Gerici çapulcu zihniyetten yakamızı kurtarmalıyız
Türkiye'de kendi nüfuzları, çıkarları, konum ve mevkileri uğruna matbaanın bile 250 yıl gecikmesine neden olan yenilik karşıtı bir Patrona Halil zihniyetinin varlığı hakimdir. Ülkenin gelişmesini, çağ atlamasını istemeyen böyle bir damar hala var. Vaktiyle el yazısıyla gelir elde edenlerin oluşturduğu devasa sektörün önde gelenleri yeniliğe karşı nasıl direnç göstermişlerse bugün de statükodan rant elde edenler ve güç devşirenler aynı direnci gösteriyor. 50 yıldır ülkede, sağ ile solu, Alevi ile Sünni'yi, Türk'le Kürdü çatıştırarak kriz ortamları yaratanlar, kaos çıkartanlar ve darbelerle güç ve zenginlik elde edenler kısacası halkın emeğini sömürerek mafyatik bir düzen kuran bu çapulcu zihniyet geçmişte olduğu gibi bugün de yeniliğin, demokratikleşmenin ve zenginliğin önünde ciddi bir engeldir. Gezi'de 3. Köprü,3.Havalimanı ve Kanal İstanbul gibi büyük projelerin iptalini isteyen bu gerici çapulcu zihniyet bir taraftan da ağababalarının rantı ve gücü elinden gitmesin diye sokaklara dökülmüştü.
AK Parti'nin son on yıldır büyük ölçüde kırdığı, bu yüzden de lideri Erdoğan'ın hedefe oturtulduğu düzen işte böylesi ülke ve halk karşıtı olan bir düzendi. Erdoğan engelleri atlayarak değil yıkarak ilerlemeyi tercih ettiği için hala bu mafyatik düzenin hedefi durumundadır. Yıllardır ülkede dikili tek bir ağacı olmayanların,vatan, millet, bayrak edebiyatıyla statükodan güç devşirenlerin, malk mülk sahibi olanların, gazete manşetleriyle hükümet kuran/yıkan ve koalisyon hükümetleriyle kriz çıkartan medya patronlarının, sinsice devleti ele geçirmek için türlü entrikalar çeviren insanlık tarihinin en büyük dolandırıcılarının musluğunu kapattığı için AK Parti'yi engellemek istiyorlar. Medya organlarıyla darbelerde aktif rol oynayan, Ahmet Kaya bir değeri bir günde harcayan, milyonlarca başörtülüyü mağdur eden, kasıtlı algı operasyonlarıyla terör örgütlerine destek çıkan dahası boyuna kadar siyasete bulaşmış bir medya patronunun artık mektup yazmaya başladığı bir Türkiye'ye kolay gelinmedi.
Bugünün doymak bilmeyen rantçıları Abdülhamid'e de aynısını yaptılar. Bilirsiniz Fransız hekim Louis Pasteur kuduz aşısını bulduğunu ilan ettiği yıl Abdülhamid batı uyruklu dememiş bu kıymetli bilim adamına dünyaya ve insanlığa sunduğu bu büyük hizmet karşılığında birinci rütbeden Mecidiye nişanı ile 10 bin Osmanlı lirası ödülü Rum Zoeros paşa heyetiyle kendisine takdim etmiştir. Heyet İstanbul'a döndüğünde dünyanın üçüncü büyük kuduz hastanesi olan Daülkelb ve Mikrobiyoloji Ameliyathanesinin kurmuştur. Yani Cumhuriyetin tek partisi CHP batıcılık kisvesi altında İslam medeniyet ve kültür birikimini tasfiye etmeye çalışırken 31 Mart operasyonuyla tahtan indirilen Abdülhamid insanlığı bir bütün olarak telakki ediyor ve bu minvalde ahlaki bir tutum ve tavır gösteriyordu. Neticede CHP kadroları çağdaşlaşmanın, ilericiliğin, bilim ve sanatın mimarı; Abdülhamid ve Erdoğan gibi vatanın sahici anlamda ilerlemesi için gayret gösterenler ise diktatör ilan edildi..
CHP'li Mahmut Tanal geçenlerde AK Parti'nin seçim şarkısı olarak belirlediği Bismillah'ı din siyasete alet ediliyor gerekçesiyle şikayet edip yasaklanmasına neden oldu. Oysa "Bismillah" bu coğrafyanın pin kodudur. Burada yaşayan herkesimden insan işe önce Bismillah diyerek başlar. Bunun siyasete alet edilmesi meselesi koca bir yalandan ibarettir.Gerçek ise CHP zihniyetinin geçmişte olduğu gibi batıcılık ve laiklik kisvesi altında İslam dinini ve medeniyetini tasfiye etme gayret ve teşebbüsüdür. Tek parti döneminde bu ülkenin 1000 yıllık İslam kültürününden aldığı gücü yok etmek için ne gerekiyorsa yaptılar. Kur'an-ı ve İslam medeniyetinin ürettiği eserleri okumasınlar diye alalacele batıdan alfabe ithal ettiler. Tarihi hafızaları altüst olsun diye Hicri takvimi yasakladılar. İslami kültürün ürettiği, sanatı, müziği, mimariyi, edebiyatı ortadan kaldırdılar. Bir de utanmadan Müslümanların başına zorla şapka geçirdiler. Yeryüzünde emsali görülmemiş bir kültür kıyımıdır bu! CHP hala bu islamafobik tutumu ve yasakçı tavrıyla halkın önüne çıkma cesareti gösterilmektedir.
Hergün çocuk öldüren PKK terör örgütüne ve siyasi uzantısına verdikleri desteğin de Türkiye'nin medeniyet tarihiyle ve alışkın oldukları halkın sömürülmesiyle yakından bir alakası vardır. Ülke insanının biriktirdiği serveti her dönem çarçur eden bu gerici çapulcu takımı eski düzeni geri istemektedir.Sen Kasımpaşalıysan ben de Kelkitliyim diyerek ucuz kabadayılıklarla yerleşik eski düzeni geri getirebileceklerine inanıyorlar.Kandil'i besleyerek ülkeyi tarumar edeceklerini sanıyorlar. Değişen düzenden, yeni sosyolojiden, yerli siyasetten haberleri yokmuş gibi hergün aynı deneyi yaparak farklı sonuç elde edecekelerini umuyorlar. Bu ülkede 80 yıldır bir dikili ağaçları dahi olmayan çakma siyasetçilerin, sanatçıların, aydınların ve gerici çapulcuların artık devri kapanmıştır. Türkiye'de bundan böyle hiçbir güç yenileşmenin, demokratikleşmenin ve zenginleşmenin önünü tıkayamayacaktır. Bizler de bu yenilik ve özgürlük karşıtı gerici çapulcu takımı tasfiye olana kadar mücadelemizden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.Bu da böyle bilinsin istedimu2026
@sivildemokrat