Gençlerin iş dünyasına katılımı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni düzenlemesiyle birlikte 2019-2020 eğitim ve öğretim dönemi bugün itibariyle başlıyor.
Ülkemizin hem bugünü hem de geleceği olan genç neslin eğitimi konusunda yapılması gereken ne varsa, herhangi bir bütçe kısıtlamasına gidilmeden ancak israfa da kaçmadan yapılması gerekir.
Gençlerin donanımlı olması ve eğitim süreci sonrasında üretime katılması ülkemizin geleceğini etkileyeceği gibi, bugününü de etkilemektedir.
Gençlerin eğitim süreçlerinin ardından iş hayatına geçişleri, gençlerin en önemli sorunları arasındadır.
TÜİK’in açıkladığı iş gücü istatistiklerine göre genç işsizlik oranının mayıs ayında %23,3 seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz.
***
Hafta sonu Türkiye’nin önde gelen gençlik sivil toplum kuruluşlarından oluşan “Gençlik Kuruluşları Birliği”nin organize ettiği Gençlik Zirvesi’ne katıldım.
Zirvede “Gençlerin Ekonomiye Etkileri ve Girişimcilik” üzerine bir sunum gerçekleştirdim. Sunumun ardından oturum başkanlığını yürüttüğüm aynı başlıkta bir çalıştay gerçekleştirdik.
Zirve kapsamında ayrıca “Gençlerin İş dünyasına Katılımı ve İş Ahlakı, Gençlik Yapılanmalarının Siyasete Etkisi ve Türkiye Gençlik Politikaları, Gençliğin Enerjisi ve İnsani Yardım Hareketleri, Yeni Medya Teknolojisi ve Gençlik Hareketleri” konuları da tartışıldı.
Güncel siyasi meselelerden uzaklaşarak “Türkiye’nin Geleceği” için oluşturulan zirve oldukça önemliydi.
Küresel sistemin dönüştüğü böylesi bir dönemde nitelikli gençlerin yetiştirilmesi ve üretime katılımlarının sağlanması için bu tür çalışmaların artırılması gerekir.
Böylesi bir dönemde (seçimsiz 4 yıl) bu zirve oldukça önemliydi.
***
Zirvede yaptığım sunumu hazırlarken birçok istatistikî veriyi inceleme imkânı buldum.
Bu verilerden benim için en önemlileri, yukarıda da belirttiğim gibi gençlerin eğitim sürecinin ardından iş dünyasına katılımı noktasıydı.
Bu konuda TÜİK’in “Gençlerin İş Dünyasına Geçişi” raporunda oldukça dikkat çekici bilgilere rastladım.
Bunlardan bazıları şu şekilde;
Rapora göre, 15-34 yaş grubundaki gençlerin tüm eğitim düzeylerinde ilk olarak girdikleri işler genellikle ücretli, maaşlı veya yevmiyeli çalışma olduğu görülüyor.
Ancak bu bilginin devamı da bir o kadar dikkat çekici. Çünkü mezun olduktan sonra girilen ilk işin genellikle geçici olduğu tespit edilmiş.
Bu durumun özellikle özel sektörün yeni mezun olan gençleri işe almada çekingen davranmalarına neden olduğu söylenebilir.
Çünkü yeni mezun bir genç, eğitim sürecinde iş tecrübesi yoksa (staj, yarı zamanlı çalışma yapmamışsa) girdiği ilk iş yerinde tecrübe kazanmaya başlamaktadır.
Bu da işletme için dezavantaj haline gelmektedir. Çünkü ilk iş yerine tecrübe kazanan genç devamında rakip firmaya geçerek kariyerini sürdürmektedir.
Bu durum gençlerin iş dünyasına katılımı için önemli bir etkendir.
Bu bağlamda düşünülerek Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumları Başkanlığı ortaklığında stratejik bir plan hazırlanması gerekmektedir.
Gençlerin eğitim süreçlerinde iş dünyasına hazırlanmaları konusunda kamu-üniversite-iş dünyası koordinasyonunu artıracak çalışmalar yapılmalı ve uygulanması konusunda sıkı bir takip yapılmalıdır.
***
İşsizliğin azaltılması ve istihdamın daha hızlı artırılması, girişimciliğin artmasıyla doğru orantılıdır.
Rapordaki dikkat çekici bir diğer husus; Türkiye işgücü piyasasında 15-34 yaş arası nüfusun eğitimden sonra ilk iş olarak işveren olma oranının oldukça düşük olmasıdır.
Gençlerin okuldan ayrıldıktan sonra işveren olma oranı %1,3 olarak tespit edilmiş.
Eğitimin gençler arasında girişimcilik eğilimi üzerine pozitif bir etkisi olduğu genel kabul görmesine rağmen 4 yıllık yükseköğretim ve üzeri bir diplomaya sahip olan bireylerin ancak %2’sinin mezun olduktan sonra işveren olduğu belirlenmiştir.
Bu durum eğitim düzeyi yüksek olmasına rağmen deneyimsiz bireylerin girişimci olma eğilimlerinin düşük olduğunu göstermektedir.
Eğitim seviyesi artıkça kendi hesabına çalışma oranı düşmektedir. Nitekim, lise altı eğitime sahip olanlar arasında ilk işte kendi hesabına çalışma oranı %5,3 iken, 4 yıllık fakülte veya üzeri eğitime sahip olanlar arasında %2,2’dir.
***
İstatistikî veriler politika üretme konusunda en önemli yardımcımızdır.
Gençlerin eğitim süreci sonrasında iş dünyasına katılımı için yukarıda belirttiğim gibi kamu-üniversite-iş dünyası iş birliğinin artırılarak gençlerin eğitim sürecinde iş dünyasıyla tanışmalarının sağlanması gerekiyor.
Aksi takdirde en önemli gücümüzün atıl kalması geleceğimiz kadar bugünümüzü de olumsuz etkileyecektir.