Geciksen de yetiş!.. (2)
Eşim güzel yemekler hazırlamış,
kuyudan soğuk su çıkarmışlar. -Arabistan sıcağında soğuk suyun kıymetini takdir
edersiniz- Çardağın içerisinde güzel yemekler, soğuk sular eşim orada beni
bekliyor. Çardağın kapısından kafamı uzattım, içeriye doğru baktım. Güzel yiyecekleri,
suyu, beni bekleyen nimetleri gördüm. Kendi kendime dedim ki ‘Ebu Hayseme!
Yazıklar olsun sana! Yazıklar olsun sana! Allah'ın Resulü (a.s.) kızgın güneşin altında, çöl sıcağında, yakıcı
kumların üzerinde Allah için sefere çıksın; sen ise çardağında, eşinin yanında,
sıcak yemeklerin başında keyif çatasın. Allah’tan reva mıdır? Yakışıyor mu sana’
dedim. Sonra kendi kendime bir söz verdim. Yemin ettim. “Vallahi Allah'ın Rasulüne
(a.s.) ulaşıncaya kadar bir lokmasını ağzıma sürmeyeceğim. Bir damlasını
içmeyeceğim, dedim ve çıktım” diyor. Apar topar hazırlandım, çabucak, tek
başıma yola çıktım. Epeyce gittikten sonra ileride orduyu gördüm. Daha sonra
Efendimiz (a.s.)’ın yanında olanlar anlatıyorlar “Arkadan birisinin geldiği
görülünce; ‘Ya Rasülallah! Bir gelen var.’ diye haber vermişler. Efendimiz
(a.s.) “Keşke gelen Ebu Hayseme olsa!” buyurmuşlar.
Allah'ın Resulü (a.s.)’ın, tabir
caizse yüreğinin bir kısmı Medine'de emrine icabet etmeyip gelmeyenler ile beraber
kalmış, Niye gelmediler, neden dinlemediler, neden isyan ettiler, helaklerini
hazırlıyorlar” der gibi!
Allah’ın (c.c.) ve Rasûlü’nün (a.s.)
emrine icabet etmemek, çağrısına cevap vermemek insan için felaket sebebidir. İnsanın
ahiretini perişan eder, mahveder. Dünyası iyi olabilir. Bir eli yağda bir eli
balda bir hayat sürebilir. İstediği her şey olabilir ama yaşamış olduğumuz
dünya bizi cennete götürmüyorsa, çıkmış olduğumuz yolculuğun sonu cennetle
sonuçlanmıyorsa bu hayatı yaşamanın ne anlamı olabilir?
Bir elimiz yağda bir elimiz balda
olsa! İstediğimiz her şeye kavuşuyor olsak! İstediğimiz arabalara binsek, çok
güzel evlerde yaşasak! Çok pahalı kumaşlardan yapılmış elbiseler giysek! Eğer
ahiretimiz cennet olmazsa bunların zerre kadar faydası yok. Yatırımı buraya
yapmamak lazım!
Ebu Hayseme “Gittim, en
sonunda Efendimiz (a.s.)’ın yanına yaklaştım; “Yoluna anam, babam, canım kurban
olsun ya Rasulallah! Geldim” dedim. Efendimiz (a.s.): “Ebu Hayseme! İyiki geldin.
Gelmeseydin neredeyse helak olacaktın” buyurdu.
Şu hayatın debdebesi
içerisinde, yoğun koşturmacalar içerisinde, dünyevileşmenin girdabına
düştüğümüz zaman dilimi içerisinde, lüksün, şatafatın, dünyalık biriktirmenin birbirimize
karşı çoklukla övünmenin adet haline geldiği, bizi kasıp kavurduğu bu günümüzde
Ebu Hayseme’nin hayatından hayatımıza taşımamız gereken; “Geç bile kalmış olsan
Allah ve Rasulünün çağrısına icabet etmekte acele et” mesajıdır. Allah ve Resulünün
çağrısına mutlaka yetişmek gerekiyor. Her birimizin, Tebuk’tan geri kalanlara Cenab-ı
Hakk’ın yaptığı uyarıdan çıkarmamız gereken dersler var.
“Ne oluyor size, Allah yolunda
sefer çıkın denildiği zaman çakılıp kaldınız yere. Yoksa ahiretin karşılığında
dünyaya mı razı oldunuz, dünyayı mı seçtiniz?”
İstifade edeceğiz dünyanın
nimetlerinden. “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin güzellerinden, temizlerinden,
helal ve temiz olarak yiyin” buyurur Allah (c.c.)
Dünyanın nimetlerinden
istifade edeceğiz ama dünyanın bizi cennete götürecek bir yolculuk olması
gerektiğini asla aklımızdan çıkarmayacağız. Yaşamış olduğumuz dünya hayatı bizi
cennete götürmeyecek ise çok rahat, huzurlu, lüks ve şatafatlı bile olsa bir
anlamının olmadığı da asla aklımızdan çıkmayacak “Size hayat verecek olan
şeylere çağırdıkları zaman Allah ve Rasulüne, onların emrine icabet edin”
çağrısına icabet edeceğiz.
Bileceğiz ki Allah'ın emrine
uymakta hayat vardır. Bileceğiz ki Hz. Peygamber (a.s.)’ın çağrısına uymakta hayat
vardır. Dünyada huzurlu kılacak mesajlar;
Allah Rasulü (a.s.)’ın hayatında gizlidir. Bütün dünyadaki olumsuzluklar
içerisinde sığınacak bir liman varsa bu Allah'ın kitabıdır. Allah'ın kitabına
ve yaşayan Kur'an olan Efendimiz (a.s.)’ın ahlakına sığınmalı onun
güzelliklerinin güzellik olarak hayatımıza taşınması için bir çaba içerisinde
olmalıyız.
Rabbimiz Ebu Hayseme (r.a.) ve
sahabe-i kiramın hayatından hayatımıza güzellikler taşıyabilmeyi nasip etsin.