Gençliği kaybetmek veya kaybetmemek, bütün mesele bu!..
Memleketin başında bin türlü badire var, yine toplu saldırı.
Tesadüf yok, “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmalarının “beklenen” yerlere çekilmesi…
Rusya ve İran hattının, ABD-İsrail hattı ile paralel hareket ettiğinin iyice ortaya çıkması…
Katil rejimin saldırıları, şehit haberleri…
Kıbrıs’tan yükselen “Akıncı” hezeyanları…
Futbol üzerinden ortalığın karıştırılmaya çalışılması, etrafta dolaşıp duran “müdahale” dedikoduları…
Vesaire, vesaire…
Yapılmak istenen açık, hedef açık:
Ülkeyi çökertmek istiyorlar, toplumun psikolojisini alt üst etmek, ümitlerini karartmak, özellikle de gençliği “tahrik etmek” istiyorlar.
Bunları topluma kim anlatacak, gençlere kim anlatacak?
Çok zor, “yerli ve milli” medya “goygoyculuktan” geçilmiyor, “kimin ekmeğini yerse onunu kılıcını çeker” takımının ağırlığı yok.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye gayret edenler…
“Kitabın Ortasından” konuşanlar, seslerini duyurmakta güçlük çekiyor.
Öbür tarafta, bir sosyal medya ortamı var ki, güvenlik meselesi, milli güvenlik meselesi.
Gençler “Operasyoncuların” etkisi altında, onları izliyor, onlardan etkileniyor, onların ürettiği sloganları tekrarlıyor…
Gençlikle iletişim işi hayli vakittir kesat…
Ve…
Yeni nesil belirleyecek “siyasetin” ne şekil alacağını…
Üçüncü, ikinci defa oy kullanacak olanlar ve ilk defa oy kullanacak olanlar belirleyecek…
İşin matematiği, aritmetiği belli.
“Eğitimde istenilen ölçüde başarılı olamadık!” deniyor…
Evet, çok doğru…
Eğitim öyle.
Öte yandan;
Binalar da hep dikine dikine, “rezidans”lar “yerli” kültürü yedi bitirdi.
Gençler için “kaliteli rol modeller” çok az, varsa da kıyıda köşedeler…
Gençlerin kulakları lâfa doydu, “sağlam rol modeller” gerek.
Kimler ve neredeler?
Onlar…
“İşte o iyiye götüren rol modeller…”
Öyle, ona buna şirin görünmeye çalışmazlar…
Sürekli olarak etrafta dolaşmazlar…
Onlar “ağır insanlardır.”
Onlar, gelmezler…
Onlara gitmek gerekir.
Onları bulmak gerekir.
Bulmak için de aramak.
“KÂR”ı muhafaza etmek anlamına bürünmüş “Muhafaza-KÂR” nazarlar göremez onları.
Fark edemez .
Gençlik, arayışta.
Gençleri, sağlıklı mesajlarla buluşturmak şart.
Bu da ancak “emsal” insanları bulmakla olur.
Bugün için, ekrana çıkanlardan hemen hiçbiri “yürekleri” titretmiyor.
Gençlere “işte erdem, işte fazilet, işte ahlâk” dedirtmiyor.
Dedirtse mesajı alır gençler ama “büyüklerde” sıkıntı var.
Öyle olunca da…
İş…
İçleri boşaltılmış sloganlara kalıyor, yıkıcı muhalif söylemlere…
Gençlerin dillerinde o taraflardan üretilmiş sloganlar…
Türkiye’de öyle ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde öyle...
Meselenin özüne temas ettim dostlar…
İhmal edilmiş gençlik, yolunu arayan gençlik…
Mesele budur, yakın ve uzak gelecek budur.
Bize…
Günümüzden “emsal” şahsiyetler gerek.
Görünce yüreğimizin telleri titremeli.
Toplumun psikolojisini sarsıp, umutsuzluk virüsü bulaştırmak isteyenler var…
Bu “Domuz Gribi”nden bin kat tehlikeli.
Topluma ümit sunacak, yürek insanları gerek.
Onları arayıp bulacağız İnşAllah…