Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2964.27
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Aralık 2021

Gevşeklik göstermeyin…

Ünlü Fransız yazar ve düşünür Albert Camus’un dilimize “Sisifos Söyleni” diye çevirisi yapılan denemede; Yunan Mitolojisine göre Kral Sisifos, tanrılar tarafından sonsuza kadar sürecek bir cezaya çarptırılır. Ceza şudur; büyük bir kayayı bir dağın en yüksek tepesine çıkartacaktır. Sisifos, zirveye vardığında taş her defasında aşağı yuvarlanıyor. Tekrar tekrar deniyor. Hiç yılmıyor ve her defasında taşı tekrar tekrar zirveye çıkarıyor ve taş tekrar aşağı yuvarlanıyor! Albert Camus’ye göre bu döngüyü trajik yapan şey Sisifos’un her defasında taşı zirveye taşıma azmi ve kararlılığıdır. Taşın tekrar tekrar aşağı yuvarlanacağını bile bile bunu yapıyor.

Bunu şunun için anlattım. Türkiye’yi zirveye taşımayı görev edinenler her defasında cezalandırıldılar. Evet, geçmişten bugüne kadar Türkiye’de zorlu mücadeleler verildi ve bunun için büyük bedeller ödendi. Büyük emekler sonucunda bugünlere kadar gelindi. En büyük bedellerden birini de Cennetmekân Erbakan ödemiştir. Nasıl “Gerici ve yobaz” diye suçlandığını, ağır sanayi hamlesi ile nasıl engellenip aşağılandığını bilmeyen yoktur. Buna CHP sebep olmuştur.

Ancak büyük engelleri aşmayı göze alabilenler için engel yoktur. Erbakan’dan sonra bayrağı öğrencisi Erdoğan almış ve zirveye taşımıştır. Güçlü bir inanca sahip olmanın verdiği güç ve kararlılık sayesinde o karanlık günler aşılmıştır. İnanmışlar için müjdedir. “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz” (Al-i İmran süresi, ayet: 139)

Ana Muhalefet lideri atıp tutuyor. Boş kepçeden dağıtıyor. Onu dinlerken eski Türkiye’yi hatırlıyorsunuz. “Biz iktidara gelince sizi Erdoğan zulmünden kurtaracağım. Yaşayacağınız mutlu günler için bana dua edeceksiniz” diyor. Halkın cevabı ise, gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz oluyor.

Bu öyküyü bilirsiniz…

Bir adam evinin bodrumunda yaralı bir yılan bulmuş. Yılana bakmış onu iyileştirmiş. Süt verip beslemiş ve sonunda yılanla adam dost olmuşlar. Adam her sabah elinde bir çanak sütle bodruma inermiş. Yılan sütü içer ve her gün bir altın bırakırmış. Adam her gün gelen bir altın sayesinde rahat bir hayat sürmeye başlamış.

Adamın bir oğlu varmış. Hem aptal hem de açgözlü bir çocukmuş. Babasının hiç çalışmadan nasıl böyle rahat hayat sürdüğünü merak etmiş. Babasının her hareketini izlemeye başlamış. Bir gün bakmış ki, babası her sabah aynı saatte bodruma elinde bir çanak sütle iniyor. Gizlice olayın sonrasını izlemiş. Babasının süt çanağını yere koymasını sonra bir yılanın delikten çıkıp bu sütü içtiğini ve yere bir altın bıraktığını görmüş.

Düşünmüş…

-Ben bu yılanı öldürürsem altınların hepsini ele geçiririm demiş.

Ertesi sabah erken kalkmış. Bir çanak süt ve bir balta almış. Bodruma inip süt çanağını yere koymuş. Yılan süt kokusu alınca delikten çıkmış. Çocuk baltayı yılanın başına vurmuş. Yılan çevik davranmış ama kuyruğunun ucu kopmuş. Dönmüş, çocuğu ısırıp zehrini bırakmış. Çocuğu öldürmüş! Daha sonra bodruma inen adam yılanın kuyruğunu ve oğlunun cesedini bulmuş. Acısını yüreğine gömüp süt dolu çanağı yere bırakmış ve yılanı beklemeye başlamış. Birazdan yılan delikten çıkmış.

Adama bakmış:

-Artık dostluk bitti. Bende bu kuyruk acısı ve sende de bu evlat acısı varken dost kalamayız demiş!

Halktan dua isteyen Dersimli Anamuhalefet liderine tavsiyemiz, siz önce Dersimliler ve dindarlar ile helalleşin. Onların CHP’nin sebep olduğu acılarını ve evlat acılarını gidermeden dualarını alamazsınız.

CHP’nin affı Allah’a kalmıştır.