş yıllardaki enflasyon oranlarına genel olarak bakıldığı zaman 1995 yılı ocak ayında enflasyon oranının %125,8 olduğunu, 1998 yılı ocak ayında %101,6 olduğunu ve 2011 yılı ocak ayında %4,90 ve 2013 Ocak ayında %7,31 seviyesine kadar gerilediğini görüyoruz. Ancak böylesi düşük enflasyonun ardından 2018 yılı ikinci yarısında %24-25 seviyelerine çıkması ve günümüzde %14,6 seviyesine çıkması oldukça rahatsız etmeye başladı. Bu demek değildir ki gıda fiyatlarındaki artış normaldir. Bilakis yukarıda nedenlerini belirttiğim üzere gıda fiyatlarını etkileyen birçok etken bulunmaktadır. Nitekim 2020 yılında gıda ve alkolsüz içecekler fiyatlarındaki genel artış %20,31 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Gıda fiyatlarını etkileyen bir diğer önemli husus da şüphesiz ki israftır. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın yaptığı açıklamaya göre Türkiye’de her gün 5 milyon, yılda ise 2 milyar adet ekmek çöpe atılarak israf ediliyor. Kaldı ki bu sadece israf edilen ekmek verileridir. Salgın sebebiyle son bir yılda oteller, lokantalar ve kafelerde tüketim azalmış olsa da israfın en çok yaşandığı yerler buralardır. Şüphesiz ki evlerde de israf problemi yüksek seviyelerdedir. İhtiyaç fazlası alınan ancak tüketilmeyen gıda maddeleri gereksiz talep enflasyonuna neden olmaktadır.

Fiyat istikrarı öngörülebilirlik ve yatırım artışı için en önemli unsurlardan biridir. Bu anlamda başta temel insani ihtiyaçlardan biri olan gıda ürünlerinde fiyat istikrarının sağlanması çözülmesi gereken en önemli meselelerden biridir. Bu bağlamda son günlerde reform konusu gündemdeyken tarım alanında da önemli reformlara ihtiyaç vardır. Bunlardan biri de şüphesiz ki büyükşehirlere yakın bölgelerde kurulması gereken Organize Tarım Bölgeleridir. Böylece ulaşım ve aracılık faaliyetleri azalırken fiyatlar daha istikrarlı olabilir.