Gıda fiyatları niçin birden artıyor?
2001 yılında
Türkiye’de yaklaşık 27 milyon hektar işlenen tarım alanı varken, 2021 yılı sonu
itibariyle bunun yaklaşık 23 milyon hektara düştüğünü görüyoruz. Hem çiftçi
sayısının, hem ekilen tarım alanlarının azalması, iklim değişikliği, pandemi
gibi aynı zamanda hem tedarik zincirinin bozulduğu, hem de küresel alanda gıda
fiyatlarının artığı bir ortam her ülke gibi Türkiye içinde olumsuz bir durum
yarattı. Pandemi krizi aslında gıda ve
tarım ürünlerinin ne kadar stratejik ve önemli olduğunu gösterdi. Rusya-Ukrayna
savaşı da bunun son noktası oldu. Artık gıdada ve tarımda belli ülkelere bağımlılığın
ne kadar risk unsuru oluşturduğunu, kendi kendine yeterliliğin ne kadar önemli
olduğunu görmüş olduk.
Uzmanlara
göre 21. yüzyılda tarım sektörüne verilen destekler, üretimin ötesine geçerek
gıda sistemini de kapsayan daha geniş bir çerçevede ele alınmak zorunda. Gıda üretimi
ve dağıtımı; insan, hayvan ve çevre sağlığıyla yakından ilişkili.Özellikle
iklim değişikliğine bağlı etkiler dikkate alındığında sorunu belirlemenin yanı
sıra çözüm geliştirmeye de ihtiyaç duyuluyor. Dünyanın karşı karşı olduğu asıl büyük tehdit iklim krizi. İklim
krizinin tarım üzerinde doğrudan etkisi var.Ancak iklim krizi insanların
yarattığı bir durum. Aşırı büyüme, aşırı tüketim, hükümetlerin politikaları,
küresel ısınmayla birlikte tarımda krize giden yolu açıyor. İklim krizi hali hazırda bizi bekleyen büyük
risk ve doğrudan insan hayatını etkileyen bir süreç. İklim kriziyle
savaşta; bireylere, kamu otoritelerine, sanayi ve sivil toplum kuruluşlarına
önemli görevler düşüyor.
Rusya ve Ukrayna’yı içine alan
Karadeniz havzası, dünya tahıl üretimi ve ihracatında çok büyük öneme sahip. Bazı ürünlerde iki ülkenin payı dikkate
alındığında dünya ticaretinde dengeleri değiştirecek güçte. Dünya buğday ihracatı ortalama 200 milyon
ton iken, bu ihracatın yaklaşık yüzde 30’u Rusya ve Ukrayna tarafından
gerçekleştiriliyor. Dünya ayçiçeği tohumunun yüzde 32’si, mısır ihracatının
yüzde 19’nu, arpa ihracatının yüzde 31’ini Rusya ve Ukrayna gerçekleştiriyor.
Toplam 120 milyonu tonu aşan hububat ihracatıyla dünya piyasalarını etkileyecek
bir bölge burası.
Tarım ve gıda
üretiminde sanki hiç sorun yaşanmayacak gibi politikalar üretiliyordu. Ancak
durum böyle olmadı. Pandemi dönemi çok
yazılıp çizildi ama ders alınmadı gibi. İnsanoğlu çabuk unutuyor. Pandeminin
olumsuz etkisi sürerken bu kez insanoğlunun en büyük düşmanı savaş başladı.
Ve bu savaş bazı tarım ürünlerinin en önemli iki üreticisi arasında. Bu nedenle
daha çok can yakıcı olacağa benziyor. Savaşla
ilgisi olmayan insanların sofrasındaki gıdaların fiyatları artıyor. Artık hiç
kimse “Rusya- Ukrayna savaşı bizi etkilemez” diyemiyor.
Rusya ve Ukrayna, Türkiye’nin
tarımsal dış ticaretinde çok önemli iki ülke. Buradaki savaş Türkiye’yi iki
yönlü yani hem ithalat hem de ihracat bakımından olumsuz etkiledi. Tarımsal dış
ticaret açısından Rusya’nın Türkiye açısından önemi çok büyük. Rusya’nın 2021 yılı tarım ürünleri
ihracatı 36 milyar doları aştı. Bu ülkeden tarım ürünü ithalat rekoru ise
Türkiye’ye ait. Uzun yıllar Rusya’dan en fazla tarım ürünü ithal eden Çin
ikinci sırada. Türkiye’nin tarım ve gıda ürünleri ihracatında ise Rusya üçüncü
sırada yer alıyor. Rusya Tarım Bakanlığından yapılan
açıklamalara göre Türkiye, Rusya’dan buğday ithalatında lider konumunda. 2021
yılında Türkiye, Rusya’dan 1.8 milyar dolar değerinde buğday ithalatı
gerçekleştirdi.
Türkiye, 2021
yılında Rusya’dan ayçiçeği yağı ithalatını yüzde 42 artırdı. Rusya ve Ukrayna savaşı tarım ürünlerinde
en fazla Türkiye’yi etkiliyor. Türkiye’nin tarım ürünleri ithalatında Rusya
birinci, Ukrayna ikinci sırada. Bu iki ülke birbiriyle savaşıyor. İthalat bu
iki ülke dışında başka bir ülkeyle yapılmak istenirse bu kez yükselen fiyatlar
nedeniyle daha fazla döviz ödenmek zorunda kalınıyor.Peki, çözüm nerede?
Her ülkenin kendi tarım potansiyelini, iç üretimini yeniden değerlendirmesi
lazım. Yani ithalatı azaltıp, tarım ve üretim odaklı politikalara geçmek
öncelikli tercih olmalı.