Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.59
Gram Altın
2958.42
BIST 100
9916.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Nisan 2020

Genç evlilik mağdurlarını anlamak!

İsmini hatırlayamadığım bir filmde başrol ağlıyordu. Sanırım ağlamaklı ses tonuyla söylenen müzik Kürtçeydi. Doğrusu benim de duygumu okşayıp gözlerimi yaşartmıştı. Diğer kişi sordu; neden ağlıyorsun, anlamıyorsun ki? Başrolün verdiği cevap aklıma kazıldı. Ağlamak için anlamak mı gerek?

Gerçekten ağlamak için anlamak, anlamak için yaşamak mı gerekti?

3 bin aileyi etkisi altına alan, gözyaşlarının gökleri ve yürekleri parçaladığını görmemek için insanın kör ya da sağır olması gerekir

Geçmişe yönelik yaşanan her düşünce insanın travmalarını gün yüzüne çıkarabilir. Hele de suç kızartıcı suç olarak önüne konulursa, telafisi mümkün olmayan sorunlar yaşatabilir.

2020 yılında yaşayıp 2011 yılında yapılan, hem de devlet yetkilisinin imzası ile meşrulaştırılan nikâhın suçlusu acaba kim?

9 yıllık eşinin tecavüzcüsü olmak, dünyaya gelmesine vesile olduğu çocuklarının tecavüz çocuğu olarak nitelenmesi ne kadar ahlaki?

Nice sıkıntılı zor günleri aşarak çoluk çocuğa karışan, hayatlarını tam düzen koymuşken hapislere atılan kardeşlerimizin ne suçu olabilir?

Tacizciler ile beraber kapalı ceza evinde yatmaları da hangi aklın ürünü?

Hele de dışarıda kalan parçalarının acılarına, çocuklarının gözlerindeki acıya hangi yürek dayanabilir?

Kadın dernekleri acaba neden bu acılı kadınların sesini duymaz?

Kadın dernekleri dedim de, neden biz insanları kadın ve erkek olarak parçalarız ki?

Sonra da eşitlik vermeye çalışırız. Kadın olmazsa erkek, erkek olmazsa kadın olur mu?

Kadını erkeğe eşitlemek kadına yapılan en büyük zulüm değil mi?

Kadını mutlu olmayan erkek, mutlu olur mu?

Kadın ve erkek beraber aile kurmazsa toplum diye bir şey kalır mı?

Kadınsız bir dünya düşünülemediği gibi erkeksiz dünya da mümkün değildir. Ezilen, yok olan kadın ya da erkek değil, insanlıktır.

İnsanın haklı davasında haksız duruma düşmesi, ayrımcılık yapmanın sonucu değil midir?

“Mücadele kazandırır” demişti Kadın Dernekleri Başkanı Canan Güllü hanım. Elbette haklı mücadele kazandırır. Haklı mücadele ayırmaz, parçalamaz. Birbirine muhtaç olan kadını ve erkeği düşman haline getirmez. Söylemlerine ve eylemlerine dikkat ettirir.

Yıllarca yazılarım sözünde ve özünde doğru olanların, istikamet üzere hareket edenlerin, içinden geçirenleri bir bilenin olup, her yaptığından tek tek sorguya çekileceğini bilenlerin, hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olacaklarını, dünyada da cenneti yaşayacakları üzerinedir.

Doğrular bilinir ve yaşanırsa yanlışların bize zarar vermeyeceğine inancımı, hem dilime hem de kalemime söyletirim. Bilirim ki Rahman rahmetini bu dünyada verendir. O’na teslimiyetim güvenimdendir. Bilirim ki; “Güvendiğim dağlara kar yağdı” denmesi yanlış adresten istenmesindendir.

İstanbul sözleşmesi kimilerine göre kurtarıcı, kimilerine göre de aileleri yıkıcıdır. Yaşananlar, görülenler odur ki, sönen onca ocaklar, ölümün acısını yaşayan onca canlar olmuştur. Şiddete uğranmaması için yapılan kanunlar ters tepki yapmıştır. Araştırmalar da bunun göstergesidir.

Gerçi araştıranlar da olaya kendi gözlükleri ile bakmakta, ellerinden tuttuklarını örnek olarak göstermektedir. Lakin acı bir gerçek vardır ki, gelecek nesillerimizi kurban ettiğimizdir.

Büyükler “bekâra karı boşamak kolaydır” demişlerdir. Acı çekenlerin dertlerine uzaktan şahit olmak, ellerinden tuttuk derken yalnızlığın, geçim sıkıntısı içinde bırakmak da vardır.

Mağduriyetler hem kadın tarafından hem de erkek tarafından yaşanmaktadır. Bunu da ancak mağdur rolünden çıkıp haklı eyleminde, yaptıkları aşırılıklarla haksız duruma düşmemekle olacaktır.

Öncelikle Rahman olan Allah’a el açıp anlamasalar da aynı acıyı yaşamasalar da, söz ve yetki sahiplerinin gözyaşları akıtmalarını dilemektir.

Haklı mücadelenizde her ne kadar sizin kadar acı çekemiyorsak da yüreğimizde hissediyor, dualarınıza dualarımızı ekliyoruz.

Ya Rahman! Ölümün soğuk nefesini hissettiğimiz şu günlerde yapılan yanlışlıklara, geç kalmadan “dur” diyecek iz‘an nasip et yetkili ve etkili kişilere... Amin.