Gençlik ve gençleşen dindarlık ihtiyacı
Gençlik dönemi, her açıdan olduğu gibi dini açıdan da en yoğun, fırtınalı ve gelgitlerin yaşandığı bir dönemdir. Gençler, dine ve felsefeye dair sorulara ve konulara büyük ilgi duymaktadırlar. Gençlerin dini ve felsefi sorulara yoğun ilgisi, onların kendilerine özgü bir kimlik oluşturma çabalarının bir sonucudur. Genç, dini ve manevi olanın hayatının ve kimliğinin neresinde yer alacağı arayışındadır. Başka bir ifade ile genç insan, dine ve maneviyata hayatında ve kişiliğinde anlamlı ve nitelik bir yer açmak için çabalayan kişidir.
Gençlerin günümüzde dinden uzaklaştığına dair yorumlar, günümüzde yoğun bir şekilde yapılmaktadır. Dini çevreden gelen gençlerin bile dinden uzaklaştığı ve dini ritüelleri yapmayan gençlerin sayısının arttığı sıklıkla dile getirilmektedir. Gençler ve din arasında meydana gelen yabancılaşma sonucu gençlerin deizme ve ateizme yöneldiği iddia edilmektedir. Başka bir ifade ile deizmin, gençlerin hayatında dinin yerini dolduran bir alternatif olmaya başladığı ileri sürülmektedir. Gençler, dindarlık ve maneviyat arasındaki ilişkinin soğukkanlı, makul, nitelikli ve derinlikli bir şekilde anlaşılması, konuşulması ve yorumlanması gerekmektedir.
Günümüz dünyası, hızla değişen bir yerdir. Geleneksel kurumlar, değerler, inançlar ve alışkanlıklar, hiçbir şekilde kendilerini olduğu gibi devam ettirme gücüne sahip değildirler. Başka bir ifade ile günümüz dünyası, temellerin sarsıldığı ve alt üst olduğu bir yerdir. Gençler, dünyada yaşanılan derin alt üst oluşu her açıdan yaşamaktadırlar. Bugünkü gençleri, artık klişe kalıplarla değerlendiremeyiz. Bugün fark etmemiz gereken temel gerçek şudur: Gençler, artık eski gençler değil! Genç insanlar, artık aileden ve toplumdan öğrendikleri dini inançları, ritüelleri ve alışkanlıkları olduğu gibi devam ettirmemekte veya benimsememektedirler. Gençleri dine yabancılaştıran ve uzaklaştıran şey, dinin kendisi değildir. Dini çürümüşlük, gençlerin dine uzaklaşmasına neden olmaktadır. Gençler, dini alan dahil hayatın her alanında kolaylıkla tercihlerini değiştiren ve yeni tercihlerde bulunan bireyler durumundadırlar. Gençler, kurumsal din, deizm, ateizm veya başka inanç ve değer tercihlerinde bulunabilmektedirler.
Gençler, dine artık kesin bir şekilde kabul edilmesi bir konu olarak değil, üzerinde düşünülmesi, konuşulması, sorgulanması ve yorumlanması gereken gizemler alanı olarak bakmaktadırlar. Gençler, dini alanda kendilerine en insani, makul, pratik, doğal ve anlamlı geleni keşfetmeye çalışmaktadırlar. Gençler için din, hayatla ve insanla anlamlı bir ilişki olduğu sürece keşfedilecek bir yol olarak algılanmaktadır. Gençlerin, duygu, düşünce ve anlam dünyalarına hitap etmeyen kurumsal dini yapıların, grupların, pratiklerin ve inançların gençlerin dünyalarındaki yerini kaybettiğini söyleyebiliriz. Gençler, din, maneviyat ve ahlak alanındaikinci el ve kullanılmış ürünleri değil, bizzat fıtrattan, ahlaktan, ruhtan, kalpten, akıldan ve hayattan kaynaklanan canlı ve dinamik bir dindarlık ve maneviyat çerçevesini bulma açlığı ve ihtiyacı içindedirler.
Gençler, günümüzde dinin dışsal nitelikte bazı ihtiyaçların ve amaçların aracı haline getirilmesinden çok rahatsız olmaktadırlar. Dinin kullanışlı bir araç olarak uygulanması, anlaşılması ve tartışılması, gençlerin dine yabancılaşmasına ve uzaklaşmasına neden olmaktadır. Gençler, din deyince herkesin kolaylıkla istismar ettiği bir aracı anlamaktadırlar. Gençler, dinin istismar edilen bir araç olmasını değil, insanlık, hukuk, ahlak ve maneviyat üreten bir tecrübe olarak yaşanmasını istemektedirler. Din, insana ve hayata dokunmalıdır. Din, insana ve hayattan uzaklaştıkça, gençler de dine sadece teğet geçmekte veya geçmemektedirler. Dinin, hayatla ve insanla bütünleşmesini sağlayacak dinamik ve verimli bir dindarlık tecrübesinin inşası, günümüzün en çetin meydan okuması olarak karşımızda durmaktadır. Gençler, din olgusunun paslanan, çürüten, bıktıran, katılaşan ve dayatan nitelikte olmasını değil, dindarlığın rahmetle, adaletle, ahlakla, umutla ve aşkla doldurulmasına ihtiyaç duymaktadırlar.
Gençler, sorgulayan, düşünen ve arayan insanlardır. Gençlerin düşüncelerini, arayışlarını ve sorgulamalarını baskıyla veya dayatmakla değiştirmek veya durdurmak mümkün değildir. Din, inanç ve maneviyat konularında gençlerle inatlaşmak ve çekişmek yerine, onlarla iletişime, diyaloga ve etkileşime girilmelidir. Gençler, dini konularda kendilerinin sözlerinin ve düşüncelerinin anlaşılmasını ve duyulmasını istemektedirler. Gençleri dinlemeden ve anlamadan söylenecek her türlü yargılayıcı ve empoze edici yaklaşım, bizleri gençlere yabancılaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Gençlerin dini konularla ilgili tutum ve davranışlarını, deizm ve ateizm tehdidine indirgemek sağlıklı değildir. Gençleri ve dini sağlıklı ve nitelikli bir şekilde nasıl anlayacağımız, gençler ve din alanı arasında sağlıklı bilgi ve iletişim kanallarını nasıl açacağımız, ahlak, hukuk ve insani değerler adına gençlere anlamlı ve doyurucu fikirler söyleyen sahih bir dindarlık tecrübesinin nasıl yaşanacağı soruları hepimizin önünde duran büyük meydan okumalardır.