Dolar (USD)
35.25
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2985.80
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Ekim 2020

​Gençlik bir harfe sığmaz

Geçenlerde TGB’den (Türkiye Gençlik Birliği) Barış Demiralay ile Kaan Arslan ziyaretime geldiler. “Mavi Vatan Geleceğimizdir” adlı çok anlamlı bir proje üzerine çalışıyorlar. “Atlantik ittifakına karşı, Türkiye’nin gerçek dostlarına” hitap ederek destek istiyorlar.

Gençlerimizin böylesi anlamlı projelerine elbette destek vereceğiz. Projenin detaylarını sonra yazacağım.

Karşımda gençleri bulmuşken “Z kuşağı” hakkında ne düşündüklerini sormak istedim. Meğer o konuda da çoktan bir çalışma yapmışlar ve bunu kitaplaştırmışlar bile.

“Nereden çıktı bu Z Kuşağı” adlı kitabı takdim ettiler. Bir solukta okudum.

Bilindiği gibi Z kuşağını CHP, İYİ Parti, HDP, DEVA ve Gelecek Parti ve yazarları alabildiğince yüceltirken ve onlar üzerinden iktidar hesapları yaparken AK Parti ve yazarları da alabildiğine hor görüp, aşağılıyor ve hatta hakarete varan ifadelerle onları dışlıyorlar.

Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu Z kuşağını “tek adam rejimini sonlandırabilecek özgürlükçü bir kuşak” olarak görüyor.

CHP vekili Sera Kadıgil ise çıtayı yükselterek “bu kuşağın en temel derdinin bütün devrimciler için geçerli olan özgürlük, adalet ve eşitlik olduğunu” ifade ediyor.

Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç ise onları “özgüvenleri tavan yapmış, küstahlık saldırganlık, pervasızlık, şımarıklık ve arsızlık boyutuna gelmiş bir kuşak” olarak görüyor. Hızını alamayan Engin Ardıç bir başka yazısında da “mal ergenler” diyerek gençlere veryansın ediyor.

Twetter ve facebook gibi platformlarda da yazarı çizeri, akademisyeni, trolleri Z kuşağını hemen her gün yerden yere vuruyor.

Ne var ki TGB’li gençler “Nereden Çıktı Bu Z Kuşağı” adlı kitapta meseleye biraz farklı bakıyorlar. Öncelikle X,Y, Z şeklinde kategorize edilen kuşakların Atlantik zihniyetinin bir ürünü olduğunu ve bunun da medya aracılığıyla dayatıldığını ifade ediyorlar.

Yapılan araştırmaları da bilimsel bulmuyorlar ve fazlaca genelleme yapıldığını düşünüyorlar.

Örneğin Ferdi Tanhan; “Harflerle şekillendirilen, adsız, kimliksiz, ruhsuz kavramların esasında pazarlama ve reklam şirketlerinin üretim/tüketim ve satış stratejilerini belirlemek maksadıyla belirlediğini” söylüyor.

Barış Demiralay ise; “Emperyalist araştırma şirketleri, fon kuruluşları strateji kuruluşları sipariş ediyor, raporlar hazırlıyor bizim medya da işliyor” diyor.

Kısacası gençler, Bu tartışmaları, Karen Fogg’un e- postalarından çıkan, ”Türk gençliğini milli kimliğinden koparma” projesiyle, RAND Raporu’nda, “üç büyük muhalefet partisi bir araya gelirse otoriter Erdoğan yönetimini devirebilirler” planıyla birlikte okuyorlar.

Haksız sayılmazlar...

Gezi kalkışmasında TV kanallarımız apolitik gençlik üzerinden politika yaparlarken bugün de Z kuşağı üzerinden siyasi çıkar elde etmek için birbirleriyle yarışıyor.

Türkiye’de 2019 verilerine göre 0-17 yaş arası toplam 22 milyon 876 bin genç insan yaşıyor. Bu da nüfusun yüzde 27,5’i demek. Dolayısıyla 1000, 1600 ya da 5 bin genç üzerinden yapılan araştırmalar gerçeği yansıtmıyor.

Evet, sıklıkla vurguladığımız gibi Türk gençliği üzerine ciddi planlar yapılıyor. Yetişkinlerin yazdığı dizi senaryolarından tutun, eğitim, sosyal medya ve farklı mecralarda düşünme melekeleri alabildiğine köreltiliyor.

Ancak bunların hepsi bizim çocuklarımız. Bu çocuklar uzaydan gelmedi buraya. Onları dışlayanlar, aşağılayanlar kadar politik emellerine alet edenler de büyük hata ediyor.

Oysa Z kuşağı adı verilen bu gençler meta değildir. Bir pazar ürünü değildir.

Hepsi aynı kategoride de değerlendirilemez. Bırakın toplumu, insan bile kendi dünyasında farklı farklı düşünce ve duygulara sahiptir. Bu bakımdan genellemeden bu ülkenin evlatlarına topyekûn sahip çıkılmalıdır.

Eyvah, gençlik elden gidiyor” sloganıyla onları çıkar unsuru olarak kullanmadan, sosyal medya denilen tımarhaneye hapsetmeden, bir ideoloji, davranış kalıbı dikte etmeden, ayrımsız sahip çıkılmalıdır.

Emin olun bu ülkenin gençleri vatanseverdir. Küreselcilerin kimlik dayatmasına rıza göstermeyeceklerdir. Siz yeter ki onlar için bir şeyler yapın. Onların duygu ve düşünce dünyasına yelken açın.