DKAB Mezunları
Gençler örf adet bilmiyor,
Gençlerde
inanç zaafı var,
Bir tuhaf
gençlik var… diyoruz.
İyi de böyle
olmaması için ebeveyn olarak, Milli Eğitim Bakanlığı olarak, valilikler, belediyeler ve diğer ilgili kurum ve
kuruluşlar olarak ne yaptık ki?
Eğitim
sistemimizden, eğitmen eksikliğinden, öğrencilerimizin dinî ve ahlakî konulardaki
boşluklarından bahsetmeyenimiz
yoktur. Bir yandan ateizm, öbür yandan deizm, gençlerimizi adeta esir almış. Milliliğinden eser olmayan tek alan eğitim
alanıdır.
Beyler!
Atatürk’ün
Gençliğe Hitabesi'ni her ders
kitabının ilk sayfasına koymakla eğitiminiz milli olmuyor. Dizilere bakın,
sosyal medyaya bakın hatta evlerinize, yakınlarınızın çocuklarına bakın
bakalım inanç ve kültür olarak ne kadar bizdendirler?
Bunların kaçta kaçının
dua ile araları var? Yüzde kaçı “Hamd Alemlerin Rabbi’nedir”i 3 cümle
ile açıklayabilirler?
Açıklayamazlar!
Okullarda
Din Kültürü Ahlak Bilgisi derslerine Matematik Öğretmeni girmiyor mu?
Beden Eğitimi
Hocası spor giysileri ile gidip tuhaf ve enteresan bir eda ile ilkokul 3. Sınıf
bilgisiyle dinden (!) imandan (!) bahsetmiyor mu?
Biyoloji öğretmeni
gidip Din Derslerinde Darwinizm’i savunmuyor mu?
Geçen yıl
birkaç ilden bana görüntüler geldi, birinde, Öğretmen ile öğrenci tekme tokat
kavga ediyorlar. Kimya Öğretmeni Din Kültürü Dersinde, “Tanrı yoktur!
Uydurmalarla oyalanıyorsunuz” diyerek ateizmi anlatıyor. Buna tahammül
edemeyen öğrenci öğretmene, öğretmen öğrenciye hakaretler ediyor ve kıyamet
kopuyor!
Din ve Ahlak
Derslerini fazlalık görürseniz olacağı bu, yoksa neden branş öğretmenleri
atamalarını bu kadar düşürdünüz, zorlaştırdınız?
Bakınız;
Din Dersi öğretmenliği
2019 Sayıştay
verilerine göre öğretmen atama ihtiyaç sıralamasında; Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği, 15.965 kişi ile bütün branşlar arasında
ihtiyacı en yüksek 2. Bölüm olarak yer almaktadır. Yine Sayıştay’ın
2019 raporunda yer alan “Norm Fazlası Öğretmen” sıralamasında dahi
bulunmayan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğinin her yıl kontenjan sayısı
düşürülmeye devam etmektedir. 2019 KPSS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Alan Sınavına
35.821 kişi girmişken, 2020 KPSS Alan Sınavına 47.792 kişi girmiştir. Bu sayılar
çok açık bir şekilde gösteriyor ki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğinin
bir yıldaki artışı %32 ile 11.971 kişidir. Sayıştay raporlarıyla sabit olan bu
ihtiyaca ve her yıl yaşanan bu yığılmaya çözüm olarak, DKAB öğretmen atama sayılarının
arttırılması gerekmiyor mu?
Gerekiyor,
ama gerekli atama yapılmıyor!
Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2019’un Kasım ayında gerçekleştirilen Ankara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin 70’inci Kuruluş Yılı törenlerinde,
"Bir büyüğünüz olarak, Cumhurbaşkanınız olarak sizlerden bir ricada
bulunacağım, oda şu: Neden İlahiyat mezunları öğretmenlik yapmada tereddüt
yaşarlar. Öğretmen bulmada sıkıntı yaşıyoruz. İlahiyat mezunları öğretmen
olmaya teşebbüs etmiyor. Birçok İmam-Hatip Okulu’nda Kur’an-ı Kerim dersleri
boş geçiyor; buna şahidim. Hatta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine öğretmen
bulunamıyor dersem yanlış olmaz..." sitemini duymadınız mı?
İlahiyatçı
Gençler de DKAB Öğretmenleri de üzgün:
“Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Eğitim Öğretimde Reform Çağrısı’nda
ifade ettiği ‘Zihinler popüler kültür ve sapkın hezeyanlarla doldurulmuştur’
haklı tespitini ülkemizin her köşesinde hissettiğimiz bu dönemde; gençlerimizin
Dini ve Ahlaki eğitimine el uzatmak adına desteklerinizi bekliyoruz…”
Yapmayın
Beyler!
“İmam Hatip
okullarımızın sayısını arttırıyoruz” diye övünen MEB, Din Derslerini üstelik ücretli
Resim-İş öğretmenine anlattırmayı izah edebilecek mi?
Kadro yok
demesinler, kafa yorsunlar, kapı aşındırsınlar. Çünkü yukarıda yazdığımız
gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın çok değerli bir çağrısı vardı. Gidip Sayın
Cumhurbaşkanımıza, “Efendim, İlahiyat Mezunları öğretmen olmak istiyorlar,
lakin biz onları da DKAB mezunlarını da atayamıyoruz çünkü kadro yok”
deseler, eminim Sayın Cumhurbaşkanımızın himmetleri ile 24 saat içinde bu
konuda ilerleme sağlayacaklar. Çünkü konunun ehemmiyetini defaatle dile
getirmiştir Başkan Erdoğan.
Sayıştay
verileri ortada, okullarımızın, gençlerimizin hali ortada, çare de belli. Söz
konusu çocuk-genç, din-ahlak olunca “masraf hesabı” yapılmaz, yapılmamalı.
Yoksa vebal
sizin, ama bedelini hepimiz öderiz.