Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
35.99
Gram Altın
3014.03
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Eylül 2021

Gençlerimiz ve Siyasi Geleceğimiz

Siyasetin gündemi ile ilgili olarak takip ettiğimiz bütün gelişmeler bizimle ilgilidir. Zira siyasetin odağında insan, hedefinde iktidar olmak vardır. Genelde akraba veya dost ortamlarında siyaset söz konusu olduğunda hepimizin söyleyeceği birçok sözü olur.

Siyaseti bu kadar cazip hâle getiren iki neden vardır. Bunlardan birincisi, bizimle ilgili olduğu içindir, ikincisi, toplumun her kesimi tarafından bu kadar tartışılabilir olmasındandır. Burada önemli olan siyasetin ehil ellerde olmasıdır.

Peki, Türkiye’de siyaset ehil ellerde midir? Bu soruya en doğru cevabı mevcut iktidarı önceki dönemlerle kıyaslayarak anlayabiliriz. 2003 öncesini yaşayan her vatandaşımız, elini vicdanına koysun ve şu soruları kendisine sorsun. Sağlıkta, ulaşımda, savunma sanayisinde, ekonomide, temel hak ve özgürlüklerin kullanımında ve daha birçok alanda Türkiye neredeydi şimdi nerededir?

Ancak 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra, bazı masum insanların haksızlığa uğradığını çokça duyuyoruz. Bu elbette çok acı bir şeydir ama süreç içinde bu haksızlıklar tespit edildikçe adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Nitekim birçok insan masum oldukları anlaşılınca görevlerine iade edildiği hepimizin gördüğü gerçeklerdir.

Ancak toplumda öyle bir algı oluşturmaya çalışıyorlar ki, sanki Türkiye diktatörlükle idare ediliyor. Bunun için tek adam rejimi deniliyor, diktatör deniliyor şu deniliyor bu deniliyor. Bundan birkaç ay önce Amerikalı bir gazeteci, muhalefetin bu tür iddialarını örnek göstererek: ‘’Bu iddialar hakkında ne düşünüyorsun?’’ diye sormuştu. Bende ona: ‘’Peki, bu nasıl bir diktatörlük ki bu kadar eleştiriyi rahatça yapabiliyorlar?’’ Diye cevaplayınca, arkadaş önce bir duraksadı sonra: ‘’Evet gerçekten burada bir çelişki var’’ demişti.

Demem o ki, darbe girişimleriyle amaçlarına ulaşmayan güçler ve onların içimizdeki uzantıları bu tür algı operasyonlarıyla amaçlarına erişmek istiyorlar. Özellikle seçtikleri hedef kitle gençlerdir. Çünkü 2003 öncesini yaşamamış gençleri manipüle edebileceklerine inanıyorlar.

Bu bakımdan gençlerle doğru bir iletişim kurmak suretiyle önce onları sabırla dinlemek lazım. Sonra mümkün olan en kısa ve en sade ifadelerle zihinlerindeki sorularını tek tek cevaplamak gerekir. Kendi kişisel tecrübemden biliyorum ki, gençlerle doğru bir iletişim kurulursa olumlu sonuçlar alınacaktır.

Ancak konuştuğum bütün gençlerde bir gelecek kaygısı taşıdıklarını da belirtmem gerekir. Özelikle iktidar, gençlerimizin gelecek kaygılarını giderecek ekonomik bir takım adımlar atmalıdır. Ayrıca bazı gençlerimiz gerçeğe dayanmayan yanlış algılarla özgürlüklerinin ellerinden alınacağının endişesini taşıyorlar. Bu endişelerin giderilmesi için doğru iletişim stratejileri geliştirilmelidir.

Sonuç

Türkiye’nin siyasi geleceği gençlerin ellerinde şekillenecektir. Bu bakımdan sorumluluğumuz oldukça büyüktür. Ülkemiz çok zor bir coğrafyada varlığını sürdürme mücadelesi verirken, bizlerde gençlerimizle birlikte doğruları çevremizle paylaşarak bu mücadeleye ortak olmalıyız.

Gençlerimiz, eski Türkiye’ye bakarlarsa, dünün despot ve rüşvetçilerinin bugün başımıza özgürlük ve dürüstlük abideleri kesildiklerini göreceklerdir. Hâlbuki bu uğursuz zihniyetin neden olduğu fenalıkları saymakla bitiremeyiz.

Gençlerimize, geçmişin tecrübelerini kendi enerjileriyle, çağın imkânlarıyla buluşturacak yeni ufuklara yönelmelerine yardımcı olmalıyız. Bunu başarabilirsek, Türkiye’nin siyasi geleceğini gençlerimizin kuracaklarına kesinlikle inanıyoruz.

İletişim: [email protected] twiter: @MehmetB778849685