Gençlerimiz ve Siyasi Geleceğimiz
Siyasetin gündemi ile ilgili olarak takip ettiğimiz bütün gelişmeler bizimle ilgilidir. Zira siyasetin odağında insan, hedefinde iktidar olmak vardır. Genelde akraba veya dost ortamlarında siyaset söz konusu olduğunda hepimizin söyleyeceği birçok sözü olur.
Siyaseti bu kadar cazip hâle getiren iki neden vardır. Bunlardan birincisi,
bizimle ilgili olduğu içindir, ikincisi, toplumun her kesimi tarafından bu
kadar tartışılabilir olmasındandır. Burada önemli olan siyasetin ehil ellerde olmasıdır.
Peki, Türkiye’de
siyaset ehil ellerde midir? Bu soruya en doğru cevabı mevcut iktidarı önceki
dönemlerle kıyaslayarak anlayabiliriz. 2003 öncesini yaşayan her vatandaşımız, elini
vicdanına koysun ve şu soruları kendisine sorsun. Sağlıkta, ulaşımda, savunma
sanayisinde, ekonomide, temel hak ve özgürlüklerin kullanımında ve daha birçok
alanda Türkiye neredeydi şimdi nerededir?
Ancak 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra, bazı masum insanların haksızlığa
uğradığını çokça duyuyoruz. Bu elbette çok acı bir şeydir ama süreç içinde bu
haksızlıklar tespit edildikçe adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Nitekim
birçok insan masum oldukları anlaşılınca görevlerine iade edildiği hepimizin
gördüğü gerçeklerdir.
Ancak toplumda öyle bir algı oluşturmaya
çalışıyorlar ki, sanki Türkiye diktatörlükle idare ediliyor. Bunun için tek
adam rejimi deniliyor, diktatör deniliyor şu deniliyor bu deniliyor. Bundan
birkaç ay önce Amerikalı bir gazeteci, muhalefetin bu tür iddialarını örnek
göstererek: ‘’Bu iddialar hakkında ne
düşünüyorsun?’’ diye sormuştu. Bende ona: ‘’Peki, bu nasıl bir diktatörlük ki bu kadar eleştiriyi rahatça yapabiliyorlar?’’
Diye cevaplayınca, arkadaş önce bir duraksadı sonra: ‘’Evet gerçekten burada bir çelişki var’’ demişti.
Demem o ki, darbe girişimleriyle amaçlarına ulaşmayan güçler ve onların
içimizdeki uzantıları bu tür algı operasyonlarıyla amaçlarına erişmek
istiyorlar. Özellikle seçtikleri hedef kitle gençlerdir. Çünkü 2003 öncesini
yaşamamış gençleri manipüle edebileceklerine inanıyorlar.
Bu bakımdan gençlerle doğru bir iletişim kurmak suretiyle önce onları
sabırla dinlemek lazım. Sonra mümkün olan en kısa ve en sade ifadelerle
zihinlerindeki sorularını tek tek cevaplamak gerekir. Kendi kişisel tecrübemden
biliyorum ki, gençlerle doğru bir iletişim kurulursa olumlu sonuçlar
alınacaktır.
Ancak konuştuğum bütün gençlerde bir gelecek kaygısı taşıdıklarını da
belirtmem gerekir. Özelikle iktidar, gençlerimizin gelecek kaygılarını giderecek
ekonomik bir takım adımlar atmalıdır. Ayrıca bazı gençlerimiz gerçeğe
dayanmayan yanlış algılarla özgürlüklerinin ellerinden alınacağının endişesini
taşıyorlar. Bu endişelerin giderilmesi için doğru iletişim stratejileri
geliştirilmelidir.
Sonuç
Türkiye’nin siyasi geleceği gençlerin ellerinde şekillenecektir. Bu
bakımdan sorumluluğumuz oldukça büyüktür. Ülkemiz çok zor bir coğrafyada varlığını
sürdürme mücadelesi verirken, bizlerde gençlerimizle birlikte doğruları
çevremizle paylaşarak bu mücadeleye ortak olmalıyız.
Gençlerimiz, eski Türkiye’ye bakarlarsa, dünün despot ve rüşvetçilerinin
bugün başımıza özgürlük ve dürüstlük abideleri kesildiklerini göreceklerdir. Hâlbuki
bu uğursuz zihniyetin neden olduğu fenalıkları saymakla bitiremeyiz.
Gençlerimize, geçmişin tecrübelerini kendi enerjileriyle, çağın
imkânlarıyla buluşturacak yeni ufuklara yönelmelerine yardımcı olmalıyız. Bunu başarabilirsek, Türkiye’nin siyasi
geleceğini gençlerimizin kuracaklarına kesinlikle inanıyoruz.
İletişim: [email protected] twiter: @MehmetB778849685