Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Ekim 2015

Genç Kardeşlerime Bazı Tavsiyeler

Sevgili genç kardeşlerim, yaşı kırka dayanmış bir ağabeyiniz olarak size birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. Yazacaklarım şahsımın ve çevremdeki bazı insanların kendi hayatlarında tecrübe ettikleri birkaç meseleden ibarettir. Eğer şu an liseyi bitirme ve üniversiteye hazırlanma çağında iseniz; seçeceğiniz üniversite ve bölümü iyi tetkik ediniz. İktisat, Kamu Yönetimi, İşletme gibi çok sayıda mezun veren, mezun olunduğunda hem "çok şey olunan" hem de "hiçbir şey olunmayan" bölümleri ya özel sektörün güçlü olduğu büyükşehirlerde, markalı üniversitelerde okuyunuz ya da Anadolu'da herhangi bir şehre, alelade bir üniversiteye bu bölümleri okumak için gitmeyiniz. Tercih edeceğiniz bölümün sizi direkt meslek sahibi yapmasına özen gösteriniz. Öğretmen, hemşire, teknisyen, doktor, muhasebeci vs vsu2026 Saydığım bölümlerde okumaksa niyetiniz, bulunduğunuz ilde bir işletmede çalışmaya başlayarak yani hayatın içinde bizzat tecrübe sahibi olarak İşletme, İktisat gibi bölümleri açıktan tamamlayınız. Bu arada işinizde tecrübe sahibi olmuş, hayata erken başlamış olursunuz. Akademik açığınızı daha sonra MBA yaparak kapatabilirsiniz. Üniversite elbette sadece meslek sahibi olmak için okunmaz ama işin önemli kısmını bu boyut oluşturur.

Arapça, Farsça ve Osmanlıca Öğrenebilsek?

Türkçe zaten anadilimiz. Türkçe'yi güzel kullanabilmenin yanında bir de medeniyet dillerimiz olan Arapça, Farsça ve Osmanlıca'ya hakim olabilsek ne güzel olur! Modern eğitim sistemi yıllarca bir öğrenciyi esir alıyor bir tane dahi olsa yabancı dil öğretemeden salıveriyor hayatın içineu2026 Oysa ki en basitinden lise sona gelene kadar bir çocuk iki yabancı dili öğrenebilse hakkıylau2026 Hele de medeniyet dillerimiz olan Arapça, Osmanlıca, Türkçe, Farsça hakkıyla öğretilebilse. Türkiye Tanzimat'tan bu yana yüzünü Batı'ya döndü, eğitim sistemini de bürokrasisini de Batılı metod ve hedeflere yöneltti. Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Latince, İspanyolca öğretildi ama Arapça, Farsça, Osmanlıca öğretilemedi insanımızau2026 Geçmişini inkar eden geleceğine güvenle bakamaz. Çocuklarımız ve dahi bizler dedelerimizin yazdığı yazıları okuyamıyor, anlayamıyoruz. Kültür körlüğü, asimilasyon, kopuş ve her şeyden kötüsü kendi kendini hançerlemek bu olsa gerek. Aşağılık kompleksine kapılmış aydınlarımız gevurun dilini yıllarca dikte ettiler topluma ama kendisinden bir kuşak evvel ki ilim adamlarının yazdıklarını okuyamaz hale geldiler, başka türlü bir cehaletle karşı karşıya kaldılar. Bir de utanmadan büyük bir aptallıkla bununla gurur duydular. Oysa ki sadece Süleymaniye Kütüphanesi'nde binlerce eser bugünün diline kazandırılmayı bekliyor garip ve mahsun bir şekilde. Farsça, Arapça ve Osmanlıca'ya hakim bir birey bunlara vakıf olmakla sadece dil öğrenmiş olmaz, eğer gayret ederse binlerce yıllık tarihin, bölgede hüküm sürmüş yüzlerce yıllık birkaç imparatorluğun, kadim bir medeniyet havzasının insanlığa armağan ettiği zengin mirası değerlendirebilecek güce erişir. Böylesi bir güç ise bir araya geldiğinde dünyanın bütün mevcut emperyal güçleri karşısında yeniden saflarını sıklaştıran bir Ortadoğu, bir Avrasya, bir Ön Asya bir ümmet demektir! İşte konu böylesine önemli, böylesine hassastır!

Üsküdar'da Bir Sahaf, Bu Sahaf da Bir Tuhaf!

Kırkambar'daydım geçtiğimiz Cumartesi günü, yani Üsküdar'da. Kırkambar Üsküdar Toptaşı'nda güzel bir sahaf. Yok yok, herşey var. Ama tıklım tıklım olması gereken dükkanlar listesine sahaflar henüz dühul eylemediklerinden beklenen müşteri kalabalığı maalesef yok. Benim gibi birkaç meraklı kitapların arasında kaybolmuş, kendinden geçmiş vaziyette kitapların tozlu sayfalarında geziniyoru2026 Hem fiyat hem çeşit bakımından benim gibi kitap konusunda maymun iştahlı birisi için ziyadesiyle uygun bir yer Kırkambaru2026 Bir de kitapları tasnif etmişler büyük ölçüde, yerli edebiyat ayrı bir yerde, fikir kitapları ayrı, tarih kitapları ise başka raflarda yerlerini almışlar. Tuhaflıkları ise fazlasıyla iyi niyetli olmaları. Olaya salt ticaret gözlüğü ile bakmıyorlar. Kırkambar sadece bir ticari işletme değil bir kültür mekanı aynı zamanda. Ne zaman uğrasam illa ki birileri edebiyat ve edebiyatçılar üzerine sohbet ediyorlar. Kitap kurtlarına tavsiye olunur. Mutlaka yolunuzu düşürün ve alışveriş yapın, hem ticari, hem de kültürelu2026

Televizyonda Küfür Keyfi!

Ak Parti ve Erdoğan düşmanlığında ittifak etmiş bazı kimseler ya da çevreler meşru eleştiri düzleminden sıyrılarak edep dışı davranışlarıyla ve galiz söylemleriyle iktidara ve Erdoğan'a veryansın ediyorlar. Geçen akşam bunlardan bir kaçı Halk TV'de toplanmış, kadınlı erkekli kalabalık bir stüdyo seyircisi karşısında kadın organlarını hedef alan küfürlerle seyirciye "yüksek kültür ürünü"! mesajlar sunuyorlar, kadın seyirciler de hiç arlanmdan bunları alkışlıyor! Kadın hakları, feminizm, kadının onuru filan diyerek yeri göğü yırtan tipler Yaşar Nuri'nin, Müjdat Gezen'in küfürlerini duydukça kendilerinden geçiyorlar adeta. Hadi Müjdat Gezen için normal artık böyle şeyler de, Yaşar Nuri gibi ilim adamı olduğu iddiasındaki bir insana hiç yakışmadı, ama hiç! İyice zıvanadan çıkmışlar!

Entegre Muhafazakar!

Yazar Vedat Özcan'ın bir kitabı var: "Entegre Muhafazakar". Kitap, muhafazakar sermaye ve siyasetin bugün gelinen noktada bir röntgenini çekiyor. 60'lı yıllarda dava şuuru ile yola çıkan bir hareketin temsilcilerinin bugün durdukları nokta ince bir eleştiriye tabi tutuluyor. "Takva" ve "imaj", "dava" ve "samimiyet" ilişkileri eko-politik ve sosyolojik ilişkiler çerçevesinde sorgulanıyor. Muhafazakarlığı anlamak isteyenler için önemli bir çalışma. Tavsiye olunur.