Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Haziran 2024

Geçmişi özlem ve modern hayat çıkmazı

Günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişmeler hız kesmeden ilerliyor. Özellikle çevremize baktığımız zaman hayatımızı kolaylaştıran pek çok farklı teknolojik ürüne rastlamak mümkündür. İşte bu teknolojik aletler insanı adeta esir almış durumundadır.

Toplumda, bunalan sıkılan depresyona giren, mutsuz olan, insanlar, mutluluğu arkadaşlarıyla değil internet ve akıllı telefonlar sayesinde sosyal mecralardaki çakma arkadaşlarıyla paylaşır oldular.

Bireysel olarak toplumdan uzaklaşan insanlar, yalnızlık sarmalı içinde debelenip durmakta ve yaşadığı hayatta, mutlu olabilmek için maddi olarak AVM’lerde tüketen bir toplum, haline geldik maalesef.

Aslında biz eskiden böyle değildik. 1980’li yıllarda babamın memur olması münasebetiyle Anadolunun küçük bir ilçesinde yaşarken, mahalledeki komşularımız değer yargılarına önem veren, candan insanlardı. Leb demeden leblebiyi anlayan kal ehli değil, hal ehli insanlardı.

Yemeğin kokusu komşuya gitmiştir diye bir tabak yemek gönderen nesilden, görgüsüzce yediğini sosyal medya mecralarında poz vererek paylaşan bir nesile döndük. Şimdilerde böyle komşuları mumla arar olduk. Yaz aylarında esnafın yanında çalışır bir meslek öğrenirdik.

Aslında biz bilmeden hayatın içinde büyümüşüz, aile ekonomisine katkıda bulunmuşuz, toplumsal dayanışmayı mahallede, doğruyu yanlışı büyüklerimizden öğrenmişiz. Eski eski de kaldı o günler birer nostalji olarak bizim anılarda kaldı artık.

Şu an da yaşadığımız evlerimiz; saatlerce birbirini görmeyen aile fertleri yan yana oturmalarına rağmen hepsinin elinde birer akıllı cep telefonu ile sanal dünyaları yaşayan aile, birbirlerine yabancı hayat sürüyorlar. Artık arkadaşlıklar bile sanal oldu.

Bunlar aslında, şu andan ve yeniden kaçış anları değil mi? Yeninin değerini eskinin değeri üzerinden belirlemiyor muyuz böyle anlarda?

Artık evlerde yemek kolay kolay pişmiyor yeni nesil fast food sektörünün hazır ve çabuk tüketilebilir olduğu ve tam da bu amaçla var edildiği günümüzde, eskinin gücüne hayranız.

Bir yer sofrası veya masa etrafında toplanan aile bireyleri toplu halde Allah ne verdiyse yemeklerini yer ve kalkarlardı. O birliğe, o samimiyete, o aza kanaatimize, irademize, hoşgörümüze, hırstan çok, şükreden hallerimizi kim özlemiyor ki? dostlar.

Geçmişi arayıp, özlem duymamızın bir başka nedeni ise, insanoğlunun şu anki mevcut durumdan muzdarip olmasıdır. Sohbet tadında ruhumuzu doyuran, iki kelam edeceğimiz, dost ve arkadaşları bulmak neredeyse yok denecek kadar azaldı bugün.Evet eski artık geçmişte kaldı, hepsi acısıyla tatlısıyla yaşamımızda izler bıraktı. Ancak eskinin içinde kaybolmamak ve daha da önemlisi eski ile günümüz arasında bağ kurmak neler yapabileceğimizi düşünmek, tartmak ve ona göre hayatı yaşamak gerekiyor. Hayatımıza bir anlam katmak eski anıları hep bir tebessümle anarız.

Ancak; Unutulmamalıdırki hayat devam ediyor ve biz artık eskilerde değiliz, eski değerlerimizden taviz vermeden hayatımızı bugüne uyarlamamız gereklidir.