Gerçekler detaylardan sızıyor
Herkesin uzman olduğu, slagonlarla manşetlerin atıldığı, beylik laflarla ekranların kirlendiği bir ortamda gerçekleri gizlemek o kadar kolaydır ki. Her söylenenin taraftar bulacağı bir ortam. Bir dönem sözlerine ve yazdıklarına inanmadığınız, uyarılarına alaycı baktığınız insanlara artık inanırsınız ama iş işten geçmiştir.
Bu dönemler 'kurdun puslu havayı sevmesi' gibi bir çok gerçeklerinde üstlerinin örtülmesi için fırsat dönemleridir. Hiç kimse kendini kirli bulmaz. Hep çamurları başkası atmıştır. Şu an her şeyin arkasında FETÖ yapısının olduğu gibi. Apaçık gerçekler bu dönemlerde perdelenir. Aynen 'Balyoz' gibi 'Ayışığı' gibi 'Ergenekon' gibi, Muhsin Yazıcıoğlu süikastı gibi. Herkes kendini FETÖ darbe girişiminin arkasına saklıyor.
Sanki 2004 Ekim'inde 'Başbakan'ın evinin üstünde uyarı uçuşunu ben yaptırdım. Sanki 17 Aralık 2004'te Musul'da 4 yiğidin başları kesilerek şehit edilmesini sağlayan sızıntıyı ben yaptım. Sanki 2009'da Ordu Karargahları'nda yapılan darbe toplantılarının Adalet Bakanı olurum hayali ile sekreteryalığını ben yaptım ve ajandama kendi ellerimle aldığım notları ben tuttum. Hatta 2009 Mart'ında darbelerimize engel olur diye 'it gibi' korktuğunuz o yiğit insanın infazında 'komuta' bendeydi.
Olaylara 'manşet'lerden bakmamaya çalıştım hep. Çünkü her manşetin, her başlığın bir hedefi vardır. Yönlendirmesi var. Onun için hep detaylarda oldu gözümüz. Bazen bir cümle bazen bir kelime gizlenen gerçekleri görmemizi sağlamaya yeter. Çünkü 'Şecaat arz ederken sirkati'sızar gerçeklerin.
İşte öyle bir gerçeği Cumhurbaşkanı Recep Tayiyyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti dolayısıyla uluslararası tepkilerin satır arasında rastladım.
İngilizlerin önemli gazetesi Independent 'ın köşe yazarı Robert Fisk'in kaleminden sızdı bu. Bu yazarı tanımam. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ziyareti dolayısıyla dünya basınından yansımaları içeren bir bültende dikkatimi çekti. Yazısı "Erdoğan'ın Putin'le buluşması geleceğin Suriye için getireceklerini gösterecek" başlılığını taşıyor. Fisk, ziyareti "Sultan ile Çar'ın buluşması" diye nitelendiriyor. Başka yorumları da var. Hatta alaycı bir üslup kullandığı notu düşülmüş alıntıya. Fisk'in yazısında Türkiye'nin İncirlik üssünü kapabileceğine yönelik yorumu bulunuyor. Bu yorumda İncirlik Üssünden 'Eski Ermeni malı' diye söz etmesi aslında ABD'nin İngilizlerin neyin peşinde olduklarına işaret ediyor. Fisk'in bu üsten bu tabir ile söz etmesi dikkat çekici. Bu belki de önümüzdeki günlerde Türkiye'nin önüne nelerin getirilebileceğinin işareti. İngilizlerin ve ABD'lilerin yaptıkları hazırlıkların habercisi. Fisk bir taraftan İncirlik Üssünün kapatılmasından bir taraftan da bu üssün Türkiye'nin malı olmadığından bahsediyor aslında.
Öyle görülüyor ki ABD ve İngilizlerin desteği ile Ermeni diasporasının Türkiye'de ermeni malları üzerine bir kampanya ile Türkiye'yi sıkıştırmak istemeleri sürpriz olmayacaktır. Almanya'nın sözde ermeni soykırımı yasasının kabulde bu çerçevede görülmelidir. Bu vasıta ile Türkiye'nin hesaplarına tedbir koymayacaklarının garantisi yok. Darbe ile halledemedikleri hesaplarını Türkiye'yi ekonomik kıskaçla yola getirmek isteyeceklerdir.
İnşallah yanılıyorumdur.
Kalın sağlıcakla....