Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.59
Gram Altın
2958.42
BIST 100
9916.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Ekim 2013

Gençler neden akademisyen olmak istiyor?

Sözümüz eskinin bir gecede ordinaryüs profesör olan şahıslara değil tabii. Siyasi erkin sınavsız sualsiz, kişinin fikri yapısını göz önünde bulundurarak liyakate dikkat edilmeksizin verdiği ünvanlara da... Sözgelimi, lise mezunu olduğu halde profesör yapılanların kendilerine verilen bu payeyi nasıl kabul edebildiklerini sorgulayacak da değiliz.

Gerçi akademisyenlik bir meslek midir, hangi kategoriye dahil edilmelidir konusu tartışılabilir. Mevcut durum ve ideal biçem mukayesesi yapılabilir.

Ancak akademisyenliğin zor ve meşakkatli olduğu, uzun soluklu bir süreç olduğu bir gerçek. Bu sebeple akademisyenlik, diğer mesleklerden daha fazla sevgi ve adanmışlık duygusuna ihtiyaç duyar.

Hedefteki akademik titrleri elde edinceye kadar geçen süreç sancılı ve sıkıntılı. Girilmesi gereken sınavlar, hazırlanması gereken tezler, yapılması mecbur araştırmalaru2026

Akademisyenliğin bu meşakkatli yolu nedense taliplerini caydırma gibi bir etki oluşturmaktan uzak görünür. Hiç azalmayan orandaki gönüllüler, kütüphane tozu yutmaya pek de iştiyaklı gibidirler!

Eskiden çoğunlukla erkek öğrencilerin veya toplumun güzellik kriterlerine çok da uygun görünmeyen kızların tercih ettikleri akademik kariyere bugün pek de alımlı kızların rağbet etmesi bir tesadüf değil.

Kadın akademisyenlerin çoğunun bekar/boşanmış olması, erkeklerin yoğun ve sürekli bir tempoda çalışma zorunluluğu bulunan bu kadınlarla evlenmekten kaçınmaları sonucu belirleyen önemli bir etmendi kuşkusuz.

Lakin, günümüz modern dünyasının evliliği geri plana atan, kariyer ve itibarı ön plana çıkaran şekillendirmesi akademik dünyayı kızlar için daha cazip hale getirmeyi başardı. Evliliği ancak otuzlu yıllardan sonra düşünmeye başlayan, daha çok da vakit geçmeden çocuk sahibi olmak için isteyen kadınlar için akademik dünya artık daha tercih edilesi.

Üstelik cazibenin, mevcut kadrolardaki erkek egemen hoca kadrosunu etkilemek için kullanılması işi kolaylaştıran bir unsura dönüşmüş durumda. Karar mekanizmasının soğuk, rekabetçi, savaşçı erkek öğrenciler yerine sıcak, uzlaşmacı, alımlı kız öğrencileri yönünde görüş beyan etmesi hiç şaşırtıcı görünmüyor.

Hal böyle olunca da gelecekte kadınların daha baskın oldukları bir akademik kadronun ortaya çıkması muhtemel. Kız öğrencilerin de artık bu işe erkek öğrenciler kadar hevesli olmaları ortaya yeni rekabetler çıkardığı gibi seçiciliğin artması, çıtanın yükseltilmesi sonucunu da çıkarıyor.

Akademik alana heves edenlerin öncelikle ilme sevdalı, kitaplara aşık, araştırma ve incelemeyi seven, bağımsız düşünceye sahip kişiler olması bir gereklilik. Sorgulayıcı ve üretici yönleri olmayanların bu işe hiç heves etmemelerini söylemeye gerek bile yok! Toplum fikriyatına katkıda bulunma potansiyeli olmayanların akademik kadroyla temas etmelerinin engellenmesi, üniversitelere olduğu kadar millete hizmet etme açısından da önemli.

Akademik yolun engebeli olmasına ve zorluğuna karşılık rağbetin artmasını dikkatle incelemek lazım. Yeni neslin idealden uzaklaşmasına, kolaycılığı tercih etmesine rağmen böyle uzun ve meşakkatli bir adanmışlık yoluna gönüllü olmaları bir tenakuz hali gibidir. Emek vermeden yemek, çalışmadan kazanmak isteyen yeni neslin zora talip olması akıllarda soru işaretleri oluşturur.

Tercihlerin temelinde ülkenin entelektüel dünyasına katkıda bulunmak, zihinsel anaforlarıyla düşünceleri harekete geçirmek gibi bir amaçları olmadığı ortada. Üstelik işin en üzücü tarafı böylesi gençlerin, toplumların beyni olması gereken akademik kadrolara sızarak ülkelerinin düşünce merkezlerini iğdiş ettiklerini bile fark etmemeleri!

Yazık ki çoğu gencin buna heves etmesinin arka planında isminin yanına akademik etiketleri ekleyerek kişisel güç ve saygınlık kazanma arzusu yatmaktadır. Babadan dededen yahut Mısır'daki rahmetli haladan kalacak hatrı sayılır bir mirasa konma ihtimalleri bulunmayan muhteris gençlerin, sınıf atlamak için önünde tek seçenek bulduğu bu dünyayı kişisel hırslarına peşkeş çekme isteğinden başka bir şey değildir...

Twitter.com/sabihadogann