Dolar (USD)
34.47
Euro (EUR)
36.23
Gram Altın
2952.96
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Ağustos 2023

​Geleceğimize miras

“Biz insanı en güzel biçimde yarattık” (Tîn; 4) diye ferman eyleyen Mevla’mız o insanın da içinde bulunduğu bu âlemi “Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.” (Kamer; 49) ilahi bildirisi ile bir düzen, ahenk ve ölçü içinde yaratmış ve “Allah’ın, göklerde ve yerde bulunan şeyleri hizmetinize verdiğini, nimetlerini gizli ve açık olarak önünüze bolca serdiğini görmez misiniz? İnsanlardan öyleleri vardır ki bir bilgi, bir rehber ve aydınlatıcı bir kitap olmadan Allah hakkında tartışmaya kalkışırlar.” (Lokmân; 20) ayetiyle de bildirildiği gibi insanın emrine vermiştir.

Dünya üzerinde yaşamın sürdürülebilmesi için en değerli varlığımız çevremizdir. Bu çevre bize verilmiş bir emanettir aslında. O emanetleri kollamak ve korumak da bizim en önemli görevlerimizden birisidir. Bu bilinçle çevreye bakan insan bu güzelliklerden dolayı da Allah’a şükreder ve onu koruma sorumluluğu içinde hareket eder. “O sizi yerden var etti ve size orayı mâmur hale getirme görevi verdi. O halde O’ndan mağfiret isteyin; sonra O’na tövbe edin. Şüphesiz rabbim yakındır, duaları kabul eder.” (Hûd; 61) ayetiyle de sabit olduğu gibi bu insana yüklenmiş ilahi bir görevdir.

Çevreye emanet gözüyle bakmayan insanoğlu o güzellikleri hoyratça harcar ve zayi eder. Ne yazık ki, doğal kaynaklarımızın tükenmesi, iklim değişikliği ve çevre kirliliği gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Bu noktada, çevre bilinci kavramı önem kazanıyor. Çevre bilincinin ne olduğunu anlamak ve neden her bireyin bu konuda sorumluluk taşıdığını kavramak gerekmektedir. Bu sorumsuzluğun bedelini tüm insanlık birlikte ödemektedir. Bunu da Yüce Mevla2mız bize ayetleriyle bildirmektedir. “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rûm; 41)

Bu dünyada bizden başka canlıların da haklarının olduğunu unutmamalıyız. Sadece kendimizi değil gelecek kuşakları da düşünmeliyiz. Çevre bilinci, doğal kaynakları koruma, sürdürülebilir yaşam ve gelecek nesillere temiz bir dünya bırakma anlayışını içerir. Günümüzde hızla tükenen ormanlar, kirletilen denizler ve artan hava kirliliği gibi sorunlar, insanların çevre bilincine daha fazla ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Çevre bilinci, sadece bireysel düzeyde değil, aynı zamanda kurumlar, işletmeler ve hükümetler tarafından da benimsenmelidir. Çevreyi kirletmek sadece çevreye karşı işlenmiş bir kötülük değil, aynı zamanda o çevreyi birlikte kullanan canlılara karşı işlenmiş bir suçtur. İnsanın en başata sorumlu tutulacağı kul hakkıdır.

Her birey, günlük hayatında basit adımlarla çevre bilincini yaşatabilir. Elektrik ve su tasarrufu yapmak, geri dönüşümü teşvik etmek, plastik kullanımını azaltmak gibi adımlar, büyük etkiler yaratabilir. Aynı zamanda, sürdürülebilir ürünleri tercih etmek ve çevre dostu seçimler yapmak da çevre bilincinin bir parçasıdır. Çevreyi temiz tutmak ve korumak dini ve ahlaki bir görevdir. “Temizlik imanın yarısıdır” (Müslim, Taharet,1) buyuran Peygamber Efendimiz bu gerçeğe dikkat çekmiştir.

Eğitim de çevre bilincinin yaygınlaşmasında kilit rol oynar. Okullarda ve topluluklarda çevre konularında farkındalık yaratmak, gelecek nesilleri çevre konusunda bilinçli bireyler olarak yetiştirmek açısından önemlidir. Ayrıca, hükümetler ve işletmeler de sürdürülebilir politikalar ve uygulamalar geliştirerek çevre dostu bir gelecek için öncü olmalıdır.

Peygamberimiz bir gün;

-Hoş karşılanmayan iki şeyden sakının! Buyurdu. Sahabe:

-O iki şey nedir? Diye sordu. Hz. Peygamber de;

-İnsanların yolunu ve gölgelendikleri yeri kirletmektir, Diye cevap verdi. (Müslim, Taharet,68)

Çevre bilinci geleceğimizi şekillendirecek en önemli unsurlardan biridir. Hepimizin bu bilinci yaşatma ve yaygınlaştırma sorumluluğu vardır. Küçük adımların büyük değişimlere dönüşebileceği unutulmamalıdır. Temiz bir dünya ve sağlıklı bir çevre için harekete geçmek, gelecek nesillere en değerli mirası bırakmaktır.