Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Şubat 2022

Gerçek inançta koza olmaz

İnsan nefsi çok değişiktir ve asla boş bırakılmaya gelmez. İnsan hayatını ahlaklı ya da ahlaksız hale getiren bu değişik nefs, sürekli olarak terbiye edilmelidir. Nefs, terbiye edilmeye çalışılmazsa aklın emrine verilmezse nerede boşluk varsa oraya dalmaya çalışır.. orada bir koza örer.

En çok da dini ve siyasi alanlarda boşluk bırakmak istemez ve hemen oralara giriş yapar. Bir insan kendi başına da etrafına koza örebilir, sosyolojik bir grup (Parti, dernek, kulüp, vesaire..) olan insanlar da bazen liderleri tarafından koza ile kuşatılabilir. Kozanın içerisine dışarıdan giriş yapılmaz, içeriden çıkışa müsaade edilmez ve iletişim kopartılır. Hak din, ilim, akıl ve ahlak reddedilir.. edepsiz, hürmetsiz ve sevgisiz ne kadar dünyevileşmiş arzu, plan ve iş varsa hepsini yeni bir din ve siyaset olarak ilan eder ve buna uyun dayatması yapar.

Yüce Allah, kitabında insana din olarak siyaset olarak başka şeyler emreder, nefs bu dinden bu siyasetten bambaşka bir şey anlar ve yaşar. İnsan nefsi bambaşka anladığı bu din, bu siyaset ve etrafına ördüğü koza ile toplumsal terbiye ve ahlakı bozar. Böyle bir insan, kozasını daha genişletir ve kocaman bir yapı, bir grup ortaya çıkarır. Eski ve yakın tarihlerde bir koza örmüş, sahte bir cennet vaat eden ve Mescidi Dırar (Dırdır/dedikodu Mescidi) ahlaklı böyle gruplar maalesef görülmüştür.

Tehlikeli olan asıl durum budur.. bu insan ve kurdukları bu yapılardır. Siz eğer gerçek inancı, aklı, ilmi ve ahlakı yaşamaz, yaymazsanız etrafına koza örmüş insan ve yapıları bitiremezsiniz. İlim, akıl ve ahlak toplumda ne kadar eksik ise bu insan ve yapılar her zaman kendilerine irade teslim edecek kaynak bulabilirler. Buraları onların kozası, tapınağı olur ve sürekli dırdır ile yeryüzünü fesada uğratırlar da neye uğradığınıza şaşırırsınız.

Koza örmek demek hem bireysel nefsi hem toplumsal nefsi terbiye etmemek demektir. Yasa tanımaz, terbiyeden yoksun, insana ve kutsala sövmekten hayâ etmeyen, ahlak değerlerini asla kullanmayan, aklın ve ilmin uğramadığı böyle bir kitle artık uzun uğraşınız olacak demektir. Aklınızdan geçmeyen, hayalinizin yetişemeyeceği miktarda para, gayret ve zaman harcasanız da bu durumu yine düzeltemeyebilirsiniz.

İnsanlar, böyle insan ve yapılara dönüp baktığında ideal bir din yaşanılıyor, ideal bir siyaset yapılıyor zannedebilir. Ne üstün ahlaklı kişi ve yapılar kabul edip el üstünde tutabilirler. Bu da büyük gaflettir. Bunların kendi nefsleri ne Hak Dinin ne de aklın emrindedir. En harika, en muhteşem işleri yapıyoruz zannederler ama sadece ahlaksızlık üretip fesat yayar ve toplumlarına cehennemi yaşatırlar. Oysa bireysel ve toplumsal nefs, Hak din ve aklın emrinde olsa ne böyle bir ahlaksızlık üretebilir ne de böyle bir ahlaksızlığa inanabilir.

Böyle nefslere denk gelince siz istediğiniz kadar iman, inanç, ilim, akıl ve ahlak diye yırtınıp durun nefsler öyle bir hale gelmiştir ki etrafına ördüğü kozayı asla yıkamayabilirsiniz. Zaten böyle bir durumda toplumsal terbiyeyi sağlamak için mücadeleniz çok çetin geçecektir. Aslolan insan ve gruplar, etrafına koza örüp yalan, gıybet, yetim malı yeme, kadını ve fakiri küçümseme, insanı insan yerine koymama, aklını başka birine teslim etme, adaletten vazgeçme, Allah’a ve dinine küfretme gibi ahlaksızlıkları yapmaya başlamazdan evvel tedbir almalı, sorunun çözümü için gereğini yerine getirmelisiniz.

Âdem Peygamberden Muhammed Peygambere kadar Hak din, hem bireysel nefsi hem toplumsal nefsi terbiye etmek için vardır. Siz yeter ki nefsinize, dininizi terbiye ettirmeyi değil dininize, nefsinizi terbiye ettirmelisiniz ki yeryüzü zulümle değil rahmet ile dolsun. Nefs terbiyesi yapmamışların, nefs terbiyesinin ne olduğunu bilmeyenlerin zihniyetinden de düzeninden de uzak durun ki sevgi ve merhamet medeniyeti kuran ahlak Peygamberi gibi olun ki gönüllerde gerçek inanç ve yeryüzünde barış hâkim olsun. Böylece de insanlık huzur bulsun.