Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.22
Gram Altın
2955.70
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Eylül 2021

​Geciksen de yetiş!.. (1)

Allah Teâlâ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız” (Enfal, 24) buyurur.

Allah ve Resulü’nün çağrısı hayat veriyor. Günde 5 defa duyduğumuz “Hayyalessalah”, “Hayyalelfelah” çağrısı bir kurtuluş çağrısıdır. “Haydi kurtuluşa” diye çağırır. “Namaz kılarsan, Allah'ın huzurunda kıyama durur, rükuya varır, secdeye gidersen bu senin için kurtuluştur.” demektir.

Efendimiz (a.s.) “Sabahleyin kılmış olduğunuz iki rekât namaz, dünya ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır” buyuruyor. Yani Allah’ın (c.c.) çağrısı, Hz. Peygamber’in (a.s.) çağrısı bize hayat verir. Onları dinlemek, onlara kulak vermek, o çağrılara icabet etmek; bizim ebedi hayatımızı, ölümsüz mutluluk yurdu haline getirir. Dünyamızı da mamur eder.

“Erkek olsun, kadın olsun, her kim Allah’a ve âhiret gününe inanarak iyi ve yararlı işler yaparsa, onlara hem bu dünyada, hem de âhirette güzel ve hoş bir hayat yaşatacağız ve onları, yaptıkları işlerin en güzeli neyse, ona göre ödüllendireceğiz.” (Nahl, 97) buyurur Cenab-ı Hak Teâla Hazretleri.

Efendimiz (a.s.)’ın çağrısına Ebu Hayseme’nin gecikmeli olarak icabet etmesinden çıkarmamız gereken derslerden bahsetmeye çalışacağım.

Tebuk; bugünkü yol şartlarıyla Medine-i Münevvere’ye yaklaşık 760 kilometre mesafede bulunan bir şehirdir. Şam tarafındaki Rumlardan bir tehlike; Müslümanlar aleyhine bir hazırlık, bir toplanma istihbaratı gelince Efendimiz (a.s.) tehlike büyümeden bastırmak üzere sahabelerine sefere çıkmak için hazırlık yapmalarını emreder. Dönem sıcak bir dönemdir ve daha da ötesi hurmaların hasat mevsimidir. Hem sıcaktır hem de hurmalar toplanacaktır. Bu şartlarda yaklaşık 1 aylık bir mesafe için Efendimiz (a.s.) sefer emri vermiş, hazırlık yapılmasını istemiştir. Çok kaymalar olur, çok takılmalar olur, bahaneler üretenler olur. Kimileri “Bu sıcakta sefere mi çıkılır?” der.

Allah (c.c.); “Allah’ın Resulünün çağrısına uymayarak seferden geri kalanlar, yerlerinden ayrılmamış olmaktan dolayı sevinç duydular; canlarıyla mallarıyla Allah yolunda savaşmak istemediler, üstelik “Bu sıcakta sefere çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşi çok daha sıcaktır, anlayabilselerdi!” (Tevbe, 81) buyuruyor.

Münafıkça tavırlar sergileyenler olur. Onlara “Cehennemin sıcağı çok daha sıcaktır, keşke bilselerdi, diye haber verir. Kimisi şeytanın sağdan yaklaşmasıyla başka başka bahaneler üretir. Cedd b. Kays diye bir münafık der ki: “Ya Rasulallah! Duydum ki o tarafta Rum kadınları güzelmiş. Eğer ben gidersem nefsime uyarım, günaha girerim diye endişe ediyorum. Beni götürme.”

Cenab-ı Hak (c.c.) her konuşulanı duyandır. Kalbin her gizlediğini, gözün baktığı esnadaki niyetini bilendir.

“Onlardan “Bana izin ver, beni fitneye (isyana) sevk etme” diyen de vardır. Bilesiniz ki onlar (böyle diyerek) fitnenin ta içine düştüler. Şüphesiz ki cehennem, kâfirleri elbette kuşatacaktır.” (Tevbe, 49)

İnsan, insanı kandırabilir ancak Allah’ı kandırmak mümkün müdür? “Allah, gözlerin kötü niyetli bakışını ve kalplerin sakladıklarını bilir.” (Mü’min, 19)

Bütün bu bahanelere, bütün bu geri kalmalara karşı Cenab-ı Hak Teâla Hazretleri Tevbe suresi 38. ayet-i kerime ile müminlere seslenir: “Ey iman edenler! Size ne oldu ki, “Allah yolunda seferber olup savaşa çıkın!” denilince yerinize çakılıp kaldınız! Yoksa âhiretin sonsuz mutluluk ve nîmetleri yerine, dünya hayatının şu basit ve gelip geçici çıkarlarını mı tercih ettiniz? Fakat şunu iyi bilin ki, dünya hayatının güzellikleri, âhirete nazaran gerçekten yok denecek kadar değersiz ve azdır”

İnsan dünyayı tercih ederse; ibadetini bırakır, menfaatinin peşinde koşarsa, imanından taviz verir, dünyalıkla meşgul olursa, akıbeti felakettir. İşte Ebu Hayseme (r.a.) bu konuda bize en güzel örneklerden bir tanesidir.

Ebu Hayseme (r.a.): “Allah'ın Resulü (a.s.), “Hazırlanın çıkıyoruz!” diye sefer emri verdiler. Ben hazırlanmadım” diyor. “Aslında imkânlarım yerindeydi, gidebilecek durumdaydım ama gitmedim. Çağrıya karşılık vermedim, icabet etmedim. Ben böyle ayak sürürken ordu hazırlandı, Efendimiz (a.s.) ile birlikte sefere çıktılar. Bense güzel bir huruma bahçem vardı, hurma bahçeme gittim.