Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Mart 2015

Gençliğimiz

"Yeni Türkiye Yolunda Okuyan, Düşünen, Üreten Gençliku2026" Henüz filizlenen Üsküdar Gençlik ve Eğitim Merkezi'nin sloganı bu. Sadece Üsküdar mı, hayır! Başta İstanbul'da olmak üzere, Türkiye'nin her bölgesinde gençler okuyor, araştırıyor, inceliyor, konuşuyor ve yazıyor. Duygu ve düşüncelerini paylaşıyorlar. Bakmayın sütunlarını her gün kara haberlerle dolduran bazı ümitsiz gazetecilere ve yazarlara. İstanbul, Bursa, Ankara ve Siirt'te artarda kitap fuarları açılıyorsa, bu kültürel gelişmenin bariz bir işaretidir.

Evet gerçek bu. Genç kalemlerin sayısında artış var. Kaliteli programlar çoğalıyor, seviyeli toplantılara ilgi çok. Kurslar, paneller, sempozyumlar ve eğitim. Milli Eğitim'in yurt sathına yaydığı "Okul yazar Buluşmaları"nın ardından sivil toplum kuruluşları "Okur Yazar Buluşmaları"nı gerçekleştiriyor. Üsküdar'da gençler davet etti. "Has Oda Sohbetleri"ndeki sohbetimiz güzel geçti. Kalem Efendileri'ni konuştuk. Bu sütunda okuduğunuz şairler, yazarlar, sanatkarlar gençlerin ilgisini çekti. Popüler isimlerden ziyade kıymetli şahsiyetleri tanımaktan mutluluk duydular. Şükürler olsun ki, okuyan bir nesil geliyor. Onların ilgisini çekecek kitapları tanıtmak da bizim görevimiz.

Hayırlı hizmetlerin başlatıcılarından merhum Ahmet Kabaklı'nın kurucusu olduğu Türk Edebiyatı Vakfı'nda değerli eserler neşrediliyor. Vakıf yöneticileri, bir vefa borcu olarak Kabaklı Hoca'nın gazetelerdeki yazılarını kitaplaştırıyor. Gönül Seheri isimli yeni eserde yazarımızın muhtelif zamanlarda kaleme aldığı meseleler okunuyor. Kültür hayatımız, tasavvuf alemimiz, inanç dünyamızu2026 Ve bütünüyle medeniyetimizin derin izlerinden işaretler görüyoruz. Destanlar, Roman, Yunus Emre, Mevlidi Şerif, Nasreddin Hoca, Süleyman Nazif, Necip Fazıl, Şiir, Manevi Hayat ve Şiir, Kuva-yı Milliye Edebiyatı ve Anadolu Edebiyatları eserde işlenen konulardan sadece bir kaçı. Kabaklı Hoca'nın eserleri her zaman okunmalı ve fikirlerinden istifade edilmelidir.

Türkiye'de edebiyatı ve sanatı tekellerine almak isteyenler uzun zamandan beri büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Mevzilerin tek tek ellerinden çıktığını görerek öfkelenenlerin haddi hesabı yok. Red ve inkar devam ediyor. Çıkardıkları kitap eklerinde bizim, yerli ve milli edebiyatçıların adı bile anılmaz. Bazı tiyatrocu eskilerini ikide bir meydanlara salıp devlet ve millet aleyhinde konuştururlar. Haldun Taner gibi bir İstanbul Beyefendisi'ni neredeyse militan ilan edip fikirlerini hükümete karşı kullanmak istediler. Bu durum, aslında sevindirici. Tükenmişliklerini, yılmışlıklarını gösteriyor.

Bu arada pırıl pırıl kalemler edebiyat dünyamıza kalıcı eserler armağan etmeye devam ediyor. O aydınlık isimlerden biri de Cemal Şakar'dır. Roman türünün yanı sıra kitapseverler arasında büyük ilgi görmeye başlayan hikayemizin seçkin isimlerinden biridir Şakar. TYB, ESKADER ve Ömer Seyfeddin Hikaye Ödüllerinin sahibidir. Uzun zamandan beri hikayelerini muhtelif dergilerde okurduk. İyi yazarlara kapılarını her zaman açan İz Yayıncılık, Ali Haydar Haksal'la birlikte Cemal Şakar'ın da bütün eserlerini yayımlamaya başladı. Güzel bir kapak kompozisyonu içinde okurlara sunulan hikaye kitaplarının isimleri şöyle: Pencere, Hikayat, Portakal Bahçeleri, Yol Düşleri, Esenlik Zamanları, Gidenler Gidenleru2026

Rasim Özdenören, hikayecimiz hakkında şunları söylüyor: "Eğer dünya hikayeciliği hep tespit edildiği gibi iki ana damar üzerinde, bu demektir ki, Poe ve Çehov ana damarlarını izleyerek gelişmesini sürdürüyorsa, Cemal Şakar'ın da ana hatlarıyla Çehov yolunu izlediğini söyleyebiliriz. Şu özelliğini öne çıkartmalıyız ki, Çehov metinlerinin sadeliklerine dokunmazken, Şakar yer yer metinlerle oyun oynamaktan hoşlanıyor: bu da ona yakışıyor." Cemal Şakar hakkında bir başka görüş de Mehmet Narlı'dan geliyor: "Cemal Şakar'ın öyküleri daha çok 'an'ın içindeki yalnızlığı, sorgulamayı, anlam arayışını aktarsalar da, karamsar değildirler ve okurları boşluğa açılan bir kapının önünde bırakmazlar. Modern insanı anlatırlar ama bu modern insanlar, korkuların ölüme çalan yüzünde duran kişiler değildirler. Zaman zaman öykü özneleri kendi üzerlerine kapanırlar da, öykünün sonuna doğru bir ses, sanki okura şöyle seslenir: 'İçini karartma, beraberce düşünmüş olduk ve bu düşünüş birbirimizi tanımamız içindir."

Yayın dünyamızdaki bir güzel gelişme de, artık yazarların bütün kitapları dizi olarak, külliyat halinde neşrediliyor. Geçmişte bu tasarruf, genelde vefat etmiş müellifler için kullanılıyordu. Ama bugün yaşayan değerli yazarların bütün kitapları toplu olarak yayıncılar tarafından kültür hayatına kazandırılıyor. Cemal Şakar'ın hikayelerinin yanı sıra diğer türdeki yazıları da İz'den çıkıyor. Eleştiri örneklerinin yer aldığı Edebiyat Ne Söyler, konuyla ilgilenenlere çok şeyler söylüyor. "Kötülüğün Kaynağı Olarak Modern Kent", "İyi Edebiyat Kötü Edebiyat", "Sanal Medeniyet", "Siret ve Suret Arasında", "Edebiyatın Dili", "Muhayyile Sınırı", "Naif Edebiyat", "Küçük Adam", "Öykünün Değeri", "Hikayet Anlatmak" kitapta yer bulan yazılardan bazıları. Kitabın son yazısı "Hikaye Anlatırken"in ilk satırlarıyla sizi baş başa bırakıyorum: "Hikaye anlatmanın sonu yoktur. Kıyamete kadar sürecektir; final yoktur. Bu nedenle anlatılan her hikaye bir fragman olarak ya da bir parça olarak kalmaya yazgılıdır. Bu fragmanlar gerçeklikten koparılmış birer imgedir. Bize gerçekliğe dair, anlatıcının duygu ve düşünce dünyasında harmanlanmış çeşitli çağrışımlar taşır. Önemli olan fragmanlar arasında kurulacak olan bağlantılardır."